Mutluluk ve mutsuzluk arasında kalmak

eritre

Afrika’nın en fazla göç veren ülkesi İnsan Hakları Örgütü’nün raporuna göre Eritre. Bir ülkenin göç vermesi aslında o ülkedeki siyasi, ekonomik ortamın hiç iyi olmadığını, sosyal yapının oldukça kırılgan olduğunu gösterir. Fakat bağımsızlığından bu yana bu ülke hiçbir zaman açlık ölümleri ile gündeme gelmedi. Yanı başındaki Etiyopya’nın yüzde 20’lik halk kesimi yardıma bağlı yaşarken Eritre hiçbir zaman yardımlara bağlı bir politika izlemedi. Eritre’de tek partili bir yönetimin olduğu doğru. Ülke, uzun yıllardır eski gerilla lideri ve değişmez Devlet Başkanı İsaias Afeverki tarafından yönetilmekte. Sosyalist ve baskıcı bir yönetim hakim ama Eritre’de yaşayan insanlar her nedense mutluluk sıralamasında Afrika’da üst sıralarda.

Birkaç yıl önce Devlet Başkanı Afeverki’ye bir darbe girişiminde bulunuldu. Devlet televizyonu ve işgalciler belirli bir süre ülkenin tek televizyonu ve radyosunu ellerinde tutarak 6 saat boyunca sadece müzik yayını yaptılar. Hala bu darbe girişiminde bulunanlara ne olduğunu bilmiyoruz. Eritreli yetkililer darbe iddialarını yalanlasalar da, Eritre diasporası bu girişimin bir darbe olduğunu darbeyi gerçekleştirmeye çalışan 300 kadar askerin öldürüldüğünü iddia etmekteler.

Fakat katı olan her şeyin buharlaştığı gibi Eritre’de de değişimler başladı. Bu değişim hareketliliği şimdilik pasif bir şekilde gençliğin daha liberal düşünceleri sosyal medya aracılığı ile paylaşması ile dile getiriliyor. Yakın bir zamanda Eritre’de daha köklü değişimlerin gerçekleşeceğini de söyleyebiliriz. Fakat bu değişimler küresel güçler tarafından yönlendirildiğinde farklı bir bahar mevsiminden kış mevsimine dönüşebilir ve Afrika’nın en istikrarlı ve en güvenli ülkesi Eritre bir anda kendisini iç karışıklıklar içerisinde bulabilir.

Türkiye ile Eritre arasındaki ilişkiler tarihsel bir boyuta sahip. Türkiye yeni Afrika açılımı politikasına uygun olarak bir elçilik de açtı. Belki yakın zamanda THY de Asmara’ya seferler düzenleyecek. TİKA da diğer Afrika ülkelerindeki kalkınma yardımlarını bir yenisini ekleyecek. Fakat şimdilik bu temennilerin gerçekleşmesinde acele etmemek gerekiyor. Eritre her açıdan diğer Afrika ülkelerinden ayırılıyor daha yavaş ve kontrollü bir eğilimi benimsemek gerekiyor.

Eritre sekülerizmin en katı uygulandığı ülkelerden biri. Ülkenin nüfusunun önemli bir bölümü Müslüman olmasına rağmen cami açılışına izin verildiği söylenemez, hala imamlar namaz kıldırmak için camilere güvenlik güçlerinin eşliğinde gidip geliyor ve görevlerini tamamladıktan sonra evlerine dönebiliyor. Yalnız Eritre’nin büyük düşman ağabeyi Etiyopya’dan farklı bir yönü de var. Etiyopya’da da Müslümanlar önemli bir nüfusu oluşturmalarına ve dini özgürlükler Eritre’ye göre daha serbest olmasına rağmen Hıristiyanlar açısından pozitif bir ayrımcılık gözetiliyor. Etiyopya’nın her şehrine gittiğinizde Hıristiyanlığın kurumlarını baskın olarak görebiliyorsunuz Fakat Eritre’de dinler açısından birbirlerine karşı bir ayrımcılığa rastlamıyorsunuz.

