Terör ve yolsuzluk gölgesinde Nijerya seçimleri

Afrika’nın 200 milyonu aşan nüfusu ile en kalabalık ülkesi Nijerya 16 Şubat’ta devlet başkanlığı ve meclis seçimlerine gidiyor. Seçim trafiği Nijerya’da martın ortalarına kadar devam edecek. Önce devlet başkanlığı, sonra eyalet ve valilik seçimleri akabinde de senato seçimleri gerçekleştirilecek.
Nijerya Afrika’nın Hindistan’ı gibi. Etnik ve dini farklılıkların bir arada yaşadığı Afrika’nın iyi kötü bir zeminde 20 yıldır demokrasi ile yönetilen ülkesi. Nijerya aynı zamanda yıllardır terörle boğuşan bir ülke. Bağımsızlığını ilan ettiği 1960’dan bu yana etnik ve dinî çatışmaları sürekli yaşayan bugünlerde ise Boko Haram terörü ile uğraşıyor.
Nijerya aynı zamanda Afrika’nın ekonomik devi. Bazı zamanlarda ekonomik yarışta Güney Afrika öne geçse de Nijerya’nın ekonomik potansiyeli daha yüksek. Yani petrol, doğalgaz, inşaat alanlarında Afrika’nın öncüsü bir devlet…
Nijerya’da en son seçimler 2015’te yapılmıştı. Şimdiki Cumhurbaşkanı Muhammed Buhari, Amerika’nın çok açık bir şekilde desteklediği Goodluck Jonathan’ı, yolsuzluk ve terörle mücadele de kararlı olacağını söyleyerek yenilgiye uğratmıştı. Şimdi yapılacak seçimlerde ise Yenilikçi Parti adına seçimlere girecek Muhammed Buhari’nin karşısında Halkın Demokrasi Partisinin adayı 72 yaşındaki Atiku Abubakar var. Başka adaylar da var ama seçimin özellikle iki aday arasında geçmesi bekleniyor.
Öncelikle her iki aday da Müslüman ve Fulani kabilesinden. Nijerya’da etnisitenin hala siyasette önemli bir yeri var. Ülkenin çoğunluğunu Hausa/Fulani toplulukları oluştursa da azımsanmayacak sayıda Yoruba ve İgbo toplulukları da var. Ayrıca Nijerya nüfusunun yüzde 50’sini Müslümanlar, yüzde 40’ını Hıristiyanlar yüzde 10’unu ise yerel dinlere inananlar oluşturuyor. Müslüman olmayan yüzde 50 kesim hangi yönde oy kullanacak asıl belirleyici olacak gibi görünüyor.
Muhammed Buhari asker kökenli bir devlet adamı 75 yıllık hayatına bir de askerî darbe sıkıştırmış biri. Atiku Abubakar ise ülkenin en zengin iş adamlarından. Daha önce adı yolsuzluk, rüşvet, kara para aklamaya bulaşmış bir isim ve ABD tarafından kendisine uzun yıllar vize verilmemiş.

