Bir yılda ne değişti?

AK Parti’nin iktidara gelmesi ile Afrika ile Türkiye arasındaki ilişkiler açısından önemli bir ivme kazandı. Türk halkı ve devleti bu açılım sayesinde Afrika’yı yakından tanıma fırsatı edindi. Afrika da Türkiye’yi yakından tanıdı. Bugün Afrika’da artık Türkiye’nin rakibi ABD, Fransa, İngiltere değil, Tek rakibi Çin. Bir süre sonra ise Afrika ile Türkiye arasındaki ilişkiler Çin’i gölgede bırakacak.

15 Temmuz FETÖ darbe girişimi Türkiye’de olduğu kadar, Türkiye’yi dost bilen Afrika’da da sert tepki ile karşılaştı. O gece birçok kişi Afrikalı, telefonla arayarak ya da sosyal medya üzerinden Türk halkının yanında olduklarını söylediler. Sabaha kadar bizimle birlikte Afrikalı dostlarımız da uyumadı, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türk halkı için dua ettiler.

Türkiye’de YTB bursu ile okuyan veya okumakta olan Afrikalı öğrenciler Türkiye’ye desteklerini göstermek için Büyükelçiliklerimizi, TİKA, Yunus Emre Enstitüsü ve Anadolu Ajansı’nın Afrika’daki ofislerini ziyaret ettiler. Ziyaretlerinde vurguladıkları Türk halkının yanında olduklarıydı. Afrika’da yüreği bizimle çarpan kardeşlerimizin olması bizi sevindirdi.

Şoförümüz Selahattin’in annesi o geceyi Türkiye için dua ederek geçirmiş, başını bütün gece secdeden kaldırmamış.  Kendisini ziyaret ettiğimizde bize Cumhurbaşkanı Erdoğan için her gece dua ettiğini, Erdoğan’ın bütün Müslümanların vicdanı olduğunu söyledi. Türkiye’de öğrencilik yapmış olan Osman Yahya o gece doğan çocuğuna Recep Tayyip ismini verdi. Sabah darbenin başarısızlığa uğradığı duyulunca Etiyopya’nın Afar, Harar, Somali eyaletlerinde kurbanlar kesildi. Harar eyaletinde gittiğimde gözleri görmeyen yaşlı bir alimin söyledikleri hala hafızamda. “Benim gözlerim görmüyor ama kalbim her zaman Türk halkını görüyor” demişti.

Etiyopya, Sudan, Senegal, Nijer gibi ülkeler Türkiye’deki FETÖ darbesini kınamışlar, Türk halkına destek mesajları vermişlerdi. Görüştüğümüz bir çok Afrikalı lider Türk halkının askeri darbeler karşısında Afrika halkına örnek olduğunu söylemişti.

Peki 15 Temmuz’dan bu yana Afrika’da ne değişti? Afrika’da Türkiye algısı büyük oranda değişti. Türkiye’nin diğer ülkelerden farklı olduğu, Türkiye halkının emperyalizme, sömürgeciliğe, askeri darbelere karşı nasıl direndiği, bu uğurda canının vermekten geri durmadığı anlaşıldı.

Afrika’nın siyasi tarihinde 100’den fazla darbe girişimi gerçekleşti. Bu darbe girişimlerine karşı Afrikalılar hiç bir şey yapamadılar. 15 Temmuz’la birlikte Afrikalılar halkın karşısında hiç bir gücün duramayacağını öğrendiler. Silahların halkın direnişine karşı hiç bir şey yapamayacağını 15 Temmuz gecesi anladılar.

Afrika’daki liderler 15 Temmuz’dan sonra halkları ile daha fazla bütünlük içine girdiler. Nijer, Çad, Somali, Gine bu birlikteliğin en önemli kanıtı. Gine lideri Alpha Conde Türk halkının FETÖ’cü darbeye karşı koymasını tarihin en önemli direnişi olarak gördüğünü belirtti.

