Suriye iç savaşı 15 Mart 2016 tarihinde 5. yılını doldurdu. Resmi verilere göre 480 binden fazla insanın hayatını kaybettiği savaş sürecinde en ağır fatura kadın, çocuk ve yaşlı siviller tarafından ödendi, ödenmeye devam ediyor. Şamlı Mümine Hammad da yaşanan dramdan nasibini alan kadınlardan sadece biri. Savaş şartları nedeniyle eşi ve 3 çocuğundan ayrı düşen 30 yaşındaki Hammad’ın, ailesinden haber alamadığı 3 yıl, ömründen ömür almış. Bu üç yıl içinde hem yanındaki oğlu Rıza ile hayatta kalabilmek için oradan oraya sürüklenen, hem de eşi ve çocuklarının izini bulmak için bütün yolları deneyen Mümine Hammad, geçtiğimiz günlerde bir yardım kuruluşunun dikkati sayesinde Kayseri’de bulunan çocuklarına kavuştu. Hammad, Şam’dan Kayseri’ye uzanan hüzün yüklü öyküsünü Gerçek Hayat’a anlattı.
Kabus 2012’de başladı
2012 yılının ortalarında rejim baskısının artması ile birlikte 4 çocuğu ve eşiyle birlikte yaşadıkları Şam’ın Cideyd et Artuz kasabasından ayrılmaya karar vermiş Hammad ailesi. Mümine Hammad kendilerine gerekli olacak resmi evrakları almak için, 2 yaşındaki oğlu Rıza’yla birlikte anne babasının yaşadığı bir saat uzaklıktaki Deraya ilçesine gitmiş. Bir gece kalıp dönmeyi düşünen Hammad, yolların kapanması nedeniyle 2 gün dönememiş. Evine ulaşabildiğinde ise ne eşini ne de çocuklarını bulabilmiş. Kabus dolu günler de başlamış böylece.
Evimizi 2 kez basmışlar
“Eşim kendisine ait bir kamyonetle nakliye işi yapıyordu ancak direnişin başlaması ile birlikte evler aniden basılmaya ve birçok kişi gözaltına alınmaya başladı” diyen Mümine Hammad tehlikenin boyutunu artması ile kasabadan ayrılma kararı aldıklarını ve sonrasında yaşadıklarını şöyle aktardı: “Etrafımızda birçok ev basılarak komşularımız gözaltına alınıyordu. Eşim, ‘Daha güvenli bir yere geçelim yakın zamanda bize de gelecekler’ dedi. Ben eşyaları topladım ve annemlerde olan pasaportumu almak için o zaman 2 yaşında olan oğlum Rıza ile birlikte 1 saat uzaklıkta olan Deraya ilçesine gittim. Hemen dönmeyi düşünüyordum ama rejim yolları kapattı ve ben ancak 2 gün sonra dönebildim. Geldiğimde evde kimse yoktu. Komşulara koştum bir haber için. Komşularımız evimizin 2 kez basıldığını, eşimin de çocukları alarak gece yarısı evi terk ettiğini söylediler.”
Keskin nişancı atışları altında Lübnan’a geçtik
Her yere haber bırakan ve tüm akrabalarına eşi ve çocuklarının nereye gittiğini soran Hammad yanıt alamamış. Günlerce dolaşıp küçük bir bilgi alabilmek için kıvranmış. Aynı günlerde eşi tutuklanan kız kardeşi ile kalmaya başlayan Hammad’ın evlerine baskın yapılmış ve her yer didik didik aranmış. Bu esnada Deraya’da hem baskın ve tutuklamalar hem de kuşatma başlayınca Lübnan’a geçmek için son bir şansları kaldığını düşünmüşler. Hammad, “Kız kardeşimin bir tanıdığı vasıtasıyla kaçak yollardan Deraya’yı terk ettik. Bizim kafilede olanlardan bazıları keskin nişancı atışları ile yaralandı. Biz şanslıydık. Lübnan’da Buka bölgesinde Dahr el Ahmar Kasabası’na yerleştik. Aklım hep eşim ve çocuklarımdaydı. Orada da bağlantı içerisinde olduğum kişilerden araştırmaya devam ettim. Nereye gittiklerine ve ne durumda olduklarına dair hiçbir bilgi yoktu. Aradan 3 yıl geçmişti ve artık dayanamıyordum. 3 ay önce oğlumu alarak önce Beyrut’a oradan da deniz yolu ile İskenderun’a geçtim. Hatay Reyhanlı’da yaşayan bir yakınımın yanında 1 ay kaldım ve sonra şu an 5 yaşında olan oğlumla birlikte Bahattin Yıldız Yetim Evi’ne yerleştim” sözleriyle anlatıyor Türkiye’ye uzanan maceralarını.
