Gözümüzün önünden bir türlü gitmeyen bir fotoğraf karesi: Fotoğrafını çekmek için kendisine yöneltilen fotoğraf makinasını silah zannederek ellerini yukarı kaldıran küçük kız çocuğu… Savaş büyük küçük herkesi etkiliyor, travmalara neden oluyor. Ancak şüphesiz ki en büyük yıkımı hem yakınlarını kaybeden hem de savaşa tanık olan çocuklar yaşıyor.
Suriye iç savaşı sonucu yurdundan ayrılıp tanımadıkları bir kültürün içine düşen, annesini ya da babasını kaybeden, patlayan bombalara, yıkılan binalara tanık olan çocukların bu travmaları aşıp normal bir hayata sahip olmaları yardım almadıkça zor görünüyor. İHH İnsani Yardım Vakfı, dünyanın dört bir yanında savaşlar, doğal afetler, kazalar ve hastalıklar gibi nedenlerle hayata tutundukları en önemli dalı, annelerini ve babalarını kaybetmiş milyonlarca yetim çocuğa sahip çıkmaya çalışıyor. Ancak söz konusu Suriyeli yetimler olunca daha özel çalışmalar yapmak gerekiyor. Çünkü bu çocukların yetişkinlerin bile başa çıkmakta zorlandığı bir savaş tanıklıkları da var. Kimi vantilatör sesini helikopter zannediyor, kimi uçak sesinden korkuyor. Aralarında kekemelik yaşayanlar, geceleri uyuyamayanlar var. Çocukların yaşadığı bu travmaları en kolay şekilde atlatabilmeleri için kullanılan yol, oyun terapisi. İHH, bu konuda çalışan Uluslararası Doktorlar Derneği AID ile ortak olarak gerçekleştirdiği “Gülen Yüzler Projesi”yle, çocukların oyun oynayarak travmalarının üstesinden gelebilmelerini amaçlıyor.
6 ayda 200 çocuk
Projede çoğunluğu göçle İstanbul’a gelen ailelerin çocukları var. Çocukların zihinsel, duygusal ve sosyal gelişimleri takip ediliyor. Suriyeli ailelerin ve yetim çocukların yaşadıkları kayıplarla başa çıkabilmesi ve bu kaybın oluşturduğu psikolojik travmaların etkisinin azaltılması için 2014’te 14 kişilik ekiple yola çıkan AID, İHH İnsani Yardım Vakfı’nın da desteğiyle yüzlerce çocuğa ulaşmış.
Çocuklara aileler üzerinden ulaşmak zor. Kendileri de başka bir travma yaşayan aileler çocuklarına nasıl psikolojik destek verecekleri konusunda bilgili değil. Bu engeli aşmada öğretmenler devreye giriyor. Çocuklar, hazırlanan programlar çerçevesinde haftanın üç günü farklı yaştan gruplarla dernekteki sanat ve beceri atölyesine yönlendiriliyor. Buradaki ilk amaç savaş sonrası ağır travma yaşayan çocukların zedelenen güvenlerini yerine getirebilmek. Uzman psikologların gözlemde bulunduğu atölyelerde 6 ayda bir yaklaşık 200 çocuğa hizmet veriliyor.
Pek çok yakınlarını kaybetmişler
Savaş sonrası yaşadıkları travmalar yüzünden çocukların psikolojik durumları iyi değil. Bir evde iki-üç ailenin kaldığı bir ortamda zor şartlar altında hayata tutunmaya çalışıyorlar. AID’de görev alan Uzman Psikolog Tuğba Öztürk, bu yetim çocukların sadece ailelerini kaybetmediğini aynı zamanda yurtlarından da ayrı kaldığını ifade ediyor ve şöyle devam ediyor: “Buradaki çocuklar yakınlarının, komşularının ve akrabalarının kayıplarını görmüş, evlerini ve sahip oldukları birçok şeyi kaybetmiş. Babalarının kayıplarını da son derece dramatik yaşamışlar. Bu çocuklarla olmak, onlarla bir şeyleri paylaşabilmek, yaşadıklarını bir nebze olsun unutturabilmek ve onlara yeniden yaşam sevinci kazandırmak için buradayız.’’
Gürültülere karşı aşırı duyarlılıkları var
Öztürk’e göre çocuklarda görülen psikolojik rahatsızlıklar ürkütücü boyutta. Siren seslerinden, uçak seslerinden ve benzeri yüksek seslerden çok korkuyorlar. Bu tarz sesler duyduklarında kulaklarını tıkayıp hareketsiz kalıyorlar. Klimanın vantilatör sesini bile helikopter sesine benzetiyorlar. Seslere ve gürültülere karşı aşırı duyarlılıkları var. Ayrıca savaş sonrası meydana gelen psikolojik rahatsızlıklar arasında korkuya dayalı içe kapanma, kendini ifade edememe, gece uyumama, alt ıslatma ve kekemelik de var. 6 ila 10 yaş arası çocuklar “oyun terapisi”yle travmalarını atlatma imkânı buluyor.
