Siyah halkların bağımsızlık savaşçısı: Kwame Nkrumah

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu hafta üç Batı Afrika ülkesine ziyarette bulunuyor: Fildişi Sahili, Gana ve Nijerya. Her üç ülke de Afrika’nın ekonomik açıdan en önemli ülkelerinden. 200 milyona yaklaşan nüfusu ile Nijerya, Afrika’nın en büyük ekonomisine sahip ülkesi. Fildişi Sahili son yıllarda yakaladığı siyasi ve ekonomik istikrarla adından en fazla söz ettirecek ülkelerin başında geliyor. Bazı ekonomistler Fildişi Sahili’nin yakın zamanda Afrika’nın Dubai’si olacağını iddia ediyor. Bu iddianın gerçeklik payı da yok değil. Fildişi Sahili Afrika’nın en büyük kahve ve kakao üreticilerinden biri olduğu gibi Afrika’nın ticari merkezi olma yolunda da ilerliyor.

Gana ise Afrika’nın son on yılda yıldızı parlayan ülkelerinden biri. Petrol fiyatların düşmesiyle geçici bir ekonomik sıkıntı yaşasa da yabancı yatırımcılar için cazibe merkezlerinden biri olma özelliğini sürdürecek gibi görünüyor. Ekonomik kalkınmasının yanı sıra siyasi istikrarı da yakalayan Gana, Afrika’nın demokratik ülkelerinden biri. Gana’nın son yıllarda yakaladığı bu başarının ardında siyasi liderlerinin önemli bir yeri var. Jerry Rawlings, John Kufuor, John Atta Mills ve John Dramani Mahama, darbelerle adından söz ettiren Gana’yı demokrasiyle yönetilen bir ülkeye dönüştürdüler.

Fakat tüm bu liderler içinde, Gana’nın ilk devlet başkanı Kwame Nkrumah’ın ayrı bir yeri var. Kwame Nkrumah sadece Ganalılar değil, Afrikalılar için de önemli bir yere sahip. Nkrumah Pan-Afrikanizmin fikir babası ve bugün 53 Afrika ülkesinin oluşturduğu Afrika Birliği’nin mimarı. Sömürgeciliğe karşı yalnız siyasi değil fikri bir mücadele de vermiş biri. Afrika sosyalizminin öncülerinden. Güçlü bir politik lider, iyi bir hatip, entelektüel bir isim.

Sömürgeciliğe ve emperyalizme karşı başarı kazanmış ilk Sahra Altı ülkesi Gana, onu bağımsızlığa ve özgülüğe götüren liderin adı da Kwame Nkrumah’tır. Nkrumah, asıl özgürlüğün Afrika’nın tümden özgür olmasıyla mümkün olacağını söyleyen ilk Afrikalı liderdir. Kwame Nkrumah, Afrika’nın özgürlük mücadelesini yalnız siyasi emellere değil; sosyal, ekonomik, kültürel ve felsefi temellere de dayandırmış bir kimsedir. Kwame Nkrumah, “siyah deriden beyaz maskeyi çıkaran” ilk isim olarak Franzt Fanon’un hayalini gerçekleştirmiştir.

Özgürlük ve bağımsızlık, diğer Afrika liderlerinde olduğu gibi Nkrumah’ya da ağır bedeller ödetti. 1957’de, Afrika’nın en köklü medeniyetlerinden Aşanti krallığının merkezine kurduğu Gana devletinin ilk devlet başkanı olarak seçilmesinden 9 yıl sonra, 24 Şubat 1966’da ABD’nin desteklediği askeri bir darbe ile devrildi Nkrumah. Ömrünün son altı yılını sürgünde yakalandığı cilt kanseriyle boğuşarak geçirdi. Romanya’da bir hastanede öldüğünde arkasında bağımsız bir Gana ve birçok yazılı eser bıraktı.

Nkrumah, 1909’da Gana’nın güney sahil kasabalarından biri olan Nkroful’da doğdu. Dindar bir Katolik olan annesi tarafından bir kilise okuluna gönderilen Nkrumah, lise ve yüksek öğretimini öğretmenlik üzerine başkent Accra’da yaptı. Okulunu bitirdikten sonra bir süre öğretmenlik yapan Nkrumah, İngiltere’nin bursunu reddederek öğretmenlikten biriktirdiği parayla ABD’ye gitti ve siyahların eğitim gördüğü Lincoln üniversitesinde felsefe eğitimi aldı. ABD’nin başarılı siyah öğrencilere verdiği bursu da almayarak tatil günlerinde kiliselerde yaptığı vaizlikten elde ettiği gelirle öğrenimini tamamlamayı başardı.

