Mısır’ın ilk meşru Devlet başkanı olan Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, darbe öncesi ve darbe sonrasında gösterdiği dik duruş ile hem Mısır halkının iradesinin gasp edildiğini dünyaya haykırdı, hem de vakar ve izzetinden aslâ vazgeçmedi. Hapishanede karşılaştığı insanlık dışı muameleye rağmen cesaretinden hiçbir şey kaybetmeyen şehid Mursi, Mısır’ın hakları, dâvâsı ve değerlerini savunmaya devam etti.
Darbeden önce yaptığı
konuşmalarda şunları söylemişti:
HAKLARIMIZ İÇİN BENİM KANIM AKACAKSA, HAZIRIM
“Sizleri, çocuklarımızı, bizden sonra gelecek evlatlarımızı korumak istiyorum. Kızlarımızı, geleceğimizin annelerini korumak istiyorum. Onlar çocuklarına sizin babalarınız ve ecdadınız erkektiler, haksızlık ve bozuk görüşler karşısında asla boyun eğmediler, vatanlarından, haklarından ve dinlerinden en ufak taviz vermediler, diyecekler. Bu haklarımızın bedeli için benim kanım akacaksa, ben hazırım. Vatan uğruna canımı kolayca veririm. Allah her şeye kadirdir. Kimse sizi aldatmasın. Sakın tuzaklara düşmeyin!” “Rabbimiz! Bizi doğru yola eriştirdikten sonra kalplerimizi eğritme, bize tarafından bir rahmet bağışla. Hiç kuşku yok, lütfu en bol olan yalnız sensin. Allah, emrini yerine getirmeye kâdirdir. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler!”
Darbeden sonra sözde hapishaneler baskını davasında Mısır halkına şöyle seslenmişti:
EMANETE İHANET ETMEDİM VE ETMEYECEĞİM
“Allah şahidimdir ki, görevim boyunca yolsuzluk ve suçlarla mücadeleden geri durmadım. Doğrularım da oldu, hatalarım da. Ancak bana verdiğiniz emanete ihanet etmedim ve etmeyeceğim. Yıllarımı onların suçlarıyla mücadele için harcadım, yaşadığım müddetçe de mücadeleme devam edeceğim!
DAĞ GİBİ YÜRÜMEYE DEVAM EDİN
“Ey devrimci halk! Kutsal devrimimize bu büyük zorluklarla mücadele etmeyi takdir eden Allah, Mısır’ın diğer ümmetler karşısında iftihar ettiği kadın, erkek gerçek devrimcileri bu zorluklar için hazırladı. Özgür devrimciler! Barışçıl beyaz devrim yolunda dağ gibi dimdik, titretircesine kararlı yürümeye devam edin. Devrimin en yakın zamanda zaferle sonuçlanacağına inancım tam.”
BEN ÜLKENİN MEŞRU CUMHURBAŞKANIYIM
“Ben ülkenin meşru cumhurbaşkanıyım, 3 Temmuz’dan bu yana yapılan hiçbir uygulamayı tanımıyorum. Ben sadece vatan ve dinim için buradayım. Duruşma salonundayım ancak gıyaben yargılanır gibiyim. Mahkeme heyetini göremiyorum. Onlar beni görüyor mu bunu da bilmiyorum. Savunma heyetimin neler söylediğini de ancak kesintili şekilde duyabiliyorum. Aylardan beri avukatlarımla da görüşmedim. Düşmanlarım bana ne yapabilirler ki, ben cenneti yüreğimde taşıyorum, öldürülmem şehadettir! Bu haklarımızın bedeli için benim kanım akacaksa ben bu kurbanı vermeye hazırım. Allah her şeye kadirdir. Herkes bilir ki Mursi koltuk peşinde makam peşinde olmaz. Beni halk seçti ve sorumluluklarımın bilincindeyim.”
Sözde casusluk davası duruşmasında şöyle haykırıyordu:
HİÇBİR ZAMAN ALÇALIP BOYUN EĞMEYİN
“Darbe yönetimi yıkılacak, liderleri hesap verecek. Hücreme Kuranı Kerim’in girmesini yasakladılar ama onu 30 yıl önce ezberlediğimi unuttular ve ona dokunabilmeyi çok isterim. Bizi toprağa gömdüler. Fakat tohum olduğumuzu bilmiyorlardı. Mısır’ın özgür halkına benden selam söyleyin. Onlara deyin ki, Mursi sonuna kadar direnecek. Dinimi dünyalığa satmayacağım. Şu ana kadar mahkemede neler olup bittiğini anlamıyorum. Avukat görmüyorum. Medya görmüyorum. Ortada bir mahkeme de görmüyorum. Mahkemenin görevlendirdiği avukat da beni savunacak bir bilgiye sahip olmayacak.Hiçbir zaman haksızlığa boyun eğmeyin. Hiçbir zaman alçalıp boyun eğmeyin. Vatanımızdan, hukukumuzdan, haklarımızın ve dinimizden en ufak taviz vermeyin.”
Üç günlük cumhurbaşkanlığı için Mısır’ı satan Sisi adlı firavuna şöyle seslenmekteydi:
HALKLAR GÜNAHKAR DARBECİ REJİMİ TANIMADI
“Arkanızda duran halk kitleleri, darbenin liderinin atanması tiyatrosundaki sessizliğini dünyaya duyurdu. Dünyadaki özgür halklar yalanlar üzerine inşa edilen bu günahkâr darbeci rejimi tanımadı, hiçbir özgür de tanımayacaktır.”
Çok sevdiği, bir ömür emek verdiği darbeye direnen gençlere şunları öğütledi:
GENÇLER DÜNYAYI KENDİNİZE HAYRAN BIRAKTINIZ
“Mısır’ın devrimci gençleri! Dünyayı kendinize hayran bıraktınız. Siz bugünün, yarının, şimdinin ve geleceğin gençlerisiniz. Hatta siz vatansınız. Azim ve sebatınızla bu devrim sancağını kaldıracağınıza ve onu onurlu zafere ulaştıracağınıza inanıyorum. Devrim, devrim. Sabır, sabır. Şimdiden, bizden sonraki yeni nesillere nasıl sabrederek kazandığınızı, neleri feda ederek bu mücadeleyi kazandığınızı anlatırken görüyorum. Şehitlerin kanı, yaralıların ve tutukluların verdiği mücadele heder olmayacak. Bu, zor bir yol biliyorum ama Allah’ın zaferine, davamızın adaletine ve sizlere güveniyorum.”