Batılıların modern dışı toplumlara dikte etmeye çalıştığı bir düşünce var; Kendilerince iptidai kabul ettikleri toplulukların bir kültürünün, medeniyetinin olmadığı. Halbuki en fazla kültürel zenginliğe sahip topluluklar Afrika’da yaşar. Afrika’da her topluluk ayrı bir kültürel bir zenginliktir. Fakat Batılılar kültürel ve fiziki antropoloji arasında sıkışıp kaldıkları için bu gerçeği görmezler.
Sadece Etiyopya’da 80’den fazla dil konuşuluyor. Yıllardır Batı medeniyetinin uyguladığı kültürel baskılara rağmen bu diller hayatta kalmaya devam ediyor. Teknolojinin enstrümanları bu gerçeklik karşısında şimdilik çaresiz. Gelecek günlerde bu kültürel çeşitlilik yeni bir medeniyetin doğmasına yol açar mı bilmiyoruz ama gördüğümüz kültürün sınır tanımadığıdır.
Dünyanın en zengin kültürel çeşitliliğinin olduğu yerlerden biri Etiyopya’nın güney bölgesindeki Maale topluluklarının yaşadığı Omo Vadisi’dir. Omo Vadisi’ne geldiğinizde kendinizi bir anda tarih dışında bulabilirsiniz. Yaklaşık 100 kabilenin yaşadığı bölgedeki insanlar Batı medeniyetinin ürettiği araç ve gereçleri kullanmıyor. Bir tek şey istisna; otomatik silahlar.
Artık modern dünya Omo Vadisi insanlarını rahat bırakmıyor. Güney Sudan’dan gelen terörist gruplar Omo vadisinde yaşayan halka karşı saldırılarda bulunuyorlar. Bu saldırıların temel amacı çocukları kaçırmak. Geçen Haziran ayında Omo vadisindeki köye teröristler tarafından altı saldırıda bulunuldu. Köyler yakılıp yıkılarak 500 civarında çocuk kaçırıldı. Çocukların kaçırılmasından maksat isyancı örgütlerin çocukları asker olarak kullanmak istemeleriydi. Sadece Güney Sudan’da 30 bine yakın çocuk askerin bulunduğu biliniyor. Bu çocukların çoğu yaşadıkları yerlerden zorla getirilmiş çocuk askerler. Omo vadisinin insanları hükümetten gerekli desteği göremeyince kendilerini korumak için bölgelerine gelen savaş tüccarlarından silah almaya başlamışlar.
Omo Vadisi’nde kabilelerin çoğunluğu birbirlerini anlayabiliyor. Farklı dilleri konuşmalarına rağmen aralarında yöredeki dillerin karışımı ortak bir lehçe geliştirmişler. Birbirleriyle sadece dil ile değil jest ve mimik hareketleri ile de anlaşabiliyorlar. Omo halklarının kullandığı bir alfabe yok, fakat sözlü kültür nesilden nesile aktarılıyor. Bir Omo kabilesinin şefinin sofrasına oturduğunuzda size yemekler dışında en güzel ikramı ataları olarak kabul ettikleri Malee Balabat efsanesini anlatmak oluyor. Malee Balabat bütün Omo Vadisi’nin atası olarak biliniyor. Küçük yaşta sığ ormanların olduğu bir yerden gelerek kendi kabilesini kurmuş bu bakir vadide. Malee Balabat efsaneye göre hayvanlarla konuşur o yüzden Omo Vadisi’nde başta aslan olmak üzere bir çok vahşi hayvan bulunmasına rağmen saldırıya uğramazlarmış. Çünkü Omo Vadisi’nde yaşayan insanlar ile bu vahşi hayvanlar arasında anlaşma olduğuna inanılırmış. Omo Vadisi’nin yaşlıları artık bu anlaşmanın bozulduğunu gorillerin insanlara saldırdığını söylüyor. Bu yüzden kırsal bölgelerde yaşayan birçok kabilenin daha güvenli şehirlere kaçtığını, şehirlerin de Omo Vadisi kültürünün en büyük düşmanı olduğunu belirtiyorlar.
Omo Vadisi halkının en büyük özelliği dürüstlük ve bağlılık. Yalan söylemek en büyük suç kabul ediliyor. Yalan söyleyenler kırbaçlanıyor, söylemeye devam ettiklerinde kabileden dışlanıp bütün servetine el konuluyor. Omo Vadisi’nde bağlılık da çok önemli, eşe, babaya, anneye aileye bağlılık kutsal sayılıyor. Aile içerisinde bağlılığa uymayanlar ailenin üyesi olarak kabul edilmiyor. Bugüne kadar kabile sakinleri tarafından kabile reisine karşı hiç bir isyan girişimi olmamış. Bunun nedeni ise kabile reisinin bir sorunla karşılaştığında kutsal kabul ettikleri bir ağacın gölgesine yaşlı insanları toplayarak karar alması ve bu karara herkesin uymak zorunda olması.
