Yusuf Ziya Kavakçı Hoca diyor ki;
- FETÖ ikiye ayrılır; İlki “Samimi, hayırhah, yardım sever sayıları binlerle ifade edilen bir vatandaş kademesi mevcuttur. Bunlar tabi durumunda ve emir kulu misillu haldedirler. Bir de üst kademe var, karar verici ve lider kadrosu var, bunlar matbu makamındadır. Emir verme durumundadır, muharrik ve motordur.”
- Bu iki grup “Bir klik ve birbirine kuvvetle bağlı ve muhaberededir. Zahirdir ki bunlar Fetullah Gülen’e bağlı ve leb demeden leblebiyi anlayan bir cemm-i gafir gruptur.”
- “15 Temmuz darbe hareketinin dış güçlerin, batının güç kaynaklarının, istihbarat kuruluşlarının ve NATO tarafından yapıldığı ve bağlantılı olduğu artık müsellemdir.”
- FETÖ çıkışı itibarı ile masumdur ancak sonradan değişmiştir. “Askerde, sivilde, ticarette, sanayide, istihbaratta, dünyanın her yerinde paralı pullu bir teşkilat olan FETÖ, esas itibarıyla eğitim ve öğretim hizmeti iken açıktır ki Batının istihbarat ve güç kuvvetleri hegemonyası sonucu bugünkü duruma evrilmiştir.”
- “Bence bu teşkilat aslî hizmetine dönmeli ve saf ve temiz mensuplarının güzel duygularına bağlanmalıdır.”
- “Fetullah Gülen dramatik bir kararla Türkiye’ye dönmelidir, açık bir beyan ile ‘hata ettik, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyib Erdoğan ve arkadaşlarının iyiliğini aldık, suiistimal ettik, yanlış yaptık, tevbe, hem de tevbe-i nasuh ile tevbe ediyorum’ demelidir. ‘Peşiman oldum, nadim oldum, bir dahi işlememeğe azm u cezm eyledim’, diye yüksek sesle ala meleinnas ahd vermelidir. ‘Kan döken, bombalayan, adam öldüren kim varsa onları reddederim, mahkemelerde olanlar suçları sabit olanlar ceza görmelidir, Mahkemelerde ve davalarda mertçe konuşmalılar, asker sivil yalan söylememeliler, dosdoğru konuşmalılar’ demelidir. Doğrusu kelli felli askerler mahkemede niye kem küm ediyorlar ve şöyle askerce ve erkekçe konuşmuyorlar, bu hayret-efza bir hadisedir. Kendisini 15 Temmuz darbecilerden tecrid etmelidir, açıkça ‘eskiden adamlarımdı, şimdi değil’ diyebilmeli ve kendini onlardan tecrid etmelidir.”
- “Ve Türkiye’ye köyüne dönmelidir. Zaten kaç yıl daha yaşar ki insan. Bildiğini de anlatır, teşkilata sadece eğitim ve öğretim hizmetinde olmalarını emreder ve bir de dünya çapında güçlü bir İslam alimleri yetiştirme ve İslam araştırma merkezi ve üniversiteyi kurar. Bu merkez ve üniversite Dünya’da benzeri olmayan bir kalitede müessese olur. Türkiye’ye dönünce ve iktidar ile iyi münasebetlerini tesis edince, eminim, ona muamele de iyileşecek, böylece dış güçlerin tesirinden uzak olarak hayatının son günlerini yurtta geçirecek, teşkilatın asıl hizmeti yeniden canlanacak ve bir uluslararası İslam alimleri yetiştirme projesi faaliyete girecektir.”
- “Türkiye, Erzurum ve köyü memleketi. Yeter artık, Darül Harbi ve küfrü bırakıp Darül İslam’a dönsün. Gelince, fakire göre, öyle işkence etme ve zindana konma gibi bir kötü muamele ile karşılanmayacaktır. ‘Hata ettik, kul hakkı yedik, özür diliyorum, tevbe ediyorum’ deyince akan suların durması lazım. Bu bence en uygun tamir yolu budur.”