Canıma kıymaktan korkuyordum
Çocuklarına ve eşine kavuşma ümidini hiç kaybetmeyen Hammad Türkiye’de faaliyet gösteren Türk ve Suriyeli sivil toplum kuruluşlarının hepsine başvurup çocuklarının fotoğraflarını bırakmış. “İçimde kavuşma umudunu daima canlı tuttum” diyen Mümine Hammad, “Bazen öldüklerini düşünüp bunalıma girdiğim oluyordu. Eğer yeniden evlatlarımı görme umudum tükense yaşadığım onca sıkıntıdan sonra canıma kıyardım” sözleriyle hislerini anlatıyor. “Peki ya küçük oğlunu kime bırakmayı düşünüyordun bu durumda” sorumuza Suriyeli annenin verdiği cevap ise “Yaşadığım onca acıya rağmen ayakta kalmakta zorlanıyordum, oğlumu Allah’a emanet edip canıma kıyardım” oluyor.
Kayseri’de olduklarını öğrendiğim gün yeniden doğdum
Bundan sonrası ise bir kavuşma hikayesi. Mümine Hammad’ın Hatay’da başvurduğu bir yardım kuruluşu Kayseri’de yardım dağıtırken Hammad soyadına rastlar ve kısa bir tetkikten sonra Şamlı 3 çocuğun babaanneleri ile birlikte Kayseri’de ikamet ettiği kesinleşir. Haber en kısa zamanda Hammad’a ulaştırılır. Mümine Hammad’ın haberi duyduğu an için “O gün ben yeniden doğdum” diyor.
Her gece annem ve babam için ağlıyordum
Peki diğer yandan çocuklar neler yaşamıştı? 22 Mart günü Kayseri’den Reyhanlı’ya gelen kayıp çocukların en büyüğü olan 11 yaşındaki Sidra, 3 yıldır sürekli yer değiştirerek yaşadıklarını ve Şam’dan ayrıldıktan sonra 1 aylık bir yolculukla Rakka’ya geldiklerini anlatıyor. Babaları 6 ay sonra aniden ortadan kaybolmuş ve kendilerine amcaları ile babaanneleri bakmış. Sidra Hammad, defalarca bombardıman ve çatışma ortasında kaldıklarını ve bir gece yarısı çıktıkları son yolculukla 8,5 ay önce Türkiye’ye geçtiklerini ve Kayseri’ye yerleştiklerini söylüyor. Kayseri’de yardımseverlerin kendilerine sahip çıktığını ve hemen her gece annesi ve babası için ağladığını kaydeden Sidra, “Suriye’de aç, susuz günler geçirdik defalarca ölümle burun buruna geldik ama annemle buluştuğumuzda her şeyi unuttuk ve yeni bir hayata başladık. İnşaallah bir gün babama da kavuşur eski güzel günlerimize döneriz” diyor.
Eşimin yaralandığını öğrenebildim
9 yaşındaki Ömer, 7 yaşındaki Hasan ve 5 yaşındaki Reza olan bitenden habersiz yeni çevreye uyum sağlama çabası verirken Sidra ve anne Mümine konuşurken gözyaşlarına hakim olamıyor. Mümine Hammad kavuştukları ilk 3 gün boyunca ağladıklarını ve karmakarışık duygular yaşadıklarını eşi ile ilgili olarak ise sadece 1,5 yıl önce bir hava saldırısında yaralandığı bilgisini aldıklarını söylüyor. Savaş baronları ve dikta hevesi yüzünden milyonlarca sönmüş ocağın faili olan Esed’in kurbanları arasında yer alan ve Şam’dan Kayseri’ye uzanan hüzün yüklü öykünün kahramanları şimdi Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde tek gözlü evlerinde yaşama tutunma çabası veriyor. Mümine Hammad’ın ifadesi ile ‘ana kucağı’ kadar sıcak ve güven veren bir ülkede geleceğe dair hayaller kuruyorlar.