88. Akademi Ödülleri geçtiğimiz hafta sahiplerini buldu. Haber tüm dünyaya “Leonardo’nun Oscar’ı” olarak sunulsa da asıl mesele “bembeyaz Oscar” tartışmasıydı. Uzun zamandır devam eden bu meseleyi alevlendiren, Akademi’nin siyahi adaylara bu sene hiç yer vermeyişiydi. Ünlü yönetmen Spike Lee ve Will Smith başta olmak üzere pek çok “renkli” sanatçı geceye katılmayarak duruma tepki gösterdi. Akademi ise durumu adeta doğrulayan trajikomik bir açıklama yaparak, “beyaz olmayan üye sayısını arttırma” sözü verdi (Üyelerin yüzde 93’ü beyaz). Çoğu sanatçıya göre bu durum ancak, “beyaz adamın taraflı sistemi” cümlesiyle açıklanabilir. 87 yıllık Akademi tarihinde sadece 32 siyahi ödül almış. Alınan pek çok ödül de, her nasıl oluyorsa, siyahilere beyazlar tarafından biçilen rollere gidiyor. İlk Oscar alan siyahi Hattie McDaniel’in efsane film Rüzgâr Gibi Geçti’deki ‘hizmetçi’ rolüyle heykelciği kucaklaması bunun en bariz örneği. (McDaniel ödülden sonra beyazperdede 74 kez daha hizmetçi olarak görünmüş.) Aslında bu tartışma sadece Oscar’la sınırlı da değil. Bundan birkaç ay önce Berlin Film Festivali’nde de aynı eleştiriler konuşulmuştu. “Beyaz adamın sistemi” her yerde karşımıza çıkabiliyor yani… Bu nedenle bazısı sisteme takılıp ödül alamayan, bazısı o sisteme zaten hiç dâhil olmayan biraz kirli, renkli, öteki, yani “beyaz olmayan” filmler ve sanatçılara Akademi yerine bir kez de biz hakkını vermek istedik.
Katliam için ufak bir özür
2004 yapımı Hotel Rwanda filmindeki rolüyle Don Cheadle, gösterdiği muhteşem performansa rağmen ödül alamayan siyahi isimlerden sadece biri. Film, 1994 yılında yaşanan Ruanda Katliamı’nı konu alıyordu. Filmin Amerikan Film Enstitüsü tarafından ‘tüm zamanların en ilham verici filmleri’ arasına konulması ise ‘beyaz adamın özrü’ olarak kabul edilebilir.
Her rolün adamı: Samuel L. Jackson
Samuel L. Jackson’ı Amerikan film endüstrisindeki ‘siyahi’lere karşı önyargıyı yıkan isimlerden biri olarak görmek mümkün. Zira Jackson, endüstrinin siyahilere verdiği ‘ayak işleri’nin çok ötesinde projelerde yer alanlardan. Ancak bir Oscar’ı yok. Muhtemelen Tarantino’nun kült filmi Pulp Fiction’ındaki ‘Jules’ karakteri uzun yıllar daha unutulmayacak.
Eyüp, Madi ve Emine’nin hikâyesi
– Emine, bana kızgın mısın?
– Evet.
– Neden?
– Bana vurdun çünkü.
– Mezarlığa gitmiştiniz ama.
– Madi’nin canı sıkılmıştı.
– Onun her lafını niye dinliyorsun?
– Ama canı sıkılmıştı.
– Barıştık mı?
– Hayır.
– Niye?
– Çünkü bana vurdun.
– Bir daha vurmam. Barışalım mı?
– Tamam.
– Çak o zaman.
Bu replikler, Sarhoş Atlar Zamanı’nın Emine ve Eyüp isimli karakterlerine ait. Yapım, İran sinemasının en önemli yönetmenlerinden biri olan Bahman Gobadi’nin. Filmde Eyüp, Madi ve Emine isimli üç çocuğun hikâyesi anlatılıyor. Oyuncuların hiçbirinin profesyonel olmadığını söylemek lazım. Avrupa festivallerinde adaylıkları ve ödülleri var.
Tanrıkent’in tek masumu: Roket
2002 yapımı Tanrıkent, bir dönem çok konuşulan bir filmdi. Yönetmen koltuğunda Fernando Meirelles var. Filmde, Brezilya’daki bir gecekondu mahallesinde yaşananlar Roket isimli çocuğun gözünden anlatılıyor. Her yaştan çocuğun suça itildiği bu mahallenin en masumu sayılabilecek olanı da yine Roket. Eser, vizyona girdiği yıl Akademi’ye de aday olmuş, ancak kazanamamıştı. Yine de sayısız ödül aldı. Başrol oyuncusu Alexandre Rodrigues’in de ödülü hak eden bir performans sergilediğini belirtmek lazım.
Bollywood’da üç idiot
3 Idiots 2009 yapımı bir Bollywood filmi. Çok sayıda ödülü de bulunan yapım, Hindistan’ın en iyi mühendislik okulundaki üç arkadaşın dostluklarını anlatıyor. Oldukça uzun, fakat bir o kadar keyifli, sayısız hayranı olan bir yapım.
Will Smith, Ali, Fokus ve fazlası
Oyunculuk dışında müzik kariyeri de olan Will Smith’in, başarılı filmlerine rağmen ısrarla Oscar alamaması da Akademi’nin tutumunu ortaya koyan ayrıntılardan. 2015 yapımı Fokus isimli filmin kalitesine ve gişe başarısına rağmen Oscar’a yine aday olamaması Smith adına bardağı taşıran son damlaydı. Smith ve yine oyuncu olan eşi Jada Pinkett Smith bu seneki ödül törenine katılmayarak durumu protesto edenlerden. Not etmekte fayda var, Smith Muhammed Ali’yi canlandırdığı ve oldukça ses getiren Ali filminde, aday olmasına rağmen Oscar’ı alamamıştı.
Baba’dan Kızılderililere Oscar
1973’de Baba filmiyle Oscar alan Marlon Brando Kızılderili katliamlarına dikkat çekmek için ödülü reddetmişti. Törende, Brando’nun isteği üzerine, ödülü almak için sahneye çıkan Sacheen Littlefeather, Apaçi kıyafetleriyle davetlilere ufak bir konuşma yapmaya çalıştı. Sözlerinin çoğu yuhalamalar nedeniyle duyulmadı. Sadece şu kısımlar akılda kaldı: “Onları katlettik. Onlara yalan söyledik. Onları topraklarından koparmak için kandırdık. Onları açlığa mahkûm ettik ki hiçbir zaman sadık kalmadığımız ve adına antlaşma dediğimiz o kâğıtları zorla imzalasınlar. Onları, yalnızca yaşamın anımsayabileceği kadar uzun bir süredir yaşam vermiş bu kıtada dilencilere döndürdük. Ve tarihi nasıl yorumlarsanız yorumlayın, ne kadar çarpıtırsanız çarpıtın: Biz doğru davranmadık. Ne adil davrandık ne de dürüst.”