Eritre’nin belki bilinen uluslararası arenada en tepki çeken uygulamalarından biri, katı seküler yapıya sahip olmasına rağmen Eş Şebab’ ı desteklemesi. Eritre yönetiminin Şebab’ın en büyük destekçilerinden biri olduğu, bu yüzden Etiyopya’nın yanı sıra Somali, Kenya, Uganda yönetimi ile iyi ilişkileri bulunmadığını herkes biliyor.

Son zamanlarda ABD’nin Somali’de menfaatlerinin zarar görmesi nedeniyle Obama yönetiminin geçmiş yıllarda pek önemsemediği bu 6 milyonluk Kızıldeniz ülkesi, dünyada dikkat çekmeye başladı. İnsan Hakları İzleme grubu geçtiğimiz ay Eritre’deki hak ihlallerinin son aylarda zirve yaptığına yönelik bir rapor hazırladı. Bu raporda keyfi tutuklamalar, işkenceler, muhaliflerin ani ortadan kayboluşlarından söz edildi. Eritre’nin son yıllarda insan hakları örgütlerinin izleme alanına girmesinin nedeni, hak ihlallerinden ziyade bölgeye ABD ve AFRİCOM’un yerleşmek istemesinden kaynaklanıyor. Eğer AFRİCOM bölgeye yerleşebilirse, hem Şebab hem de Yemen’deki El kaide gibi gruplar daha kontrol altında tutulabilecek.

ABD, henüz olası bir müdahale için bir girişim de başlatmış değil, yalnız bir göz kırpma oldu. Bu göz kırpma bir hafta önce Etiyopya ve Eritre askerleri arasında yaşandı. Etiyopya sınır ihlali yapıldığı gerekçesi ile Etiyopya-Eritre sınır bölgesine ilk defa iki ülke arasında 1998-2000 savaşından bu yana ağır silahlarla kuşanmış 150 bin asker gönderdi. İki ülke arasındaki çatışmalar iki gün boyunca devam etti ve her iki ülkede de can kaybı noktasında açıklama yapmasalar da 100’den fazla askerin öldüğü iddia edildi.

Bir bakıma ABD, Afrika boynuzundaki en önemli müttefiklerinden Etiyopya ile Eritre’ye gözdağı vermiş oldu. Bu duruma şimdilik Eritre’de en fazla yatırımları bulunan Çin ve Kuzey Kore’de sessiz kaldı. Bu sessizlik bir fırtına öncesi sessizlik mi, bunu zaman gösterecek elbet.

Eritre’nin bir yönü de yabancı yardımı kabul etmemesi. İlginçtir 1990’lı yıllardan bu yana üç önemli kuraklık yaşadı. Fakat hiçbir felaket döneminde Eritre’de açlıktan ölümler yaşanmadı. Ülkede katı sosyalist yapının bir tezahürü olarak belki de, felaketler toplumsal işbirliği ile giderildi. Zaten yardım kabul eden Afrika ülkelerinde bu girişimlerin sürdürülebilir bir açlık politikasına yönelik olduğu da ortada. ABD’den veya diğer küresel aktörlerden gelen yardım tekliflerini her defasında Eritre geri çeviriyor, bu yardımlar sonrasında ABD askerlerinin de geleceğini biliyor.

Fakat Eritre’nin bu gelişmelere rağmen bir diğer yönü de, eğer politika gibi bazıları açısından önemli görülen faaliyetlerle ilgilenmiyorsanız, Afrika’da yaşayabileceğiniz ender ülkelerden biri. Güvenlik sorununun olmaması sizi rahatlatıyor. Özellikle doğa ile ilgileniyorsanız Etiyopya size bir sürü zenginlik ve ayrıcalık sunuyor. Fakat bu zenginlik gözlerden uzak olduğunda yalnız bir mutluluğa dönüşebiliyor

O yüzden Eritre benim zihnimde hem mutluların hem mutsuzların bir arada yaşadığı bir ülke. Fakat bazen mutluluk ve mutsuzluk arasında kalmak insana derin travmalar yaşatabiliyor. Bu travmayı aşmanın yolu da sanırım kendini her zaman iyi hissetmeye yeminli olmak. Mutluluğun zenginlik, konfor, refah gibi şeylerle ilgili olmadığını bir bakıma sunuyor Eritre. Fakat unutmamalı ki en büyük mutluluk özgürlük, mutsuzluktan mutluluğa erişmenin yolu da kendini özgür hissedebilmektir.