Nkrumah, üniversite yıllarında Marksist düşünceyle tanıştı ve başta Troçki, Buharin olmak üzere o dönemin tanınmış Marksistleriyle yazışmalar yaptı. Kendini Hıristiyan Marksist olarak tanımlayan Nkrumah, Marksizm ve Hıristiyanlık arasında bir ilişki kurmaya çalıştı. Yüksek lisansını teoloji, doktorasını felsefe alanında yaptı. Üniversite yıllarında Afrika’nın sorunlarıyla yakından ilgilendi. Bir aktivist olarak öğrenci eylemlerini organize etti. FBI tarafından birkaç kez sorgulandı ve gözetim altında kaldı. İtalya’nın Etiyopya’yı işgal etmesi Nkrumah’ta özgürlük fikrini tekrar ateşledi ve Afrika halklarının bağımsızlıklarına kavuşmadan özgürlüğü elde edemeyeceklerini düşünerek Gana’ya döndü. O zamanlar Sierra Leone, Liberya ve Gana, İngiliz yönetimi altında “Altın Sahili” olarak isimlendiriliyordu.

Nkrumah’ın başlattığı özgürlük mücadelesi 1957’de başarıya ulaştı ve ilk kez siyah Afrikalılar onun liderliğinde bağımsızlıklarını elde ederek özgür Gana’yı kurdular. Gana’nın bağımsızlığı diğer Afrika halkları için de örnek oldu ve Kenya, Nijerya, Zaire, Gine, Senegal, Sierra Leone gibi ülkelerin özgürlük yolculukları onun yaktığı bağımsızlık ateşinden beslendi.

Nkrumah için Gana’nın tek başına bağımsızlığı, bütünden bir parçanın bağımsızlığı gibidir. Sadece siyasi anlamda bir bağımsızlık yeterli değildir. Özgürlüğün yolu ekonomide, kültürde ve sosyal hayatta da özgür olmaktan geçer. Özgürlük ve bağımsızlık arasındaki bağ Nkrumah’a göre tikel değil bütüncül bir bağdır; birisi olmadan diğeri gerçekleşmez.

Nkrumah ilk kez bağımsız Afrika devletleri kongresinin düzenlenmesini sağladı, ilk kez Afrika devletlerini bir araya getiren “Tüm Afrikalı Halklar Konferansı”nı organize etti. Afrika devletlerinin bağımsızlıklarını devam ettirebilmeleri için ekonomik bir çatı altında birleşmeleri gerektiğini söyleyerek Afrika Ticaret ve Ekonomik Birliği Federasyonu’nu kurdu. İlk kez Afrikalı kadınları bir konferansta birleştirdi.

Nkrumah’ın Afrika’sı, Mandela’nın ya da Nyerere’nin Afrika’sından farklıdır. Onun dünyasında tek bir Afrika vardır. Binlerce kabilenin aynı çatı altında yaşadığı tek bir Afrika. Başkenti, merkez bankası, savunma gücü, tek bir vatandaşlığı olan Afrika.

Bana göre, Kwame Nkrumah’ın Afrika için düşündükleri bir ütopya değil, Afrika’nın gerçeği olmalıdır. Tüm Afrika ülkelerinin bağımsızlığa ulaşmalarının yolu da bu düşüncelerin gerçekleşmesinden geçecektir.

Bugün Nkrumah’ın birçok hayali hâlâ gerçekleşmedi. Afrika Birliği, Afrika Ortak Pazarı, Afrika Kalkınma Bankası kuruldu ama ortak para birimine ortak vatandaşlığa hâlâ geçilebilmiş değil.

Afrika’nın bağımsızlığı Nkrumah’ın hayal ettiği düzeyde tamamlanamadı. Fakat Afrika yükselmeye devam ediyor. 21. yüzyıl belki de “Afrika yüzyılı” olacak. Nkrumah’ın ateşlediği bağımsızlık fitili Afrikalıların ayağa kalkmasıyla sonuçlanacak ve Gana tekrar Afrika halkları için bir örnek olmayı sürdürecek.