İsrail’in Afrika’daki dostları

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu Pazar günü Batı Afrika ülkelerinden Liberya’ya bir ziyarette bulundu. Bu ziyaret aslında sadece Liberya’ya yapılan bir ziyaret değil aynı zamanda Batı Afrika ülkelerine yapılan bir ziyaret özelliği taşıyordu. İlk defa bir İsrail başbakanı Batı Afrika Ekonomik Topluluğu (ECOWAS)’nun zirvesine katılarak İsrail ile Batı Afrika arasında yeni bir ekonomik ilişkinin adımını atmak istiyordu.

Daha önceki başbakanlardan Golda Meir de 1960’ların başlarında Nijerya’ya bir ziyarette bulunmuştu. Batı Afrika ülkelerine İsraillilerin yaptığı bu ziyaret sömürge sonrası Afrika’sında İsrail yayılmacılığının başlangıcını yapmıştı. Nijerya petrolü, Mali altını, Sierra Leone ve Gine elması, İsrailli şirketlere peşkeş çekilmişti.

ECOWAS’ın 51. kuruluş yıldönümünde yapılan bu ECOWAS zirvesine ziyaretin zamanlaması da tesadüf değildi. Özellikle on yıllardan sonra zirvenin Liberya’nın başkenti Monravia da gerçekleşmesi ile Netanyahu’nun ziyareti arasında bir ilişki bulunmaktadır. İsrail’in bölgedeki en önemli müttefiki Liberya’nın devlet başkanlığını iki dönemdir Ellen Johnson Shirleaf yürütüyor.

Liberya iç savaş ve ebola yorgunu bir devlet olup sözde Batılı güçlerin desteği ile istikrarını temin etmek istiyor. Geçen yıllarda eski devlet başkanı Caharles Taylor iç savaşın baş müsebbibi kabul edilmiş ve Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından cezaya çarptırılmıştı. Oysaki iç savaşta en büyük müttefiki İngiltere olup bu ülkeye tonlarca elmas ve altın gönderilmişti.

Şimdi İsrail bu altınların ve kanlı elmaslarının peşinde. ECOWAS ülkeleri ile 1 milyar doların üzerinde bir enerji anlaşması imzaladı. Anlaşmaya karşı isteksiz gibi görünen tek ülke Fas olup, Fas kralı zirveye katılmayı reddetti. Fakat geçen sene İsrail’le Filistin’deki yerleşim bölgeleri nedeni ile sorun yaşayan Senegal Devlet Başkanı Macky Sall, Netanyahu görüşmesi ile ikna edilebildi. Macky Sall, Senegal’e yatırım sözü alınca geçen sene İsrail hakkında söylediklerini hemen unuttu.

Netanyahu aynı zamanda Batı Afrika ülkeleri ile teröre karşı işbirliği anlaşmaları imzaladı. Silah, uzman ve teknik destek yardımlarının artırılacağını söyleyerek, madenlerinizi verin size silah verelim dedi.

Netanyahu’nun Batı Afrika ziyareti İsrail çıkarlarının bölgede daha fazla artırılarak sürdürülmesini amaçlıyor. İsrail Afrika’yı gerek ekonomik gerek politik olarak yayılma siyasetinin bir parçası olarak görüyor. Ne gariptir ki, Netanyahu’nun bu ziyaretine Batı Afrika’nın Müslüman liderlerinden tepki yok. Batı Afrika ülkeleri “solar enerji” yatırımı sayesinde yeni bir sömürüye ses çıkarmıyor.

İsrail’in sadece Batı Afrika’da değil, Doğu Afrika’da da müttefikleri var. Bu ülkelerden biri de Etiyopya. Etiyopya Başbakanı Haile Mariam Deselagn geçen hafta İsrail’e iki günlük resmi bir ziyarette bulundu. Ziyarette öne çıkanlar teröre karşı işbirliği ve ekonomik yatırımlardı. İsrail’in niyetini anlamak mümkün ama Etiyopya’nın teröre karşı İsrail’le işbirliği arayışını anlamak zor. Ne El Kaide ne de Eş Şebab Etiyopya’da ciddi bir tehlike değilken İsrail’in yardımına ihtiyaç duyulması nasıl açıklanabilir?  Etiyopya için en önemli sorun Oramiya problemi iken Somali’deki iç savaşın gündeme getirilmesi oldukça şaşırtıcı. Etiyopya, İsrail’in Somali’de var olabilmesi için gönüllü sefirlik yaptığının farkında değil mi?

