Vatikan: Sübyancılık, eşcinsellik, tecavüz, kara para, uyuşturucu…

Vatikan, dünyanın özellikle de Hristiyan âleminin başındaki musibet. Bir yandan Katolikleri sömüren, diğer yandan kara para ve uyuşturucu trafiğinin içinde yer alan; öbür yandan çocuk tecavüzleri, tacizler ile eşcinsellerden oluşan bir orduya dönüşen Vatikan, diğer mezhep ve dinlerin de başının belâsı. Bize de bu çirkef ve ahlaksız dosyayı birazcık olsun aralamak düştü.

21-24 Şubat 2019 günleri arasında Vatikan önemli bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. “Piskoposlar Toplantısı” adı verilen etkinliğin önemi nereden geliyordu? Çünkü Hristiyanlık tarihi boyunca bir ilk gerçekleşiyordu. Katolik Kilisesi’nin en üst düzeydeki 200 yöneticisi bir araya gelmiş “çocuk tecavüzleri”ni ilk kez konuşuyordu. Asırlar boyunca üstü örtülen, görmezden gelinen, inkâr edilen gerçekler o kadar ayan beyan hâle gelmiş durumdaydı ki artık mızrak çuvala sığmıyordu. 2018 Eylül’ünde Papa Francis tarafından duyurulan etkinlik hakkında Vatikan Sözcüsü Alessandro Gsotti şu itirafı yapmak zorunda kalıyordu:
“Eğer biz bu canavarı gerçekten yenmek istiyorsak ilk önce onunla yüzleşmek durumundayız.”
Neredeyse her gün yeni bir skandalı ortaya çıkan Katolik Kilisesi’nin bu itirafı yapmaktan başka çaresi var mıydı? Öyle ya, gizle gizle nereye kadar? Sözcü Gsotti’nin bahsettiği Vatikan canavarı günden güne büyüyordu. 44 hektarlık küçücük Vatikan devletinin sınırları artık dar gelmeye başlamıştı.

Vatikan taciz canavarı

İşte size buna dair birkaç not.
• 2015 yılında bizzat Papa Francis tarafından göreve getirilen Vatikan Hazine Bakanı George Pell, yani Kilise’nin Papa’dan sonraki üçüncü adamı 1996 yılında kilise korosunda bulunan iki çocuğa tacizde bulunmaktan suçlu bulundu ve hapse atıldı. 77 yaşındaki eski Avustralya kardinali Pell, bu suçtan hüküm giyen en üst düzey Katolik din adamı oldu. Pell’in suç dosyası kabarık. Hakkında başka taciz iddiaları da var. Her birine 10 yıl hapis cezası istenen toplamda 5 suçtan hüküm giyen Pell hakkındaki kararın 13 Mart günü açıklanması bekleniyor.
• Vatikan’ın Fransa Büyükelçisi de şu an taciz dolayısıyla soruşturma altında.
• Papa Francis geçen ay Amerikalı eski kardinal Theodor McCarrick’i kiliseden azletmek zorunda kaldı. Fakat herkesin aklına şu sorunun gelmesi kaçınılmazdı. Hakkında uzun zamandır taciz şikâyetleri bulunan birisi nasıl oldu da Katolik Kilisesi’nin en üst makamlarında bunca yıl görev yapabildi? Kiliseden azli için neden 88 yaşına gelmesi beklendi?

En büyük eşcinsel topluluk

• İlginçtir, 21 Şubat günü tam da “Piskoposlar Toplantısı” başladığında piyasaya sürülen bir kitap var. Adı “In the Closet of the Vatican / Vatikan Hücresinde”. Öne sürülen iddia oldukça büyük. Kitaba göre Vatikan “dünyanın en büyük eşcinsel topluluğu” sayılabilir.
• Şubat ayının ilk günlerinde Papa ilk kez Katolik din adamları tarafından taciz ve tecavüze maruz bırakılan rahibelerden bahsetti. Papa’nın konuşmasında en dikkat çeken husus, “Papazların seks kölesine çevirdiği rahibeler” ifadesi oldu.
• Ekim 2018 tarihli bir rapora göre 1946-2014 yılları arasında 3 bin 600 çocuk Katolik papazların suistimaline uğradı.
• ABD’nin Pennsylvania eyaletinde 1000’den fazla çocuğa tacizde bulunan 300 Katolik din adamı büyük jüri tarafından isim isim ifşa edildi.
• 2018 Haziran’ında eski bir Vatikan diplomatı çocuklara tacizde bulunmaktan beş yıllık hapis cezasına çarptırıldı.
• 2018 Mayıs’ında Şili’de üst düzey 34 Katolik piskoposun çocuk tacizinden dolayı kilise tarafından istifası talep edildi.

Kimse tatmin olmadı

Dört gün süren “Piskoposlar Toplantısı” yapıldı yapılmasına fakat Vatikan kimseyi ikna etmiş görünmüyor. Taciz kurbanlarının etkinliğe katılımı noktasında sorun yokmuş gibi görünse de kamuoyunda sesi yüksek çıkan kurbanlara pek fazla söz imkânı verilmediği gözlerden kaçmadı. Etkinlik boyunca kısık sesle konuşmak durumunda bırakılan kurbanlar kapanış itibariyle seslerini yükseltmeye başladılar. Zira “dağ fare doğurmuş”tu. Etkinlik dişe dokunur bir fayda sağlamış görünmüyordu.
Taciz kurbanlarını savunan İtalya’nın yegâne platformu Rete L’abuso etkinliğe ilişkin “sıfır güven” başlıklı bir açıklama yaptı. Açıklamada etkinliğin “bir zaman kaybı”ndan başka Bir şey olmadığı dile getirildi, “Papa Francis’in çağrısı suya yazı yazmakla sonuçlandı” ifadesi kullanıldı.

