Kim daha iyi sömürgeci İtalya mı, Fransa mı?

Bir süredir İtalya ve Fransa arasında Afrika’da sömürgecilik üzerinden bir gerginlik yaşanıyor. Afrika ülkeleri kendi üzerlerinden yapılan bu gerginliğe sessiz kalmakla yetindiler. Özellikle Fransa’nın sömürgesinde kalmış Afrika ülkelerinden ses çıkmadı. Daha çok Kenya, Nijerya ve Güney Afrika’daki sömürge karşıtı aydınların bir tepkisi oldu.
İtalya Başbakan yardımcısı ve Çalışma Bakanının Fransa’yı Afrika’yı sömürmekle suçlaması ve Avrupa’ya göçün nedeni olarak da bu sömürge sisteminin devam etmesini işaret etmesi mânidardır. Belki ilk defa sömürge tarihinde Avrupa, Afrika’da yıllarca yakıp, yıktıklarını, insanları nasıl yoksunluğa terk ettiklerini kabullenmiş oldu. Suçlamanın İtalya veya başka bir Avrupa ülkesi tarafından yapılmasından ziyade bir Avrupa ülkesinin sorunun temelinde Avrupa’yı görmesi önemlidir.

AFRİKA’NIN PARALARI KİMİN?

Bugün hâlâ 14 Afrika ülkesinin parası Fransa’da basılıyor. Nijerya’nın Naira parası da İngiliz Merkez Bankası tarafından basılmakta. Fansa bununla kalmıyor aynı zamanda kamu borcunu da bu paralardan finansa ediyor.
Fransa, Fransız Sömürge Ülkeleri Frank’ı olarak bilinen bu parayı 74 yıl önce çıkardı ve başlangıçta 21 ülke için uygulanırken şimdi çoğunluğu batı Afrika’da olan 14 ülkede hâlâ geçerli. Şimdilerde başta Fildişi Sahili, Ekvator Gine’si, Gambiya olmak üzere çıkmak istemelerine rağmen, Fransa’nın engeli ile karşılaşıyorlar.
2012’de Mali’de gerçekleşen askerî kalkışmada, darbeciler sömürge para biriminden vaz geçeceklerini söylemişler ve Fransa’nın müdahalesi ile karşılaşmışlardı. Fildişi eski Devlet başkanı Laurent Gbogba, seçim beyannamesinde sömürge parasını kullanmamaya yer vermişti. Fildişi Sahili’nde seçimler sonrası çatışmalar çıkmış, Gabgba gözetim altına alınmış hatta Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından yargılanmıştı.

GÖÇÜN SEBEBİ: SÖMÜRGE

Eski Fransız sömürge ülkelerinde CFA olarak bilinen sömürge Frank’ının kullanılması hâlâ Afrika’da kolonyalist yönetimin devam ettiğini gösterir. Bugün Afrika ülkelerinde yaşanan yoksulluğun, başta Akdeniz ülkelerine yapılan göçün ve iç savaşların en önemli nedeni, bu sömürü düzeninin hâlen var olmasıdır.
İtalya da farklı değil. İtalya’nın bir sömürge parası olmasa da Kaddafi döneminde seçim masraflarının Libya tarafından karşılandığını herkes bilmekte. Fransa’nın Kaddafi yönetiminin çöküşünde inisiyatif üstlenmesi de İtalya ve Fransa arasındaki rekabetten kaynaklandığını biliyoruz.

