Üçüncü Dünya Savaşı ne işe yarar?

Soğuk savaş döneminde en çok duyduğumuz cümlelerden biriydi: ”Yakında Üçüncü Dünya Savaşı çıkacak.” Bir türlü ABD ve Sovyetler Birliği, Küba krizinde olduğu gibi didişseler de kavga etseler de savaşı göze alamadılar. Nihayetinde küresel siyasete ve ekonomiye fazla direnemeyen Sovyetler Birliği gitti yerine Rusya geldi.

Hatırlayınız İran-Irak Savaşı, Birinci ve İkinci Körfez Savaşlarında da benzer dedikodular seslendirildi fakat bir türlü Üçüncü Dünya Savaşı çıkmadı. ABD, Rusya’nın terk etmek zorunda kaldığı Afganistan’ı işgal etti, yine de iki ülke arasında bir savaş yaşanmadı.

ABD ve Rusya tarihte pek karşı karşıya gelen ülkeler değil. Doğrudan birbirleri ile savaşmaları yok denecek kadar azdır. ABD ve Rusya arasında bir savaş beklentisi de reel politik açıdan anlamsız. Fakat ABD’nin başında Trump gibi bir lider olunca reel politika bile iflas edebiliyor. Trump’ın ne yapacağını kestirmek zor. Bir devlet başkanından çok bir aile şirketinin patronu gibi davranmaya devam ediyor. Aslında Trump ABD politikasının son yıllarındaki dışa vurumundan başka bir şey değil. Ne yaptığını bilmeyen bir Amerika ile karşı karşıyayız. Trump bu yüzden Marvel filmlerindeki kötü adam gibi davranmaya devam ediyor.

Fakat şunu da unutmamak lazım, tarihte birçok savaşın nedeninde, çılgın adamların saçmalıkları var. Trump’ın çılgın söylemleri, mesnetsiz blöfleri ile dünya kendini bir anda savaşta da bulabilir. Birinci Körfez Savaşı’nda ABD yine bir çılgınlık ahvali ile hareket etmiş Irak’a haddini bildirmeye kalkmıştı.

Daha bir hafta öncesine kadar Suriye’den çekilmekten söz eden, “Ne haliniz varsa görün” diyen bir Amerika birden savaş bezirganına dönüştü. Suriye yönetimi pek çok kez kimyasal silah kullanmasına rağmen, Trump şimdi birden sertleşerek “hayvan” dediği insan kasabına ve onun koruyucusuna haddini bildirmeye çalıştı. Elbette kimyasal silah kullanmak bir insanlık suçudur ve yapanlar mutlaka cezalandırılmalıdır. Yalnız cezalandırılacak acaba Esed rejimi mi yoksa kimyasal saldırının arkasındaki diğer güçler mi olacak?  Bu sorunun cevabı aslında çok basit: Tabii ki hayır, savaşın bedelini yine masum siviller ödeyecek, bir savaş çıkması durumunda füzeler, bombalar Ortadoğu coğrafyasında patlayacak. Yani Müslümanların yurdunda.

Günümüz Müslüman ülkeleri maalesef savaşı kendi ülkeleri dışına taşımakta çok başarısızlar. Gönüllü olarak devletler ve taşeron örgütler kolayca ABD ya da Rusya’nın yanında yer alabiliyorlar. Kendilerinden çok bu küresel emperyallerin amaçlarını gerçekleştirmeye çalışıyorlar.

Öncelikle şunu söylemek lazım. ABD ve Rusya arasında gerginlik oranı ne kadar yüksek olursa olsun bir Üçüncü Dünya Savaşı çıkmaz. Çıksa çıksa yeni bir Ortadoğu Savaşı çıkar. Zaten İsrail belasının ortaya çıktığından beri bir Ortadoğu savaşı var. Filistin, Irak, Suriye, Yemen’deki çatışmalar da bunlardan farklı değil.

ABD başkanının sosyal medyada paylaştığı “Bekle, Rusya geliyoruz” hengamesi bir provokasyondan başka bir şey değil. Suriye, ABD ve Rusya’yı Üçüncü Dünya Savaşı çıkaracak kadar karşı karşıya getirmez. Trump’ın kendini gösterecek bir zafer kazanmak istediği çok açık. Bu yüzden kastettiği akıllı yeni füzeleri Suriye’ye gönderecek. Belki bir kaçına Rusya karşılık verecek ama bir dünya savaşı çılgınlığına yol açamayacaktır.

Belki de bu tür çılgınlığa en hazırlıklı olanlar bilgisayar oyunları oynayanlardır. Olağanüstü kahramanların birbiriyle abartılı kavgalarını bilenler belki de ABD’nin bu şovunun en iyi farkında olanlardır. Marvel filmlerinde gördüğümüz dünyayı kurtarmak adına dünyayı yok etmeye çalışanlar aynı kişiler değil mi?

Bir dünya savaşından kim karlı çıkar sorusunun cevabı oldukça basittir aslında; Küresel savaş baronları. Bunların da başını zaten bu süper güç dediğimiz ülkeler çekmiyor mu? Fakat savaş bir süre sonra eğlence sektörünü vurur hatta yok eder. Eğlenceyi bir hayat tarzı haline getirmiş Amerikan kültürü bu tür bir savaşın çıkmasını istemeyecektir.

Fakat savaş belirli bir bölge ile sınırlandırıldığında; Suriye’de kimin olduğu, katliamları kimin ve nasıl yaptığı gündeminde olmayanlar böylesi bir savaşı göze alabilir mi?

Felaket tellallığı yapmaya hiç gerek yok. Bir Üçüncü Dünya Savaşı bu tür restleşmelerden çıkmaz. Çünkü her Marvel filminin sonu olduğu gibi bu şovun da bir sonu olacak. Yalnız burada “kahraman kim olacak?” asıl sorulması gereken soru…

Türkiye böylesi bir savaşın hiç işe yaramayacağını yakından biliyor. Bu yüzden çok itinalı yaklaşıyor ve yanlış yapmamaya dikkat ediyor. Çünkü bir tarafta terör örgütlerini destekleyen, diğer tarafta ise artık meşruluğu kalmamış katliamla anılır olmuş birini destekleyen ülke var. Türkiye ne terör gruplarının ne de zalim kan kusucu bir rejimin havariliğine savunanların yanında yer almaz. Türkiye’nin öncelikli derdi sınırlarının korunması, terörden arındırılmasıdır. İşte bu iki küresel güç karşısında üçüncü bir yoldur, üçüncü bir dünya savaşı paydaşlığı değil.

Şimdi bize düşen bu filme ne katılmak ne de seyirci kalmak. Bu filmin bütün bölgemizi etkileyeceğini insanlarımıza hissettirmek. Bir bütün olarak, diri olarak yolumuza devam etmek. Biz biliyoruz ki, bizim Marvel filmlerinin kahramanlarına ihtiyacımız yok. Çünkü onlar dünyayı kurtarmak adına, bizim dünyalarımızı yok etmeye çalışıyorlar…