Yalancı Papa

Rete L’abuso tarafından yapılan açıklamanın en çarpıcı yönü Papa Francis’i “yalancılıkla” suçlaması oldu.
“Papa Francis’in konuya ilişkin medya kampanyalarında sürekli olarak gündeme getirdiği ‘tacize sıfır tolerans” ifadesi bugün itibariyle “Kilise’ye sıfır güven”e dönüşmüş durumdadır. Papa hazretlerine bu dönüşüm için teşekkürü borç biliriz.”
“Piskopos’a hesap sor” isimli bir diğer platform daha etkinlik başlamadan neticeyi ilan ediyor, eleştiri oklarını hiç çekinmeden fırlatmayı ihmal etmiyordu.
“Toplantıya dünyanın dört bir yanından katılan piskoposlar Papa’nın konuşmasını can kulağıyla dinleyecekler. Ne de olsa işin içinde makamı yitirme korkusu var. Fakat toplantıdan herhangi bir netice çıkmayacak. Korkuları boşa çıkacak, kendilerine duydukları güven tekrar yerine gelecek.”
Toplantı sona erdiğinde yapılan açıklama yine aynı minvalde oldu.
“Bugün ne tacizde bulunanın, ne de onları savunanların kovulduğuna dair tek kelime duyan oldu mu? Hayır!”

Yüreği yetmedi

Yalancı Papa, taciz hadiseleri ortalığı yıkınca mecbur kaldı, milyarlarca insanın gözüne baka baka “sıfır tolerans” sözü verip Kilise’nin en üst makamlarını Vatikan’da topladı. Ancak dört gün boyunca havanda su dövüldü, hiçbir yaraya merhem olmayan resmi ifadeler tekrar edilip durdu. Oysa tacizci olduğu ispatlanan binlerce Katolik din adamının kovulması gerekiyordu. Sadece onların değil, çanak tutanların da… Papa’nın yüreği bu kadarına yetecek durumda değildi. Ne de olsa işin içinde “bizatihi okkanın altına gitmek” söz konusuydu. Yalancı Papa korkuyordu aynı zamanda.

Dün de böyleydi

Vatikan’ın bugünkü haline bakıp sakın aldanmayın. Vatikan dün de böyleydi. 432 yılında göreve gelen ilk papalardan Üçüncü Sixtus bir rahibeyi ayartmaktan suçlu bulunup mahkemeye çıkarıldığında savunmasını İncil’deki şu meşhur alıntıyla yapmıştı:
“Aranızda suçsuz olan kim varsa ilk taşı o fırlatsın.”
Papa Üçüncü Sergius 904 yılında makama gelebilmek için kendisinden önceki Beşinci Leo’yu öldürtmekle kalmamış, çocuk yaşta fahişelik yapan Marozia’dan peydahladığı gayrimeşru oğlunun kendisinden sonra Üçüncü Anastasius adıyla papa olmasını sağlamıştı. Vatikan’daki üst düzey makamları açık artırma usulü satmasıyla meşhurdu.
955 yılında papa olan On ikinci John, kilise tarihine iki kız kardeşiyle yatan papa olarak geçmişti. 16 yaşında papa olan John, 27 yaşında karısını yatağa attığı bir adam tarafından basılmış, kafası çekiçle parçalanarak layığını bulmuştu.
1032 yılında göreve gelen Dokuzuncu Benedict genç erkeklere düşkünlüğüyle bilindi. Kilise mensubu çağdaşı Peter Damian onu “cehennemden yeryüzüne inmiş papaz kılığında bir şeytan” olarak tanımlamıştı.
1294 yılının papası Sekizinci Boniface hoşuna giden bir anneyle küçük kızını birlikte nikâhlamıştı. Genç erkeklerle birlikte olmanın günah olmadığına dair fetvası vardı. Dante “İlahi Komedya” adlı eserinde Papa Boniface’yi cehennemin dibinde tasvir etmişti.
Papalık makamının Fransa’nın Avignon şehrine taşındığı dönemde, 1342 yılında göreve getirilen Altıncı Clement, şair Petrarch tarafından “Kilisenin Dionysus’u” olarak anılmıştı. Sayısız metresi ve de bunlardan kaptığı belsoğukluğu ile biliniyordu.
Rönesans devrinin papalarından Altıncı Sixtus’un (1471-84) biri kızkardeşinden olmak üzere altı gayrimeşru çocuğu vardı. Papazların metreslerinden ilk vergi alan papa da buydu. Bu yüzden Vatikan’da papazlar arasındaki eşcinselliği artıran adam namıyla tanınır oldu.

Borgia’ların günah şehri

Vatikan her zaman günahkâr yatağıydı. Ancak Borgia devrinde tam bir günah şehri olarak bayrağı göndere çekti. 1492 yılında Altıncı Alexander ünvanıyla Papalık makamına oturan Rodrigo Borgia, şehri adeta “fahişeler başkenti” haline getirdi. Bir keresinde kendi masası üzerinde striptiz yapmaları için 50 dansçıyı çağırtmıştı. Metresi Vannozza dei Cattanei’den olma oğlu Cesar ve kızı Lucrezia ile birlikte sefahat âlemleri yaptı. Bu yüzden nefretle anılan, sapıklıkta tavan yapmış biri olarak ünlendi. Borgia ailesi insanlık tarihindeki en iğrenç ailelerden biri olarak halen lanetle anılmaktadır.

Benzer konular