İTALYA’NIN İTİRAZI SÖMÜRGECİLİK TARZINA

İtalya hükümet temsilcilerinin Fransa’yı sömürgeciliği devam ettirmekle itham etmelerinin nedeni, birbirlerinin işlemekte olduğu suçları gün yüzüne çıkarmak değil. İtalya’nın temel endişesi, sömürgeciliğin tarzına yaptığı itirazdır. Bugün İtalya özellikle giyim ve mobilya sektöründe birçok Afrika ülkesinde etkili. İtalya, bir diğer devleti suçlayarak kendisine alan açmaya çalışıyor. Artık bu tür suçlamaları daha sık duyacağız, böylelikle Afrika’da yeni bir meşruiyet açılımı da başlamış olacak.
İtalya, Fansa, İngiltere, Hollanda, Portekiz, Belçika hatta Çin birbirinden sadece sömürgecilik stratejilerinde ayrılmakta. Biri tüm alanlara hitap eden bir sömürgecilik izlerken bir diğeri sadece ekonomik bazlı bir sömürgecilik peşinde. İngiliz, Fransız ya da İtalya sömürgeciliği birbirine göre daha iyi ya da daha kötü sömürgecilik olarak nitelendirilemez. Soft sömürgecilikler bazen sert sömürgeciliklerden daha kalıcı etki bırakabiliyor.
Fransa 1958’de Afrika’daki sömürge ülkelerinden çekilmeye karar verdiğinde Fildişi Sahili, Çad, o zamanki adıyla Yukarı volta olarak bilinen Burkina Faso, Kongo, Dahomey olarak bilinen Benin’de bu karar alkışlanmıştı. Fakat Gine, Fransa’nın sözde bağımsızlık vermesini temkinli karşılamış, bağımsızlık referandumunda yalnız yüzde 5 oy çıkmıştı. Fransa, Gine halkının temkinli yaklaşımına karşı bile çok sert cevap vermiş ve başta Konakry olmak üzere bir yıkım başlatmıştı. Fransa sanki sözde bağımsızlığı destekliyor, bağımsızlığa karşı temkinli yaklaşanları cezalandırıyordu.
Cezayir’de yaptıklarını unutmak mümkün değildir. 1,5 milyon insanın hayatını kaybetmesi ile sonuçlanan Cezayir’in özgürlük mücadelesi sonrası bile Fransa’nın sömürgeciliği devam etmiştir. Togo Başbakanı Sylvanus Olympio, Fransa’dan uzaklaşıp ABD’ye yaklaşmaya başladığında Fransız lejyonerlerin düzenlediği askerî darbe ile sarsılmıştı. Burkina’nın devrimci lideri Thomas Sankara da benzer bir akıbete uğramış hatta öldürülmüştü.

AFRİKA DEVLETLERİ NEDEN SUSKUN?

Fransa’nın etkisinde olan Afrika devletlerinin İtalya’ya arka çıkmamaları, suskunluklarının nedenini bir şekilde anlayabiliriz. Fakat dünyanın bu devam eden sömürüye karşı sessiz kalmalarını anlamak zor. İtalya’nın sömürge parası yüzünden Fransa’yı suçlaması bir bakıma gerçeklerin gün yüzüne çıkması açısından önemli. Fakat İtalya’nın niyetinin Afrikalıları kollamak, onların haklarına saygı duymak olmadığını da görmek gerekli.
21. yüzyılda sömürü aslında sadece Afrika’da değil Asya’da, Latin Amerika’da hatta içinde bulunduğumuz coğrafyada da devam ediyor. Yediğimiz, içtiğimiz, sosyal ve kültürel hayatlarımız da bu sömürünün içinde. Biz yeniden üretime başlamadığımız sürece de bu sömürgecilik devam edecek gibi görünüyor.
Batı, hâlâ sömürgecilikte rol üstleniyor ve bugün Afrika’da yaşanılan göç, işsizlik, kötü yönetim, fakirlik gibi sorunların devam etmesinin önünü açıyor. Fransa ya da İtalya’ya “yeter” demek yetmez, ortak bir direnişle bu sömürü düzeninin yok olması için güç birliği içinde olmak gereklidir. Bugün Afrika’ya, Güney Amerika’ya yapılan aslında her yerde değişik yöntemlerle yapılmaktadır. Zulüm her yerde ise direniş de her yerde olmalıdır.