SEÇİMLER TERÖR VE EKONOMİ GÖLGESİNDE GEÇECEK
Buhari terörü sona erdireceği yolsuzlukla mücadele edeceğini söyleyerek iktidara gelmişti. Fakat gerek yolsuzlukla mücadelede, gerek terörle mücadelede yeterince başarı gösteremedi. Boko Haram terörü önlenemedi. Her şeye rağmen terör konusunda kısmi başarılar elde ettiği de söylenebilir. Çünkü terör NB bağımsızlığını ilan ettiği yıllardan beri var, 4-5 yıllık süreçte terörü tamamen sona erdirmek imkânsız ama küçültülebilir.
Üstelik Nijerya’da terörü, alt yapısını oluşturan sorunlara radikal çözümler bulmadan bitirmek zor. Terörün en önemli nedeni, artan genç nüfusa rağmen, gençlerin işsizliğini çözebilecek politikalardan mahrum olma. Özellikle çoğunluğu Müslümanların yaşadığı kuzey ve doğu bölgelerinde alt yapı sorunları hala çözülebilmiş değil. İnsanların büyük bir kısmı yoksunluk ve yoksulluk içinde hayatta kalmaya çalışıyor. Petrolden elde edilen gelirler Müslümanların yaşadığı bölgelere ulaştırılmıyor, eşit gelir dağılımı bir türlü sağlanamıyor.
Nijerya aslında ne askerlerin ne siyasetçilerin söz sahibi olduğu bir ülke. Nijerya’yı şirketler yönetiyor dersek doğrudur. Her büyük şirketin kendine ait bir basın kuruluşu var ve ülkeyi istedikleri gibi manipüle edebiliyorlar. Dünyada en fazla fukaralığın olduğu ülkelerden biri Nijerya. Devlet memurları ve askerlerin maaşlarının çok düşük olması nedeniyle işler ancak rüşvet gibi usulsüz yollarla çözülebiliyor. Birçok Nijeryalının parasını yurt dışına özellikle de İngiltere’ye kaçırdığı biliniyor. Hatta İngiltere’deki bankaları ayakta tutanın bu paralar olduğu görülüyor. Buhari, İngiltere ziyaretinde bu paraları istedi ama yalnız 4 milyar doları Nijerya’ya getirebildi.

İSRAİL ETKİSİ
Nijerya’da İngiltere, ABD’nin önemli bir ekonomik etkisi var. Yurt dışı şirketlerin büyük bir kısmı bu devletlere ait. ABD’nin büyük firmaları önemli bir tüketim potansiyeli bulunan Nijerya’da oldukça etkililer. Bu durum yerel iş insanlarının da ekonomik güçlenmesini bir ölçüde engelliyor. Yani kazanan Nijerya insanı değil ABD şirketleri oluyor. İngiltere ise petrol, doğalgaz ve bankacılık sektöründe etkili. Nijerya petrolünden elde edilen gelirin yüzde 52’si İngiliz şirketlere ve İngiltere’ye gidiyor.
Nijerya’da gözle görülmeyen fakat etkili bir devlet daha var, o da İsrail. Nijerya ile İsrail arasında diplomatik ilişkilerin uzun bir seyri var. İsrail, Batı Afrika yapılanmasını Nijerya üzerinden sürdürüyor demek abartılı bir yaklaşım olmaz. Nijerya’nın güney bölgesinde tarım alanında aktif faaliyet gösteren İsrail şirketlerinin olduğunu hemen herkes biliyor. Ayrıca İsrail son yıllarda yeniden gündemde olan İgbo topluluğunun yaşadığı Biafra ayrılıkçılarına destek verdiği biliniyor.
İsrail aynı zamanda ordu ve istihbaratta da etkili. Boko Haram tehdidinin çıkması iki ülkeye yaradı öncelikle biri İsrail, diğeri ABD. İsrail, Boko Haram bahanesi ile Nijerya ile güvenlik ve istihbarat ilişkilerini geliştirdi, ABD ise el altından ve resmi yollardan birçok silah satışı yaptı.

BUHARİ’NİN İŞİ ZOR
Muhammed Buhari’nin terörle ve yolsuzlukla mücadelede samimi davrandığını söyleyebiliriz. Fakat yıllar içinde bürokratik oligarşide radikal değişimleri yapması güçtü. Yine göreve geldikten bir süre sonra hastalanması ve uzun süre tedaviye maruz kalması ister istemez terörle ve yolsuzlukla mücadelesinde yavaşlama oldu. Atiku Abubakar, bir işadamı olduğu kadar aynı zamanda eski bir politikacı. Hatta bir dönem devlet başkan yardımcılığı da yaptı. Abubakar’ın kazanma şansı daha yüksek gibi görünüyor. Özellikle Hıristiyanların yoğun yaşadığı güney ve batı bölgelerinden yüksek oy alma ihtimali oldukça yüksek. Eğer Abubakar seçimleri kazanırsa Halkın Demokrasi Parti iktidarı yeniden başlayacak ve ülkeyi ülkenin en zenginlerinden biri ülkeyi ABD’de olduğu gibi yönetmiş olacak.