Yabancı bir ülkeye gittiğinizde ilk görmek istediğiniz yer neresi olur? Benim için bu sorunun cevabı camilerdir. Özellikle yeni bir ülkeye gittiğimde hep camilerini merak ederim. Camiler nerededir, mimari yapıları nasıldır vs.
Aslında bu ilgimin arkasında yalnızlığımı giderme çabası vardır. Camileri görünce kendimi yalnız hissetmem. Bir bakıma o ülkedeki, o şehirdeki yalnızlığımı bu camiler giderir. Sanki camide namaz kılanları, namaz için hazırlık yapanları tanıyormuşum, 40 yıllık anılarla bir dostluk hissim varmış gibi gelir bana.
Etiyopya’ya geldiğimde de ilk olarak camileri görmek istedim. Çünkü Etiyopya Hicaz hariç Müslümanların ilk cami yaptığı ülke. O zamanki adıyla Habeşistan’a hicret için gelen ilk Müslümanlar burada bir Hicret Camii kurmuşlar. Bu caminin nerede olduğu bilinmiyor. Çünkü kalıntılarına ulaşılabilmiş değil. Daha sonra Necaşi’nin ölümünden sonra Müslümanların şimdiki Tigray bölgesine bir cami yaptırdıkları, bu caminin de Negaşi veya Necaşi Camii olduğu söylenmekte. Necaşi Camii’nin günümüze kadar gelebilmiş olduğu söylentileri olsa da ilk orijinal Necaşi Camii olmadığını tarih kaynakları söylüyor. Orjinal Necaşi Camii’nin 1520-1560 yılları arasında gerçekleşen Müslüman-Hıristiyan çatışmasında yakıldığı daha sonra da yerine bir cami yapılmadığı, yıllar sonra bir hayırsever tarafından Hz. Necaşi’nin türbesinin olduğu bölgeye bir caminin yapıldığı biliniyor.
Camiler Etiyopya için önemli. Çünkü Müslümanlığın yansımasını ancak camilerde görebiliyorsunuz. İslam, Müslümanlar, sanki Etiyopya’da gizlenmiş gibi. Resmi rakamlar Müslümanların sayısını yüzde 40’larda gösterseler de sanki bu ülkede daha az Müslüman yaşıyor izlenimi ediniyorsunuz. Müslümanlar ise nüfuslarının yüzde 60’larda olduğunu iddia etseler de bu gerçekliği Etiyopya’nın birkaç eyaleti dışında görmeniz mümkün değil.
Addis Ababa, Etiyopya’nın başkenti. Bu rakımı en yüksek Afrika şehrinde 2 milyon Müslümanın yaşadığı söyleniyor. Fakat Etiyopya gerçeğinde olduğu gibi Addis Ababa için de bu rakam abartılı geliyor insana. Fakat gerçek olduğunu bayram namazlarında görebiliyorsunuz. Stadyum ve çevresinde kılınan bayram namazına resmi rakamlara göre 1.5 milyonun üzerinde Müslüman iştirak ediyor.
Etiyopya veya Addis Ababa’da Müslümanları görünür yapmayan, yıllarca krallık ve komünist yönetimin özellikle Müslümanlara uyguladığı baskılar. Müslümanlar her zaman bu baskıların gelebileceğini düşünüyor ve bu nedenle görünür olmayı benimsemiyorlar.
İşte bu duygu ve hissi yakacak üç cami var Addis Ababa’da: Büyük Enver, Nur ve Sumeya Camileri. Bu üç caminin ortak özelliği, Habeş’in bir İslam coğrafyası olduğunu haykırması. Diğer camiler daha küçük olup mahallelere gizlenmişken, bu camiler şehrin en işlek ve en popüler yerlerinde mevzi tutmuşlar. Camilerin mimarisi klasik Arap mimarisinin esintilerini taşısa da görkemliliği Etiyopya kilise mimarisinden de esintiler taşıyor.
Özellikle Büyük Enver Camii, Addis Ababa’nın görkemli dört büyük kilisesine meydan okuyor. Camideki günün her saatindeki kalabalık, Müslümanların şehirdeki yalnızlığını gideriyor.
Enver Camii 1920’ların başlarında yapılmış. Afrika’nın en büyük yerel pazarı Marketo’nun tam merkezinde. Enver Camii, bir bakıma şehirde yaşayan ticaret ve esnaflıkla uğraşan Müslümanları kendi bölgesinde toplamış. Marketo Müslümanlar için “Müslüman saatinin” geçtiği yer işlevi görmüş ve görmeye de devam ediyor. Caminin çevresinde okullar, medreseler, sağlık merkezleri açılmış. 15.000 metrekare alana kurulması ile hala Sahra-Altı Afrika’sının en büyük camilerinden biri olma özelliğini taşıyor. Camiye her gün 10 bin kadar kişi namaz kılmak için geliyor. Cami aynı zamanda yolculara, evsizlere de bir korunak vazifesi görüyor.
Diğer bir camii ise Nur Camii. Nur Camii mimari olarak diğer camilerden biraz daha farklı. Diğer camilerde sükûnet hakimken bu camide ihtişamın büyüklüğünü görebiliyorsunuz. Şehrin en işlek yerindeki Nur Camii, modern yapılara meydan okuyarak kendini gösteriyor. Minaresi diğer camilerin aksine mütevaziliği içermiyor. Kendisini gökyüzü ile Müslümanları buluşturan bir simge gibi gösteriyor. Bazıları Addis Ababa’da ilk caminin Nur Camii olduğunu söylese de genel kabul gören görüş ilk caminin Wolle Muhammed Camii olduğu.
Nur Camii’nin, Müslümanlara yaptığı katliam ile tanınan İmparator Menelik’in, Hıristiyanken İslam’ seçen kızı Zweditu’nun 1916’da yaptırdığı biliniyor. Babasının zalimliklerini bir nebze olsun halkın gözünde hafifletmek için bu caminin yapıldığı söylenegelmekte. Caminin ilk imamı Şeyh İsa Qitbare’de caminin mimarıymış aynı zamanda.
Addis Ababa’nın en görkemli camilerinden bir diğeri de Sumeya Camii. Diğer camilere göre biraz daha küçük olmasına rağmen Modern Habeş İslam mimarisinin özellikleri göstermesi açısından önemli. Şuha denilen yerel başka bir pazarın hemen yanına kurulan Sumeya Camii, şehrin en önemli caddelerinden birine yoldaşlık ediyor. Addis Ababa’nın bir ucundan diğer ucuna gitmek isterseniz bu camiyi mutlaka görebiliyorsunuz.
Addis Ababa’daki bu üç camii Ramazan günlerinde benim yalnızlığımı da unutturdu. İlk kez bu camiler bana Müslümanların bu şehrin gerçek sahipleri olduğunu gösterdi. Bu camiler, ezansız şehirlerden biri olan Addis Ababa’da Müslümanların oruç ayında nasıl da yalnızlık içinde olmadıklarını görerek Yahya Kemal sendromunu tekrar yaşamaktan kurtardı.