FETÖ’cü teröristler Afrika’ya 90’lı yılların ortalarında gelmeye başladılar. Türkiye devletinin imkanlarını kullanarak bir çok Afrika ülkesinde okullar açtılar. Türk halkını hep “Afrika’da çocuklar okullara gidemiyor, eğitim öğretime muhtaç” diye kandırarak para topladılar. Türk halkının dişinden tırnağından artırdığı paraları buralara getirdiler. Oysa ki açtıkları okullar paralı okullardı. Bu okullarda okumak için diğer yabancı okullardan daha fazla para vermek gerekiyordu. Okullara aldıkları öğrenciler ülkenin zengin ve elit tabakasının çocuklarıydı. Devlet başkanı, bakanlar ve stratejik önemde olan kişilerin çocuklarını bedava okutarak bunları da kendilerine bağladılar.

Bunlar misyon okullarıydı. Türk halkının amaçlarına hizmet etmek şöyle dursun yabancı misyon şeflerinin istediklerine köprü olmuşlardı. Okullarda çocuklara kendi ideolojik yaklaşımlarını işlediler. Türk halkını aldatmak da kolaydı. Türkçe olimpiyatları yapıp, Afrikalı öğrencilere iki Türkçe şarkı söyletip, horon teptirip, zeybek oynattınız mı Türk halkı bu okulları bağrına basıyordu.

Son bir yılda Afrika’da ne değişti sorusunun cevabı daha 7 ay önce kurulmuş olan Maarif Vakfı’nın yaptıklarında aramak gerekli. Prof. Dr. Birol Akgün yönetimindeki Maarif Vakfı temsilcilerinin gitmediği Afrika ülkesi kalmadı. Afrikalı liderlere, yöneticilere, bürokratlara halka FETÖ’yü anlattılar. Bu okulların Türkiye halkına ait olduğunu deklare ettiler. Kongo Cumhuriyeti, Gine, Somali, Nijer, Senegal, Sudan, Gambiya, FETÖ okullarını Türkiye’ye hemen devretti. 20’den fazla Afrika ülkesi ise Temmuz sonu yeni eğitim öğretimin başlaması ile birer birer bu okulları devredecekler. Belki de Afrika’da 300’den fazla okul, bu okulların asıl sahipleri olan Türk halkına ve devletine teslim edilecek.

FETÖ ile Afrika’da diğer ülkelere nazaran mücadele etmek zordur. Bazı Afrika ülkeleri FETÖ’nün bir karargahı gibidir. FETÖ ile içli dışlı olan bazı Afrika ülkelerinde iş yapmak, Türkiye için faaliyetlerde bulunmanın bir bedeli vardır. İş adamları için, Türkiye’nin yurt dışı kurumlarında çalışanlar için riskler vardır. Fakat Türkiye’de 15 Temmuz gecesi sokağa çıkanlar gibi Afrika’nın en ücra köşesinde bulunanlar da bu yolculuğun kutlu neferleridir. 249 şehid ve 2000’e yakın gazi bunu öğretmişlerdir. Hep bu belanın üstesinden gelebilmek için birlikte tek vücut olunmalı. Hala birileri Afrika’da çıkıp “Bunlar Tayyib Bey’in sorunu, o çözsün diyorsa” bu kişilerle FETÖ ile mücadele edilemeyeceğini de başta Dışişleri bakanı olmak üzere, diğer yetkililer de anlamalıdır.

15 Temmuz yalnız Türkiye için değil Afrika için de bir milattır. Afrika’da artık kolay kolay darbeler olmayacak, küresel güçler taşeron FETÖ gibi terörist grupları kullanarak istediklerini yapamayacaklar. Çünkü 15 Temmuzla birlikte Afrikalılar sömürgeciliğe, emperyalizme, küresel güçlerin yerli işbirlikçilerine, taşeronlarına karşı nasıl direnebileceklerini öğrendiler. Çünkü 15 Temmuz sadece Türkiye için yapılmış şehitler verilmiş bir direniş değildi, bu direniş bütün mazlum, mahrum ve yoksun bırakılmış halklar için verilmiş bir mücadeleydi. Çünkü bu direniş Çanakkale ruhunun tüm yeryüzünü kuşattığı direnişin adıydı.