Ağır travmalar yaşamış 11 ila 14 yaş arasındaki çocuklara da “Göz Hareketleriyle Duyarsızlaşma” denilen “EMDR terapi” seansları uygulanıyor. Travmatik anın yeniden canlandırılma yöntemi olarak bilinen bu terapiyle çocuğun yaşananları kabul etmesi ve problemleri bu sayede çözmesi sağlanıyor. Bu yöntem bazı çocuklarda acı verici olsa da zaman içinde bedensel ve zihinsel direnç sistemlerinin daha iyi işlemesine ve sıkıntılarının hafiflemesine yardımcı oluyor.
Yaşadıklarını oyuncaklarla anlatıyorlar
Burada terapi görenler, binlerce Suriyeli mülteci çocuktan yalnızca birkaçı. Çoğunun en büyük arzusu ülkelerine dönebilmek. Suriye’deki evini, arkadaşlarını, yatağını ve akrabalarını özleyen var. Savaşın izlerini zihinlerinde hala yaşayan çocuklar, özlemlerini resim yaparak, oyuncaklarıyla oynayarak anlatmaya çalıyor. Kimi savaşta ayaklarını kaybettiği için top oynayan çocuk resmi çiziyor, kimi anne babasını kaybettiği için mutlu aile resmi. Oyun atölyelerinde oyuncaklarıyla güvenli şehirler kurup yıkıyor.
Öztürk, “Eğer bu çocuklara yardım eli uzatılmazsa, yaşadıkları travma yüzünden ‘kayıp nesil’ haline gelebilirler” diyor. Abla ve ağabey gönüllülerinden oluşan eğitimci kadrosuyla çocuklara okul derslerine yardımcı olduklarını dile getiren Öztürk, ayrıca bu çocuklara psikolojik desteklerin yanı sıra sosyal aktivite olarak futbol turnuvaları, gezi ve piknik gibi faaliyetler de düzenlediklerini ifade ediyor.
Yetim Günleri başlıyor
İHH, 2007’de Filistin’deki çocuklarla başlattığı “Yetim Sponsorluk Projesi”ni Ortadoğu, Uzakdoğu, Kafkaslar, Latin Amerika, Balkanlar ve Orta Asya’yı kapsayacak şekilde genişletti. Proje kapsamında 56 ülkede 81 bini aşkın yetim çocuğa yardım ulaştırılıyor. Başta savaş ve çatışmaların sürdüğü coğrafyalar olmak üzere, doğal afet ve yoksulluklarla karşı karşıya olan ülkelere yardım götüren İHH, açtığı 27 eğitim merkezinde 2 bin 200’ü aşkın yetime üniversite tahsillerinin sonuna kadar destek veriyor. Türkiye içerisinde de yetim çocuklar için açılan okullara yardım yapan İHH, sayıları 130 civarı okuldan 80 tanesine maddi ve manevi destek veriyor. Suriyeli yetimler için birçok proje başlatan İHH, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’yla ortaklaşa başlattığı projenin de müjdesini veriyor. Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde Suriyeli yetimler için özel tasarlanmış bir sitede Çocuk Yaşam Merkezi inşa ediyor. 100 dönüm araziye inşa edilecek olan merkezde erkek çocuklar için 35, kız çocukları için 20 adet villa tipi ev yapılması planlanıyor. İdari bina, misafir lojmanı, cami, 4 adet derslikli okul, sağlık binası, toplantı ve gösteri binası, spor alanları, çocuk parklarıyla köy büyüklüğünde geniş bir alana inşa edilecek olan merkez, çocukların her türlü ihtiyacına uygun olarak düşünülmüş. İHH’nın Genel Başkan Yardımcısı Murat Yılmaz’a göre bu projenin en büyük özelliği, “savaş mağduru yetim çocuklar için dünyada yapılmış en kapsamlı projelerden biri” olması.
Ebeveynler de travma yaşıyor
AID’in kadınları kapsayan projeleri de var. Savaş nedeniyle İstanbul’a göç etmek zorunda kalmış Suriyeli ailelerin yaşadıkları olayların tesirini azaltmak amacıyla birçok program geliştiren dernek, savaş mağduru kadınların yaşamlarındaki risk faktörlerini azaltmayı hedefliyor. Kadınların bireysel olarak ya da gruplar halinde yardım gördükleri bu psiko-sosyal destek programlarının öncelikli amacı, kaybedilen temel güven duygusunun yeniden kazanılması, ebeveyn ve öğretmenlerin travma mağduru çocuklara nasıl yaklaşacakları konusunda eğitilmesi.