Türkiye’nin Sudan’ı

10 yıl aradan sonra tekrar Sudan’dayım. Diğer Afrika ülkeleri arasında Sudan’ın daima farklı bir yönü olmuştur bende. Kendimi her zaman Sudan’a yakın hissetmişimdir. Diğer Afrika ülkelerinde yabancılık duygusu daha ağırdır. Sokaklarda ve caddelerde dolaşırken “farklı” olduğunuzu hissedersiniz. Fakat burada böyle bir his olmaz. Sudanlı insanların sizden hiçbir farkı yoktur. Kuşkulu, çekinceli bakışları burada bulmazsanız.

Sudan’ı “Türklere daima gülümseyen ülke” olarak tanımlarım hep. Evet diğer Afrika ülkelerinde göremediğiniz sıcaklığı, gülümsemeyi burada bolca görebilirsiniz. Afrika ülkelerinde belki iklim ve çevre şartlarının etkisi ile kasvetli bir hava sezersiniz. Sanki her şey size gri bulanık görünür. İki yıldır Etiyopya Addis Ababa’da yaşamama rağmen, hep bu “griliği” fark ettim. Grinin bütün tonları sanki bu şehre hakim olmuştu. Diğer renkler gri içinde kayboluyordu. Fakat Hartum’da aydınlığı daha çok, renkleri daha diri hissedersiniz. İstanbul’da mavi nasılsa burada da aynıdır. Yeşilin tonları, mavinin bereketliliği burada da sizi büyüler.

Sudan insanı diğer Afrika insanlarından farklıdır. Diğer Afrika ülkelerinde görülen kızgınlık ve öfkeyi Sudanlılarda göremezsiniz. Hele sizin Türk olduğunuzu öğrenirlerse size daha farklı bakar, sizi kendilerinden bir parça kabul ederler. Diğer Afrika ülkelerinde “siyah” ve “beyaz” insan ayrımı vardır fakat Sudan’da böyle bir ayrım göremezsiniz. Sizi belirleyen renkler değil, muhabbet ve sevgidir.

Uzun bir süre geçmesine rağmen hala Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Sudan gezisi hafızalarda. Sudan’ın cadde ve sokaklarında devlet Başkanı Beşir’le birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın posterlerini görmek mümkün.

Hartum sanki İstanbul, Ankara, Diyarbakır ve Bursa’nın bir parçası gibi. Çünkü oralarda ne varsa Hartum’da da var. Nur Camisindeki şadırvan, Bursa Ulucami şadırvanından farklı değil. İrem Cafe’de otururken sanki Nil kenarında değil de Marmara Denizi’ne bakan bir Osmanlı’dan kalma kıraathanede oturuyor gibisiniz.

Sudan’da tarif edilemez bir Erdoğan sevgisi var. Erdoğan ismini duyunca herkeste bir heyecan ve gülümseme oluyor. Erdoğan ümmetin lideri olarak görülüyor Sudan’da. İktidarı da muhalefeti de Erdoğan’ı seviyor. Cumhurbaşkanımızın farklı, güzel bir yeri var zihinlerde ve kalplerde. Camilerde Cumhurbaşkanımız için dualar ediliyor, her ziyaret ettiğiniz yerden selamlar gönderiliyor.

Artık bizde de kurumlaşmış bir “Sudan algısı” olduğunu fark ediyorum. Türkiye’nin Sudan algısı daha ayırt edici bir özellik gösteriyor. Bunu tüm kurumlarımızda hissediyor ve bu algıyı idrak edebiliyoruz.

İrfan Neziroğlu

Türkiye’nin Sudan büyükelçisi. Oldukça deneyimli biri. Uzun yıllar devletin değişik kademelerinde görev yaptıktan sonra Sudan’a büyükelçi olarak atanmış. Farklı bir büyükelçi. Yıllardır aradığımız ve özlediğimiz büyükelçi tavrını onda görüyoruz. İrfan Bey’in insana dokunan bir yapısı var. Kısa sürede Sudan toplumunun gönlünde de taht kurmuş. Sudan basını bizden daha çok onu takip ediyor.

Geçenlerde bir Sudan gazetesinde okuduğu haber üzerine fakir bir aileye yardım etmek için gitmesi bütün medyada manşet olmuş. Tüm televizyon ve gazeteler onun kadirşinaslığından bahsetmiş. Aslında İrfan Bey Türkiye’nin Sudan’daki yüzü. Türkiye’yi bütünü ile temsil etme gayretinin bir sonucu.

Diğer Türk kurumları ile büyükelçiliğin öncülüğünde güçlü bir koordinasyon var. Sanki bu kurumların öncüsü, bir akıncı, bir diriliş eri gibi burada Türkiye’yi en güzel şekilde temsil etme gayreti içinde.

Tika

Sudan’da nerede bir kalkınma projesi varsa Tika orada. Tika aslında Sudan’ın her yerinde. Hartum’da, Omdurman’da, Bahri’de, Kassala’da, Port Sudan’da, Sevakin’de, Nyala ve Kordofon’da.  Daha da önemlisi kalplerde. Hartum’da on yıldan fazla olmuş Tika açılalı. Binlerce proje gerçekleştirmiş. Bu projeler bazen bir hastane, bazen bir okul bazen bir tarım projesi olmuş ama her şeyden önce de Sudan’ın bir acısına, bir yarasına merhem olmuş. Tika Koordinatörü Celaleddin Bey’in de bu projelerde etkisi büyük. Yerinde durmayan bir isim. Projelerden bahsederken bile hala yetinme değil, daha fazla ne yapabiliriz arayışı içinde.

Yunus Emre Enstitüsü

Artık Sudan sokaklarında ve hatta bürokraside Türkçe konuşanlar var. Sizin Türk olduğunuzu duyunca Türkçe konuşmaya başlıyorlar. Anlam vermediğiniz bu durumun son 2-3 senede Yunus Emre Enstitüsü’nün Türkçe kursları yoluyla olduğunu anlıyorsunuz. Kurslara yoğun bir talep var. Binlerce Sudanlı Yunus Emre Enstitüsü kanalıyla Türkçe öğrenmiş. Türkçe öğretiminin yanı sıra etkinlikler de yapılıyor.

Maarif Eğitimin hamlesini başlatıyor

Maarif Vakfı Sudan’da Hartum ve Nyala’daki okulları ile faaliyetlerine devam ediyor. Okullara yoğun bir talep var. Okul sayısı daha da artacak gibi görünüyor. Sudan’a gittiğinizde Maarif, sizi bir aile gibi karşılıyor. Sizin ile Sudan halkı arasında köprü kurmanızı sağlıyor.

Türkiye’deki sivil toplum kuruluşları da birlik ve beraberlik içinde hareket ediyor. Her gün Sudan için daha fazla bir şeyler yapmak adına gayretler gözlerden kaçmıyor.

Artık bizim de zihinlerimizde yeni bir Sudan var. Bu Sudan iç çatışmalar, savaşlar, askeri darbelerle anılan bir Sudan değil. Bu Sudan, Türkiye kardeşliğinde bir Sudan algısı. Afrika’nın pak ve gür sesi Sudan…