Kudüs’ün fethinde îrad edilen ilk hutbede okunan ayetler

Kudüs’ün  fethinde ilk hutbeyi okuyan, hâkimler başkanı (Kadı’l-kudat) Muhammed bin Ali Zekiyyüddin bin Muhammed (h.550-598, m. 1155-1201) hem hâkimler kurulu başkanlığı yapar, hem medresede ders verir, hem de Allah için cihada çıkardı.
Çok âlim, fazıl, âbid bir insan olduğu gibi mücahitliği ile günümüz İslam âlimlerine örnek olacaklardan biri idi.
Bir hutbesinde 33 ayet okuyarak yine bize örnek olsun, kendi sözlerimize değil de kâinatı ve kâinattaki bütün insanları Yaratanın (c.c.) kelamına ağırlık vermede bize îkaz olsun.
Onun için Selahaddin Eyyubi ilk hutbeyi okuma şerefini ona verdi.

Hutbede okunan ayetler
Hutbe çok uzun… Hutbede geçen ayetleri daha önce “Şifa Tefsiri”mde tercüme ettiğim için oradan alıvererek size takdim ediyorum:
Ama söz veriyorum hutbenin tamamını tercüme edeceğim inşallah.
Hutbede okunan ayetler:
-“Bütün hamdler, âlemlerin Rabbi olan Al­lah’a­dır.
– (Hamd) Rahmân ve Rahîm olan (Al­lah)’adır.
– (Hamd) ceza gününün sahibi Al­lah’adır.
– Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım isteriz.
– Bizi, doğru yola ilet.
– Ken­dilerine nimet verdiğin (Nebiler, Sıddıklar, Şe­hitler ve Sa­lih) kim­selerin yoluna ilet, gazaba uğ­rayanların (Yahudiler) ve sapık­(Hıristiyan) larınkine de­ğil.” (Fatiha süresi ayet 1/1-7)
– “Böylece zalim milletin arkası kesildi. Âlemle­rin Rabbi olan Al­lah’a hamd ol­sun.” (En’am Suresi ayet 6/45)
– “Hamd, gökleri ve yeri ya­ra­tan, karanlıkları ve nur’u var eden Al­lah’a aittir. Sonra kâfir­ler, Rable­rine (başkalarını) denk tutuyor­lar.
– O, sizi çamurdan yaratan, sonra da belirli bir süre, koyandır. Bir de O’nun ka­tında belirli bir süre vardır. Bundan sonra siz hala şüphe ediyor­sunuz.
– O, göklerde ve yerde tek Al­lah’tır. Sizin gizli­nizi de açığınızı da bilir. Kazandıklarınızın hep­sini bilir.” (En’am süresi ayet 6/1-3)
– İnsan hayra dua eder gibi şerre de dua et­mekte. İnsan pek aceleci oldu.” (İsra süresi ayet 17/11)
– Kuluna kitabı indiren, ona hiçbir eğrilik koyma­yan Allah’a hamd olsun.
– Kendi ka­tın­dan şiddetli bir azab ile korkut­ması, iman edip ameli salih işleyen­leri güzel mükâ­fat ile müj­delemesi için dos­doğru olarak (indirdi)
– Orada ebediyen kalacaklardır.
– “Allah çocuk edindi” diyenleri de uyarmak için (Kitabı indirdi.)
– Bu konuda onların da, atalarının da hiçbir bil­gisi yoktur. Ağızla­rından çıkan söz çok büyüktür. Onlar ancak yalan söyler­ler.
– Bu söze inanmazlarsa sen onların arkasından üzülerek ne­redeyse kendini helâk edeceksin.” (Kehf süresi ayet 18/1-6)
– Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden kavminden gizlenir. Onu al­çak bir şekilde tutsun mu, yoksa toprağa mı gömsün? Dikkat edin ne ka­dar kötü hüküm veriyor­lar.” Nahl süresi ayet 16/59
– “Gökleri ve yeri yaratan, Melekleri ikişer, üçer ve dörder ka­natlı elçiler kılan Allah’a hamd olsun. Yarattığı şeylerde dilediği kadar artırır. Şüphesiz Allah her şeye kadirdir.
– Allah’ın insanlar için açtığı rahmeti tutacak yoktur, O’nun tut­tu­ğunu, O’ndan sonra salıverecek yoktur. O her şeye gücü yeten, hük­münde hik­met sahibi olandır.” (Fatır süresi ayet 35/1-2)
– Sidret’ül –Münte­ha’nın yanında.
– Cennetül Meva, onun (Sidre’nin) yanında­dır.
– Sidre’yi bürüyen bürüyordu.
– Göz ne kaydı ne de saptı.” (Necm süresi ayet 53/14-17
