Somali’de beş yıl aradan sonra yine büyük bir kıtlık yaşanıyor. Somali Devlet Başkanı ve uluslararası yardım kuruluşları büyük bir felaket yaşanmakta olduğunu sıklıkla belirtiyorlar. Somali’de açlıktan ve yeterli beslenememekten dolayı çocuk ölümlerinin de başladığı ifade ediliyor ajanslar tarafından.
Aslında kuraklığa bağlı kıtlığın en vahim bir şekilde yaşandığı yerlerden biri de Etiyopya’nın Somali eyaleti, diğer adıyla Ogedan.
Somali bölgesi Etiyopya’nın doğu bölgesinde Somalilerin yaşadığı bir eyalet. Bu kurak bölgede 6 milyon Somalili yaşıyor. Etiyopya ile Somali arasında 70’li yılların sonralarında gerçekleşen savaş sonrası, bu bölge Etiyopya tarafından ilhak edilmiş. Geçen yıllara kadar bir iç savaş vardı fakat hükümetle Somalili gruplar arasında bir uzlaşma sağlandıktan sonra barış ortamı gerçekleşti.
Somali eyaleti, Afar eyaleti ile birlikte Etiyopya’nın en geri kalmış bölgelerinden biri. Her sene kıtlık, kuraklık haberlerini bu bölge ile duyarız ve yüzlerce sivil toplum kuruluşu bu eyalete giderek insani yardımda bulunurlar. Fakat bu yardımlar, ne açlıktan kaynaklı ölümleri durdurur ne fakirliği yok eder ne de kuraklığa karşı çözümleri beraberinde getirir.
Aslında kuraklığa bağlı olarak sürdürülebilir bir kalkınma yerine sürdürülebilir bir fakirlik söz konusudur. Ramazan ve Kurban bayramlarında bu bölge bazı yardım kuruluşları tarafından hatırlanır ve bir aileyi bir kaç gün doyuracak yardımlar yapılır. Bu yardımlar dünya medyasında sanki ölümlerin önüne geçilmiş gibi gösterilir.
Somali bölgesi altın, elmas, doğal gaz rezervi bakımından zengin bir bölge olmasına rağmen bir türlü işletilemez. İşletilse bile burada yaşayan halk faydalanamaz bu kaynakların gelirinden.
Somali bölgesi oldukça kurak bir bölge, bir kaç yer hariç hemen hemen hiç tarım yapılamamakta. Hayvancılık bölgenin en önemli geçim kaynağı. Yağmurlar durunca ve havalar ısınınca ilkin hayvanlar etkileniyor sonra insanlar. Bu bölgede adeta insanlar unutulup kaderlerine terk ediliyor. Yanı başındaki Harar eyaleti veya bölgenin en önemli sanayi şehirlerinden Diri Dava sessizce yaşanacak felaketleri izliyor.
Somali bölgesinde kuraklık, açlık, temiz suya ulaşım, eğitim olanaklarından faydalanamama gibi problemler giderek artıyor. Gelen yardımlar ise eyalet başkenti Jijiga’dan öteye geçmiyor. Fakat asıl Somali bölgesi eyalet başkentinden sonra başlıyor ve özellikle Somali sınırındaki yerleşim bölgelerine yardımlar hiç ulaştırılamıyor.
Somali bölgesi neden önemli?
Somali eyaleti Ogedan bölgesi olarak da bilinmekte. 1979’a kadar topraklarının önemli bir bölümü Somali devleti içinde yer alırken Etiyopya- Somali savaşından sonra Etiyopya’nın hakimiyetine girdi. Uzun bir dönem bölgede istikrarsızlık ve güvenlik sorunu varken son dönemlerde Etiyopya hükümeti ile isyancıların uzlaşmaya varması nedeniyle bölgede barış ve sükunet hakim.
Somali bölgesinde yaşayanların büyük bir bölümünü Somalililer oluşturuyor. Halkın yüzde 99’u da Müslüman. Somali bölgesinde yaşayanların en önemli geçim kaynağı hayvancılık. Sığır, koyun ve deve besleniyor.
Somali bölgesi enerji zengini bir bölge. Petrol ve doğalgaz rezervlerinin olduğu biliniyor fakat üretim yapılamıyor. Üretim yapılamamasının en önemli nedeni Etiyopya hükümetinin bazı çekinceleri. Eğer bölgede petrol ve doğalgaz çıkarılmaya başlanırsa kısa zamanda bir iç savaşın başlayabileceği bir endişesi var. Güney Sudan bunun en somut örneği. Etiyopya ekonomik kalkınmadan çok ülkede istikrarın sağlanmasına önem veriyor. Çünkü ülke görünürde federatif bir yönetim olmasına rağmen yüzde 8’lik azınlık Tigreyler tarafından yönetiliyor. 80’den fazla etnik topluluğun yaşadığı bir ülkede, bir bölgede çıkacak karışıklık diğer bölgeleri de etkileyecek ve halihazırdaki ülkenin çoğunluğunu oluşturan Oramiyalılar daha fazla hak taleplerinde bulunacaklardır.
Bir Afrika ülkesinde iç karışıklık istenilen, arzu edilen bir durum olmamalı. Sınırları değiştirmek yerine sınırları korumaya yönelik bir politika üzerinde durulmalı. Afrika’da iç savaşların, siyasi kargaşalıkların kaybedeni daima o bölgede yaşayan halk olagelmiştir.
Fakat kuraklığa, açlıktan kaynaklı ölümlere, insani felaketlerin sona ermesi için de ses çıkarmak gerekli. Hiç bir şey insan hayatından daha değerli değil, insanları öldürmek ya da ölümlerine seyirci kalmak yerine onları yaşatmayı tercih etmeli.
Neredeyse iki senedir Etiyopya’nın Addis Ababa şehrinde yaşıyorum. Addis Ababa şehrinin açlık, insani felaketlerin önüne geçmek gibi bir gündemi yok. Sürekli artan oteller, alışveriş merkezleri inşa ediliyor. Addis Ababa’daki gece hayatı neredeyse Afrika’nın hiç bir ülkesinde yok. Marketde insanlar alışverişlerini yapıyor, dükkan sahibi Müslüman tacirler Dubai’yi ziyaret etmek için fırsat kolluyor.
Dışardan insani yardımlar geliyor, batılı yardım kuruluşları ülkenin gidilmesi en zor yerlerine giderek sembolik yardımlarda bulunuyor ve yardım gönüllüleri çocuklarla fotoğraflar çektiriyor. Herkes rahat bir şekilde yaşamını devam ettirirken Somali bölgesinde açlıktan insanlar ölmeye devam ediyor.
Bir bölgedeki kuraklık, açlık özellikle o ülkenin sorunudur. O ülke üzerine düşen görevi yapmak zorunda ve kronik açlıkla mücadele etmek için devletin imkanlarını seferber etmelidir. Bugün Afar ve Somali bir çöl bölgesinden farksız. Hayvancılığı, tarımı hatta alternatif sanayiyi geliştirmek için önlemler almalı. Eğitim bölgenin en önemli sorunlarından biri.
Yardım bağımlılığını gidermek ise öncelikle bizim sorumluluğumuz. Bir çok Etiyopyalının gündeminde Somali’de, Afar’daki açlık, kıtlık yok. Çünkü onlar İslam ülkelerinden ve Batıdan yardımın geleceğini düşünüyor ve kendi insanlarına yardımı bir sorumluluk olarak görmüyorlar.
Gelin önce bu zihinlerdeki açlık ve kuraklıkla mücadele edelim. Sonrası gelecektir…