Biz diyoruz ki;
- FETÖ içerisinde hala mevcut olduğunu söylediğiniz, samimi, hayırsever, sayıları binlerle ifade edilen kişiler olan bunca şeye rağmen hala oradalarsa, onların samimiyetleri ve hayırseverlikleri örgüte ilişkindir.
- Ve zaten bunu siz de söylüyorsunuz, bu iki grup halen birbirine bağlı ve halen birbiri ile birlikte hareket etmektedirler.
- FETÖ, dış güçlerden, batının güç kaynaklarından, istihbarat kuruluşlarından ve NATO’dan bağımsız bir örgüt değildir ve hiçbir zaman olmamıştır. Onlarla bağlantısını, maşalık seviyesinde düşünüyorsanız yanılıyorsunuz, FETÖ kötülüğün tıpkı diğerleri gibi bizatihi başat aktörlerindendir. Hatta bir kademe öne çıkmak sureti ile diğerlerinden ayrılmaktadır, çünkü haindir.
- FETÖ, çıkışı itibarı ile de vardığı yer itibarı ile de asla masum değildir. İfadelerinizde, dış mihrakların hegemonyal baskısının bir neticesi olarak mecbur bırakıldığı bir durumdan bahsediyorsunuz, bu asla böyle değildir, bilakis, düşünüş biçimleri ve örgüt felsefesi incelendiğinde dış mihraklara mihmandarlık yaptıkları açıkça görülecektir.
- FETÖ’nün saf ve temiz mensupları diye bir şey de, onların güzel duyguları diye bir şey de yoktur. Onlar, yatak odalarını gözetleyen, yapılan telefon konuşmalarını dinleyen, sinsice plan yapan, insanları birbirine düşüren, fasıkça haberler üretip yayan, şantaj yapan, insanların temiz duygularını sömüren, bu milletin vazgeçilmez iki önemli unsuru olan devlete ve dine paralel müesses nizam kuran kimselerdir. Bu kimselerin duyguları da tıpkı kendileri gibi habistir.
- FETÖ liderinin hata ettiğini kabul etmesini, pişman olduğunu dile getirmesini, özür dilemesini, tevbe etmesini istiyorsunuz. Bu elbette mümkündür, yapılabilir de. Lakin, işgal girişiminde, bu milletin öz malı uçaklar, tanklar, toplar, tüfekler, bombalarla bizatihi milletin üzerine insafsızca, acımasızca çullanan alçaklardan Fetullah Gülen denen adamı nasıl ayırabiliyorsunuz, doğrusu hayret ediyorum. Onların hesap vereceğini ama kendisinin onlardan beri olduğunu beyan etmesi gerektiğini nasıl söylüyorsunuz ve daha da tuhafı hadi diyelim bu beyanda bulundu, bu beyan sonrasında milyonlarca mağdurun bu beyanı kabullenip onu affedebileceğini nasıl düşünebiliyorsunuz?
- FETÖ liderinin köyüne geri dönerek, üstelik teşkilatını da ayakta tutar bir halde, İslam’a hizmet etmesi gerektiğini de söylüyorsunuz; İslam alimleri yetiştirmek, İslami araştırma merkezi kurmak, İslami bir eğitim müessesesi tesis etmek filan… Diyorsunuz ki bir de; asli faaliyet alanına geri dönsün. Bunların asli faaliyet alanının on yıllar boyunca ilmek ilmek örerek bir işgal girişimi ile neticelendirmek istedikleri bir süreç olduğunun sokaktaki herhangi bir insan bile farkındayken, nasıl oluyor da siz bunların asli faaliyet alanlarının hala ‘hizmet’ filan olduğunu düşünebiliyorsunuz? Çokça merak ediyoruz, İslam’a hizmet ettikleri hangi husus vardı şimdiye kadar bunların?
- “Akan suların durması lazım” önerinizin temelini de anlayabilmiş değiliz Sayın Hocam. Silahlardan üzerimize yağan hangi kurşun namluya geri girecek, giden canların, giden canlar sonrası yanan yüreklerin, kopan kolların, bacakların hangisi eskisi gibi olacak?
Ve’l hasıl kelam. Çokça sevdiğimiz bir fıkıh alimi olarak sizlerin, FETÖ belasını hala anlayamamış olması bizi son derece üzmüştür, rahatsız etmiştir, bilesiniz.