– “Mesih de, Allah’a yakın melekler de, Allah’a kul olmaktan kaçın­mazlar. Kim Allah’a kulluk yap­maktan kaçınır ve kibirlenirse Allah onların hepsini huzu­runda toplayacaktır.” Nisa süresi ayet 4/172
– “Allah hiçbir çocuk edinmemiştir. O’nunla be­raber herhangi bir ilah da yoktur.
– (Eğer olsaydı) o takdirde her bir ilah yarattığını alıp götürür ve bir­birle­rine üstün­lük sağlamaya çalı­şırdı. Allah onların tarifinden mü­nezzehtir.
– Gizliyi de açığı da bilendir. Onların ortak koştuklarından yü­cedir.” Mü’minun süresi ayet 23/91-92)
– “Yemin olsun ki “Meryem oğlu Mesih Allah’ın kendisidir” di­yenler, muhak­kak kâfir olmuşlardır. De ki: “Eğer Allah Meryem oğlu Mesih’i, anne­sini ve yer­yüzündekilerin hepsini helâk etmek istese kim Allah’a karşı bir şeye sahip olabilir? Göklerin yerin ve her ikisi ara­sındakilerin hükümranlığı Allah’a aittir. O, dilediğini yaratır. Allah her şeye gücü yetendir
– Yahudi ve Hıristiyanlar “Biz Allah’ın oğulları ve sevgilileriyiz” dediler. De ki: “Öyle ise günahları­nızdan dolayı Allah size niçin azap ediyor? Ha­yır, siz onun ya­rattıklarından bir beşersiniz. O dilediğini af eder, dilediğine azap eder. Göklerin, yerin ve her ikisi arasındakilerin hükümranlığı Allah’a aittir. Ve dönüş Onadır
– Ey ehli kitap, Peygamberlerin gönderilmediği bir zamanda “Bize cenneti müjdeleyen ve cehen­nemden sakındıran bir pey­gamber gel­medi” deme­yesiniz diye, size açıklaması için elçimizi gönderdik. İşte size cenneti müjdeleyen, cehen­nemden sakın­dı­ran gelmiştir. Allah her şeye gücü ye­tendir.” (Maide süresi ayet 5/17-19)
– “Kulunu bir gece Mescid-i Ha­ramdan, çevresini bereketli kıldı­ğı­mız Mescid-i Aksâ’ya ayetlerimiz­den bazılarını gös­ter­mek için götü­ren (Allah, her türlü eksiklik­lerden) münezzeh­tir. Şüphesiz O, işiten­dir, gören­dir.” (İsra süresi ayet 17/1)
– “Ey peygamber, Mü’minleri harbe teşvik et. Eğer sizden, sabreden yirmi kişi olursa, iki yüz kişiyi mağlup ederler. Eğer siz­den, yüz kişi olursa, kâfir­lerden bin kişiyi mağlup ederler. Çünkü onlar anla­maz bir toplumdur
– “Şimdi, Allah sizde zayıflık olduğunu bildi de sizden (yükü) ha­fifletti. Eğer siz­den, sabreden yüz kişi olursa, iki yüz kişiyi mağlup ederler. Eğer siz­den, bin kişi olursa, iki bin kişiyi Allah’ın izniyle mağlup ederler. Allah sabredenlerle beraberdir.” (Enfal süresi ayet 8/65-66)
– “Eğer Allah size yardım ederse artık sizi ye­necek yoktur. Eğer sizi yar­dımsız bırakırsa, on­dan sonra size kim yardım ede­bilir? Mü’minler an­cak Allah’a te­vekkül et­sinler.” Al-i İmran süresi ayet 3/160)
– “Kur’ân okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki rahmet oluna­sı­nız.” (A’raf süresi ayet 7/204)
– “Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah’ı tesbih etmektedir. O her şeye galip her şeye hük­meden­dir
– “İlk sürgünde ehli kitap kâfirlerini (Beni Nadr) yurtlarından çı­karan O’dur. Siz çıkacaklarını zan­netmiyordunuz. Onlar da kale­lerinin ken­dilerini ko­ruyacağını sanıyorlardı. Allah (‘ın azabı) on­lara hiç hesap etmedikleri yerden geldi. Kalplerine korku saldı. Evlerini kendi elle­riyle ve mü’minlerin elleriyle yıkıyorlardı. Ey akıl sahipleri, ibret alınız.” (Haşr süresi ayet 59/1-2)

Kaynaklar: Müciruddin el Hanbeli, el-Üns’ül-Celil bi Tarih’ıl-Halil, Zehebi, Tarih’ül-İslam cild 42 sayfa 37