Çocuklar günü, yaşlılar günü, sevgililer günü, anneler günü, babalar günü gibi günler birleşecek, bebelerden dedelere kadar her Müslümanın günü olacak. Dedeler, bebelere, anneler kızlarına, babalar oğullarına bayramda neyi nasıl yaptıklarını bayram havası içinde öğretecekler.
11Ağustos Pazar günü millet olarak sabah namazıyla başlayan beş günlük eğitimden geçeceğiz.
10 Ağustos Cumartesi günü sabah namazında farz namazının ardından bütün İslam alemiyle beraber Türkiye’deki Müslümanlar da “Teşrik Tekbirlerine” başlayacak ve dördüncü gün olan Çarşamba gününün ikindi namazına kadar devam edecek.
Namazını camide cemaatle kılanlar toplu halde, yalnız kılanlar kendi halinde:
“Allahü Ekber, Allahü Ekber
Lâ ilâhe illallahü vallahü Ekber
Allahü Ekber ve lillahil hamd” diyecekler.
Kadınlarımızla erkeklerimizle, yediden yetmişe hepimiz, kralların, şahların, padişahların, demokrat despotların, Karunların, Firavunların mezarlığı haline gelmiş bu dünyada,
“Allah, en büyüktür, Allahtan başka yaratan, yaşatan ve yöneten yoktur, en büyük o olduğuna göre bütün hamdler, övgüler ona aittir” diyecekler.
İçimizdeki kin, bir yılan zehri gibi çıkarılacak ve yerine panzehri olan din girecektir.
Birbirine kelimelerin en zehirlileri ile saldıran partiler bile birbirlerini ziyaret edecekler.
Küs olanlar barışacak, ayrı kalanlar kavuşacak.
Üç günlüğüne fakirlik sürgüne gönderilecek.
Zenginlerle fakirlerin tenceresinde aynı anda et kaynayacak.
Basında ve siyaset dilinde kişilerin kimlikleri ayaklar altında süründürülürken üç günlüğüne ayaklar altından kaldırılacak ve karşılıklı olarak el sıkılacak.
Elbiselerin markası değişik olsa da temizlikte denklik sağlanacak.
Sokaklar yağ döksen yalanır hale gelecek.
Çocuklar günü, yaşlılar günü, sevgililer günü, anneler günü, babalar günü gibi günler birleşecek, bebelerden dedelere kadar her Müslümanın günü olacak.
Dedeler, bebelere, anneler kızlarına, babalar oğullarına bayramda neyi nasıl yaptıklarını bayram havası içinde öğretecekler.
Dirliğin ve diriliğin birlikten geçtiğini öğretecekler.
Stresin, gamın, kederin, üzüntünün en etkin ilacının dost yüzü görmek ve onlardan sevgi dolu sözleri dinlemek olduğunu yaşayarak öğrenecekler.
Kalpten kalbe giden yolun aşınan, bozulan yerlerinin tamir edilme günleridir bayramlarımız.
Hep ziyaret edilen makamında oturmayalım. O zaman türbe gibi oluruz.
İşverenler, Generaller, Bakanlar, Genel Başkanlar, Müdürler… makam itibarıyla kendilerinden aşağıda olanları mümkün mertebe ziyaret etsinler.
Bayram, yalnız Müslümanlara gelmez.
Gayri Müslim komşulara da geçer bayram sevinci.
Kurban etimizden ayırım yapmadan gayri Müslim komşulara da verilir, onlar da komşuluk hatırına saygıda kusur etmezler.
Kurban Bayramı’nda kediler de ciğer bayramı yaparlar.
Köpekler de kemik bayramına kavuşurlar.
Cömerdin yanında duran her canlı ve cansız, nasibini alır.
Besiciler, mallarının karşılığını alır, taşımacılar ücrete kavuşur, samancılar, bıçakçılar, şekerciler…ve niceleri bayramın bereketinden yararlanır.
İslam’ın bir emri, Cumhurbaşkanından sokaktaki vatandaşımıza kadar herkes tarafından yaşanırsa, üç günlüğüne sosyal barış geliyor, ekonomik hareketlilik sağlanıyor, terör duruyor, polisiye olaylarda azalmalar oluyor.
Bu herkes tarafından bilindiği halde, istatistikler söylediği halde hala İslam karşıtlığını sürdürmenin ne anlamı var.
İsterseniz bayram boyu sohbetimiz bu olsun, ağzımızı gıybetle kirletmemeye dikkat edelim.