Etiyopya’da hala FETÖ okulları hala faaliyetlerine devam ediyor, Etiyopya cumhurbaşkanının geçen Aralık’ta Türkiye’yi ziyaretinde bu okulların Maarif Vakfına devredileceği sözü vermesine rağmen. Oysaki Etiyopya için Şebab neyse Türkiye için FETÖ aynı şey; birbirinden farklı değil.

İsrail, Etiyopya ile ilişkilerini kuvvetlendirerek Doğu Afrika’nın geleceğinde rol kapma peşinde. İç savaş başlamadan önce Güney Sudan’la İsrail arasında bir dizi, ekonomik anlaşma imzalanmıştı; anlaşmadan kısa bir süre sonra iç savaş patlak verdi.

İsrail Afrika Birliği’nde etkili olmak için Etiyopya’nın desteğini istiyor. Afrika Birliği’nde İsrail’in etkili olması, Afrika ülkelerinin İsrail’in koruyuculuğuna girmesi anlamına geliyor. Oysaki Afrika Birliği’nin kurucuları İsrail’i hep bir terörist ülke olarak gördüler ve İsrail’le işbirliğine yanaşmadılar. Etiyopya Başbakanı, İsrail’in Afrika Birliği’nde etkili olması için her türlü desteği vereceklerini söylüyor. Bu destek Şebab’a karşı işbirliğinin bir sonucu mu?

Afrika Birliği’nin başkentliğini yapan Etiyopya’nın İsrail’e desteği, Filistin’in daha da yalnız bırakılması anlamına geliyor. Afrika Birliği Filistin halkının yanında desteğini sürdürmüşken bu desteğin artık devam etmeyeceğini gösteriyor.

Afrika ülkelerinin uzun yıllar Batılı sömürüsünden sonra bu sefer İsrail’in sömürüsüne atlamalarını anlamak gerçekten güç. İsrail Ortadoğu’da barış ve huzurun daima tehdidi oldu. Bu tehdit nasıl Afrika’ya barış ve huzur getirebilir?

İsrail’in Afrika’da diğer önemli müttefiki Kenya. Kenya hala teröre karşı savaşını İsrail’le işbirliği yaparak kazanıyor. Fakat terör Kenya’da giderek artıyor, buna bağlı olarak da İsrail’den daha çok silah alımı yapılıyor.

İsrail’in Afrika’da dostları olduğu kadar düşmanları da var. Fas, Moritanya ve Sudan. Fas ve Moritanya ile İsrail arasında ilişkiler uzun süreden beri devam etmiyor. İroni bir şekilde İsrail, kendisi Filistin topraklarını işgal etmişken Fas’ı Batı Sahra’yı işgal etmekle suçluyor ve Batı Sahra’nın bağımsızlığı için çaba harcıyor. Moritanya ise 1999’dan beri İsrail’in Filistin’e olan tutumuna karşı çıkıyor ve Filistin halkının bölgedeki tek sesi olmaya devam ediyor.

Sudan’ın ikiye bölünmesinde İsrail ciddi bir rol oynadı. Ömer El Beşir’le İsrail’in yıldızı bir türlü barışmadı. Beşir iktidarda kaldığı müddetçe de değişmeyeceğini, bu yüzden Beşir yönetiminin devrilmesi için başta Darfurlu isyancılar olmak üzere muhalefet gruplarına destek vermekten çekinmiyor.

İsrail’in Afrika’da her zaman dostları ve düşmanları olacaktır. Fakat dostlukların bölgede İsrail’in çıkarlarını artıracağını ve İsrail’in Afrika’nın kaynaklarının paylaşımında daha fazla rol üstleneceğini gösteriyor.