Siyah Afrikalı Yahudiler

Afrika’nın herhangi bir ülkesine gidip “Afrika’da siyah Yahudiler var mı?” diye sorduğunuzda yüzünü buruşturup “sanmam” diyen siyah Afrikalıları görürsünüz. Afrika’ya gelmeden önce siyah Yahudilerin sadece Etiyopya’da yaşadığını biliyordum. Fakat Güney Afrika’da bir sinagoga çekim için gittiğimde siyah Yahudileri ilk kez orada gördüm. Siyah birinin nasıl Yahudi olabileceğini anlamak gerçekten zordu. Çünkü Güney Afrika’da gördüğümüz Yahudiler genellikle beyaz tenli, sarışın, renkli gözlü insanlardı. Yahudilerin birçoğu buraya 19. yüzyıl sonları ile 20. yüzyıl ortalarında Polonya, Hollanda, Almanya ve Fransa’dan gelmişlerdi.
Yahudiliğin belirli bir millete ait olmayan bir din olduğunu, bazı Yahudilerin ırkçı temayüllerinin ne kadar yersiz ve gerekçesiz olduğunu bu siyah Yahudileri gördüğünüzde anlayabiliyorsunuz. Üstelik bu Yahudilerin çoğu dini ritüellerinde farklı Afrika kültürlerini de yansıtıyorlar.

Etiyopya Yahudileri olarak bilinen “Falaşalar”ın ne zaman Habeşistan’a geldikleri konusunda hala tutarlı bir görüş yok. Kimileri bu Yahudilerin büyük Babil sürgününde geldikleri, kimileri “yabancı” anlamına gelen Falaşaların Hz. Süleyman zamanında Yahudiliği kabul eden yerel bir kabile olduklarını söylüyor. Bugün bu Yahudilerin birçoğu Eritre sınırındaki Tigray bölgesinde yaşıyor; tarım, hayvancılık ve zanaat işleriyle uğraşıyorlar. Yüzlerine baktığınızda Afrika insanı olmaktan ziyade Asyatik özellikleri görebilirsiniz. Kızıldeniz’e yakın bölgelerde yaşamalarından dolayı Yemen’deki eski Yahudi toplulukları ile akrabalıkları olduğu da ileri sürülebilir.

Falaşaların bir kısmı ise İsrail’de yaşıyor. İsrail’de yaşayan bu siyah Yahudiler Etiyopya iç savaşının yaşandığı 1970’li yılların ortalarında gelmişler. Halen bu Yahudilerin, İsrail yönetimi ve fanatik Yahudiler tarafından bir ayrımcılığa uğradıklarını görmek mümkün. Bu yüzden İsrail’den tekrar Etiyopya, Eritre gibi ülkelere göçler yaşandı.

Afrika’daki siyah Yahudilerden bir diğeri ise Zimbabwe’deki Lambe kabilesi. Lambe kabilesi Asyatik özelliklerden ziyade Bantu Afrikalıların tipik özelliklerini taşıyor. Konuştukları dil Bantu dillerinden Shona. Söyledikleri ilahiler Yahudiliğin geleneksel ilahilerinden. Yerel inanışların etkilerinde olsalar da domuz eti yemiyorlar ve içki içmiyorlar. Ölümden sonra ahiret gününe, insanların tekrar dirilip yargılanacağına inanıyorlar.

Zimbabwe’nin başkenti Harare’ye 200 km uzaklıkta Gutu bölgesi yakınlarındaki köylerde yaşayan Zimbabwe’nin siyah Yahudileri, son yıllarda İsrail’in de dikkatini çekmeye başladı. İsrail bölgeye çok miktarda yardım göndererek kabilenin bazı çocuklarını eğitim için İsrail ve ABD’ye götürdü. İsrail Dışişleri Bakanları son beş yılda Zimbabwe’nin bu köyüne iki önemli ziyarette bulundular. Bazı Yahudiler kayıp Yahudilerin Lambe kabilesinin mensupları olduğunu düşünüyor.

Aslında Lambe kabilesinin İslam’a benzer uygulamaları da var. Diğer bazı Afrika kabilelerinden farklı olarak yalnız erkek çocukları sünnet ediyorlar. Oruçları Müslümanların tuttuğu oruçla daha çok benzeşiyor. Kurbanlarını yalnız koyun ve sığırdan kesiyorlar. Hatta bugün Lambe köyü yakınlarındaki sinagogun aslında eski bir camii olduğu söylentileri de var. Camii yıkıldıktan çok sonra sinagogun İsrail yardımıyla inşa edildiği belirtiliyor.

Zimbabwe hükümeti ile Batı ülkeleri arasında 1990’lı yılların ortalarından itibaren uygulanan devlet başkanı Mugbe’nin Batı karşıtlığı politikasından İsrail hiç etkilenmedi. Tersine İsrail ile Zimbabwe arasındaki ilişkiler daha fazla gelişti ve Batı-Zimbabwe ilişkileri İsrail üzerinden yürütüldü. İsrail, Zimbabwe politikasında Lambe kabilesinin de yer almasını istiyor. En azından kültürel ilişkilerini bu kabile üzerinden yürütmek istediğini söyleyebiliriz.

Yahudiler Afrika’da sadece Etiyopya ve Zimbabwe’de bulunmuyor. Güney Afrika’da 100 bine yakın Yahudi nüfus bulunuyor. Bu Yahudilerin çoğunluğu beyaz olmalarına rağmen beyazların yardımıyla yükselen yeni bir siyah Yahudi elit var. Ekonominin neredeyse yüzde 60’ına beyaz Yahudiler hakim. Zimbabwe’de altın çıkarma ruhsatı ve işletme hakkına sahip kişilerden tek beyaz, Yahudi bir iş adamı. Bu Yahudi iş adamı adeta Lambe köyünün himayesini üstlenmiş durumda.

Gana, Sierra Leone, Kenya, Fildişi Sahili, Uganda, Liberya ve Nijerya’da da siyah Yahudiler var. Artık bu Siyah Yahudilerin büyük bir bölümü İsrail ile temas içinde. İsrail geleceğin Afrikasında siyahların siyaset ve ekonomide ana unsur olmasıyla bu Yahudilerin belirleyici olmasını istiyor.

İsrail’in Filistin’de ayrımcı bir politika uygularken Afrika’da siyah Yahudilerin daha fazla siyaset ve ekonomide rol üstlenmelerini teşvik etmesi aslında yıllardır uyguladığı politikalardan farklı bir durum değil. İsrail yeni Afrika’nın inşasında daha fazla rol üstlenmek istiyor. Bunu yaparken Belçikalıların Tutsileri öne çıkarmak istemeleri gibi onlar da siyah Yahudiler üzerinden yeni bir nüfuz kurma arayışı içindeler.
Fakat olayın bir de kültürel bir arka planı var; O da belirli bir millete has olduğu iddia edilen kavmiyetçi bir İsrail geleneğinin değiştirilmek istenmesinin ne kadar sahici olup olmadığı.

Biz Müslümanlar olarak İsrail, ABD, Fransa, İngiltere veya Çin’den daha şanslıyız. Bugün Afrika’nın yüzde 60’dan fazlasını Müslümanlar oluşturuyor. Bizim bu kardeşlerimizle bağımız daha derin. Önemli olan bu suni oluşturulmaya çalışılan arkaik ilişkileri göz ardı edip ümmet unsurunun ilişkilerimizde daha fazla yer edinmesini sağlayarak yarının inşa sürecinde asıl aktörlerin bu Müslümanlar olduğunu dünyaya gösterebilmek.