Hurafeler de oldukça yaygın Omo Vadisi’nin insanlarında. Uzun yaşamak isteyen birinin kendisine ait bir şeyi ölünceye kadar saklaması, eşyalarını, evini değiştirmemesi gerektiği söyleniyor. Eti yenilmeyen kuşlar öldürüldüğünde yağmurların felaket biçimde yağacağına inanılıyor. Eğer bir kuş çalı evinizin üzerinde uzun uzun öterse ölümün yaklaştığı düşünülüyor.
Evlenme ve boşanma törenleri de kutlamalarla yapılıyor. Evlilik çok önemli kabul ediliyor ve erkek evlenmek istediği kızın ailesine başlık parası ödüyor. Genelde bu başlık vergisi koyun ve sığır olduğu gibi evlenecek kişinin bir iki yıl evleneceği kızın babasının yanında zorunlu çalışması da olabiliyor.
Evlilik aynı zamanda mülkiyetin de temeli sayılıyor. Evlenmeyen kimselerin mülkiyet edinme hakları yok. Evliliği gerçekleştirenlerin ev açmalarına kendi işini kurmalarına izin veriliyor. Kız ve erkek birbirleriyle evlenmeye karar verdiklerinde ilk önce kızın ailesi erkek tarafına keçi sütünden yapılmış bir tatlı gönderiyor. Erkek tarafı da bir koyun veya keçi ile kız istemeye geliyor. Aileler anlaştığında evlilik kabile şefine bildiriliyor ve şefin belirlediği bir tarihte evlilik töreni gerçekleşiyor. Düğün töreni Omo Vadisi’nde dört gün sürüyor. Genelde düğünler kız evinde yapılıyor. İlk gün evlenmemiş erkekler gelinin evine giderek evinin önünde şarkılar söyleyip danslar ediyorlar. İkinci gün evlenmemiş kızlar gidiyor. Üçüncü gün köyün tüm sakinleri, dördüncü gün ise yalnız erkek tarafının ailesi gidiyor. Omo Vadisi’nde gelinlik battaniye. Battaniyeye sarılmış gelin, damadın ailesine takdim ediliyor. Burada battaniye “Artık bu kızı korumak size geçti. O yeni bir hayata başlıyor” şeklinde bir düşünceyi sembolize ediyor.
Omo Vadisi’nin Mursi topluluğunda çok kadınla evlilik uygulaması var. Bir erkeğin dört kadına kadar evlenmesine izin veriliyor. Bir erkek ne kadar malk mülk sahibi olsa da dörtten fazla evlenemiyor. Mursiler, Müslüman bir kabile değil, fakat yöreye gelmiş olan Müslümanlardan etkilenme olasılıkları büyük.
Yalnız evlilikler değil boşanmalar da törenle gerçekleştiriliyor. Boşanmanın da evlilik kadar kutsal olduğuna inanılıyor. Taraflar boşanmaya karar verdiklerinde kabile şefinin huzurunda aileler bir araya geliyor ve boşanmak istediklerini söylemeleri isteniyor. İki taraf da boşanmak istediğini belirtirse mısırdan yapılmış bir çeşit içecek içiliyor. Her iki tarafın ailesi de keçi kesiyorlar ve boşanma törenine katılanlara ikram ediliyor. Şefin huzurunda eşyalar ve hayvanlar aileler tarafından paylaşılıyor. Çocuklar ise genellikle anne tarafına bırakılıyor.
Omo Vadisi’nde yaşayan Maale kabilesinin ölü gömme törenleri de hayli ilginç. Birisi öldüğünde hemen kabile şefine haber veriliyor. Kabile şefi ölen kişinin nereye gömüleceğini belirterek köyün gençlerinden oluşan 6 kişiden mezar kazmalarını istiyor. Mezar kazıldıktan sonra bir öküzün boyun kısmından bir çanağa kan alınıyor. Bu kan mezara boşaltılıyor. Daha sonra hayvan kesilerek cenaze törenine gelenlere ikram ediliyor. Öküzün kalan tarafları da mezara konuyor. Daha sonra ölünün cesedi mezara konup üstü kapatılıyor. Bu şekilde ölünün ruhunun temizlendiğine inanılıyor.
Omo Vadisi’nde elektrik, telefon, otomobil yok. İnsanlar doğa ile iç içe yaşıyorlar. Ve bu hayattan oldukça mutlular. Eğer siz de biraz bu medeniyetin keşmekeşliğinden kurtulmak doğa ile iç içe yaşamak istiyorsanız, sadece yardım amaçlı Afrika’ya gelmeyin. Bu bölgelere gidin ve insanlığın yaşadıkları ilk evreleri siz de yaşayın. Tabii ki modern hayat buna müsaade ederse.