Komor adalarında bir şeyler oluyor

Doğu Afrika’daki adalardan Kamer (Komor) Adalarında bir süredir gergin bir hava yaşanıyor. Bu gerginliğin arkasında 24 Mart’ta gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı seçimleri bulunuyor. Son bir haftadır seçim sonuçlarını kabul etmeyen muhalefet sokaklara dökülmüş durumda ve hâlihazırdaki Cumhurbaşkanı Azali Assoumani’nin yüzde 60 ile kazandığı seçimlerin iptal edilmesini istiyor.

Hint Okyanusu’nda üç büyük adadan oluşan bu sakin Afrika ülkesinde bir süredir aslında çatışmalar çıkabileceği söylentileri vardı. Muhalefet seçimlerin şeffaf bir şekilde yapılmayacağını söyleyerek uluslararası gözlemci heyeti bulundurulmasını istemişti. Üstelik şeffaf, özgür bir şekilde seçim yapıldığında İran’a yakınlığı ile bilinen Ahamada Mahamoudou’nun yüksek bir oy alarak seçimleri kazanabileceği iddia ediliyordu.

Oysaki Mahamoudou yalnız yüzde 15’e yakın bir oy alabildi. Halk üzerinde etkisi de bulunan Mougnii Baraka Said, Salih Muhammed ve Said Muhammed Ahmed’in partilerinin çok düşük oy almaları kuşkuları artırıyor.

Komor Adalarının yüzde 99’u Müslümanlardan oluşuyor. Müslüman olmalarının temeli Hz. Osman (r.a.) dönemine kadar gidiyor. Hatta Hz. Osman (r.a.)’ın İslâmî tebliğ ile vazifelendirilmiş olan oğlunun türbesi Komor adalarında…

Arapça “kamer” (ay) kelimesinden gelen Komor Adalarının Osmanlı Devleti ile sıcak bir ilişkisi bulunuyor. Osmanlı halifeliğini kabul eden Komor Müslümanları Türkiye’yi de Osmanlı varisi olarak görmüşler. Sultan Abdulaziz Han döneminde dünya Müslümanları ile ümmet bilincini kurmak için bir kadı görevlendirilmiş ve faaliyetlerde bulunulmuş.

Fransızlar Komor Adalarına gelerek önce adanın ismini değiştirmişler ve baskıcı bir sömürgecilik inşa etmişler. Komor Adalarından birini oluşturan Mayotte adası hala Fransız toprağı kabul ediliyor ve sömürgecilik devam ediyor. Komor Adalarının bağımsızlığını Fransa 1976’da kabul etmek zorunda kalıyor ve askerlerini çekse de yönetimden çekilmiyor.

Fransa’nın sömürgecilik döneminde halkın bildiği, konuştuğu başta Arapça ve yerel Komor dilleri yasaklanıyor. Yalnızca resmi olarak Fransızcanın kullanılmasına izin veriliyor. Komor Müslümanları Fransa’nın sömürgeciliğine karşı dinlerini, kültürlerini yaşatmak için bir uğraş veriyor ve uzun bir mücadele sonrasında bağımsızlıklarına kavuşuyorlar.

Komor halkının daha önceki geçim kaynakları hayvancılık, balıkçılık ve sınırlı şekilde ziraattı. 2013’te gaz ve petrol rezervlerinin açık denizlerinde bulunması Fransa’nın iştahını tekrar bölgeye çevrilmesine yol açtı. Petrol ve gaz rezervinin oldukça yüksek olması, küresel diğer güçlerin de dikkatini çekti.

Komor Adalarında aynı zamanda Fransız, Hindistan ve Çin şirketleri tarafından işletilen altın, elmas ve uranyum kaynakları da mevcut. Fransa ve bu güçler arasında da siyasi ve ekonomik bir rekabet yaşanıyor bölgede.

Fransızlar 1976’da bağımsızlığını tanıdığı Komor Adalarından elini eteğini hiçbir zaman çekmedi. Bazen demokrasi kılıfı altında bazen de askeri darbeler yaparak Komor Adalarında etkili olmayı sürdürdü.

Adalet ve Vatan Partisi FNJ’nin 2019 seçimlerini kazanacağı iddiaları vardı. 24 Mart’ta yapılan seçimlerden bir süre önce mevcut Cumhurbaşkanı Azali’nin adının mühürlenmiş olduğu sahte oy pusulaları bulunduğu basında yayınlandı. Muhalefet, Fransa’nın desteği ile Azali’nin partisinin geçerli sandıkları değiştirdiği, sahte oy pusulaları sandıklarının yüksek seçim kurulu tarafından sayıldığını öne sürüyor.

Geçen haftadan beri 13 muhalefet partisinin başkent Moroni ve birkaç büyük şehirde gösterileri devam ediyor. Azali hükümeti gösterileri yasakladı ve seçimlerin iptal edilmeyeceğini açıkladı. Polisin göstericilere karşı gaz kullandığı, hatta sahici mermilerle müdahale ettiği, onlarca yaralı olduğu haberleri geliyor.

Komor Adaları Müslüman nüfusun en yoğun olduğu Afrika ülkelerinden biri hatta Müslümanların Güney Afrika’daki en büyük varlığı da denebilir. Tanzanya ve Mozambik arasında bulunan Komor Adaları tabii kaynaklar bakımından zengin olmasına rağmen halkın büyük bir bölümü yokluk çekiyor.

İran ve Suudi Arabistan da kendi mezhebi kaygılarını Komor Adalarında sürdürüyor. Bir tarafta Vahhabilik, diğer tarafta ise Şiilik propagandası yapılarak Müslümanlar arasında siyasi ve dini ayrımcılığın önü açılıyor. Komor Müslümanlarına Fransızlar kadar İran ve Suudi Arabistan’ın tehlikeli siyasetleri de zarar veriyor.

Komor halkı bütün bu propagandalara rağmen Türkiye’yi ve Türk halkını çok seviyor. Türkiye’nin Afrika açılımında Komor halkı da ilgi bekliyor ve içerden ve dışardan gelen saldırılar karşısında daha dirençli olmak istiyor.

Komor Adaları coğrafi olarak uzakta da olsa, yanı başımızdaymış hissi olan ülkelerden biri. Komor Adaları halkının birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmesi, kendi gelecekleri konusunda hür iradeye sahip olmaları gerekiyor. Orası ne Fransa’nın sömürge amaçlarına hizmet eden bir yer ne de İran ve Suud’un kendi hedefleri için parçalayacakları bir yer olmamalı.

Arap Birliği bile Komor Adaları konusunda Afrika Birliği kadar net ve tutarlı olamıyor. Komor Adaları katil prensin ülkesine ve onların koruyucusu Fransa’ya peşkeş çekilirken, İran bir taraftan mezhebi kaygılarını öne çıkarmakla meşgul. Komor Adalarının zenginlikleri bu ada halkına aittir ve kendi ülkeleri üzerinde karar verici olanlar da onlardır.

Komor Adaları Mayotte, Zanzibar, Moritus adaları İslam medeniyetinin, Müslümanların tarihi izleri olan adalardır. Bu adalara sahip çıkmak bir gereklilik değil bir mecburiyet. Hem de hemen!