Geçen hafta Pazar günü Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa’dan Kenya’nın başkenti Nairobi’ye hareket etmek için havalanan Etiyopya Havayollarına ait uçak kalkıştan dakikalar sonra Debre Zait’e düşerek 157 kişi öldü. Etiyopya ve Kenyalı yolcularla birlikte birçok ülkeden yolcunun bulunduğu kazada kurtulan olmadı.
Etiyopya Havayolları, Afrika’nın en fazla uçak filosuna sahip havayolu. Kuzey Afrika’da birkaç ülke dışında hemen hemen bütün Afrika ülkelerine uçuyor. Etiyopya’da kaldığım süre boyunca gerek iç, gerek dış uçuşlarda, Türkiye’ye gelmek dışında hep Etiyopya Havayollarını kullandım. Etiyopya içi uçuşlara binmek cesaret ister. Batılılar hep bu uçaklara binerken yüzlerinde bir endişe olur, Afrikalılar ise rahattır binişlerde.
Her yıl Afrika’da bir iki uçak kazası olur, geçenlerde basında fazla yer almasa da Demokratik Kongo’da pırpırlı bir uçak düşmüş onun üzerindeki Kongolu hayatını kaybetmişti. Afrika’daki diğer uçak kazalarına nispetle Etiyopya’daki uçak kazası biraz daha fazla gündem oldu. Bunun iki nedeni vardı; birincisi ölenlerin içinde çok sayıda Afrikalı olmayanların da bulunması, ikinci neden ise uçağın en güvenilir yazılıma sahip Boeing Max tipi olmasıydı.
Afrikalı ölüleri insan yerine koymadılar
AP gibi bazı batılı ajans ve haber kanallarında uçak kazası ile ilgili ölenler verilirken, Afrikalı olmayanlara yer verilmesi, Batı medyasının bir trajedi karşısında hâlâ ayrımcı, ırkçı ön yargılarından kurtulamadığını gösteriyordu.
32 Kenyalı, 9 Etiyopyalı, Cibutili, Mozambikli Ruandalı, Sudanlı, Somalili, Togolu, Ugandalı, Nijeryalı birer yolcu görmemezlikten gelinmişti. Daha çok kazada ölen Avrupalılardan bahsediliyordu canlı yayınlarda.
Oysaki ölümün milleti, ırkı olmaz. Dünyanın bir yerinde ölen bir insan ile diğerinin bir farkı yoktur. Ölüleri bile ayırt etmek insanlık adına bir utançtır. Ölüler üzerinden ayrımcılık anca beyaz sömürgecilere has bir davranıştır.
Zululardan İngiliz’e insanlık dersi ama anlamazlar
Bu medya ırkçılığının arkasında sömürgecilik anlayışının, ırkçılığın aparthed anlayışının devam etmesi vardır. Batının sömürgecilik tarihinde bu algı vardı ve şimdi de devam etmekte. 19 yüzyılda Güney Afrika’nın Zululanda bölgesinde Zulular ile İngilizler savaşırken, İngilizler yenilgiye uğratılmıştır. Zulu kralı vahşi hayvanların beyazların cesetlerine zarar vermemesi için, ölüler belirli bir yere toplanmış ve etrafı çevirerek üstü kapatılmıştı. Fakat Zulular aynı akıbete uğradığında İngilizler Zuluların ölülerini vahşi hayvanlara bırakmışlardı.
Etiyopya uçağının düşmesinin gündem olmasının diğer bir nedeni ise dünyanın en güvenli uçağı kabul edilen Boing Max 8 tipi uçağın bir yılda ikinci kazası olmasıydı. Daha önce de yine bu tip bir Endonezya havayollarına ait Boeing uçağı Ekim’de düşmüş, yüzün üzerinde insan hayatını kaybetmişti.
Müeyyide Boeing’e değil ABD’ye olmalıydı
Başta Türk Hava Yolları olmak üzere birçok havayolu şirketi Boeing 737 Max tipi uçakların seferlerini durdurdu. Türkiye’nin de aralarında bulunduğu pek çok ülke bu tip uçaklara hava sahasını kapattı. Bu bir bakıma dünyanın en prestijli uçak firması kabul edilen Boeing şirketine bir yaptırım anlamına geliyor. Fakat asıl yaptırım bu firmaya lisans başta olmak üzere birçok imtiyaz tanıyan Amerikan Havacılık Kurumu’na olmalıydı.
Bize dünyada en güvenilir şirketlerden biri olarak yutturulan bir Amerikan şirketi, son bir yıl içinde 300’e yakın kişinin ölmesinden sorumlu. Bu neredeyse bir terör örgütünün öldürdüğü sivil insan sayısından daha fazla.
Henüz uçağın neden düşüp düşmediğini bilmiyoruz, pilot hatası veya uçaktan kaynaklanmayan bir hata da olur. Yalnız uçağın düşme öncesinde pilotun, “kontrol bizde değil” demesi, sorumluluğu şirkete çevirdi.
Boeing şirketi ise tevazuu göstermeyip sorumluluk sınırlarını aşan bir açıklama yaptı. Uçaklarının “uçuş güvenliği açısından ve yazılımı bakımından dünyanın en kalitelisi” olduğunu açıklayarak gözümüzün içine baka baka kazayı başka nedenlerde aramamız gerektiğini söyledi. Düşen uçağın karakutusu bulundu ve Boeing istemesine rağmen Fransa’daki bir şirkete gönderildi. Bu karakutu incelendikten sonra uçağın neden düştüğünü anlayabileceğiz ama çoğunlukla bu tür inceleme sonuçlarında “pilotaj hatası” denilerek geçilir.
Uçağın düşmesi ister şirket, ister pilot hatası olsun sonucu değiştirmeyecektir. Önemli olan daha fazla kâr yapmaya dayalı kapitalist sistemde bu kazaların olabileceğinin kanıksanması. Sonuçta insanlar ölüyor, hayatları paramparça, darmadağın ediyor. Her insanın ölümü ayrı bir ölüm ve trajedidir. Uçak şirketleri para kazanmak adına fazla yolcu almak için Boeing 737 tipi büyük uçakları tercih edecek ve kazalar da ölüm oranını artıracaklardır.
İnsan hayatı bu kadar kapitalizmin amaçlarına kurban edilmemeli, paradan, sermayeden, şirketin kazanacağından daha önemli olduğunun farkına varılmalı. Bir insanı öldürmek, tüm insanları öldürmek gibidir, bir insanı da yaşatmak bütün insanlığı yaşatmak gibidir.