Terör çarkına zeytin dalı soktuk

Türkiye, uzunca bir süredir türlü çabalarla geciktirilen Afrin Operasyonu’nda 20 Ocak itibariyle düğmeye bastı. Zeytin Dalı Harekâtıyla, Fırat Kalkanı Harekâtından sonra taşeron piyonlarla oynanan Suriye satrancında bir kez daha oyun bozucu olarak devreye girdi.  Üstelik bu hamle, tam da terörist örgüt PKK/PYD-YPG’ye düzenli ordu statüsü verilme çabalarının yoğunlaştığı kritik bir kavşakta geldi. YPG’ye meşruiyet kazandırma girişimleri engellendi. Kantonlara Afrin’den indirilen darbe, dalga dalga genişleyerek Münbiç’e, Tel Abyad’a, Ayn İsa’ya, Resulayn’a ulaşacak. Türkiye teröre karşı başlattığı bu savaşı kazandığında güneydoğu sınırlarımızda küresel terör oyununu bozacak ve bölücü haritaları yırtıp atacak.

Büyük devlet olduğumuzu gösterdik

Türkiye, aylar süren bekleyişin ardından Afrin’deki terörist unsurlara karşı harekete geçti. Başta Rusya olmak üzere Astana’nın garantörlerinin sahada yol açmasıyla birlikte, Türkiye’yi içeriden ve dışarıdan tehdit eden DEAŞ, PKK, KCK, PYD-YPG terör örgütlerine karşı Zeytin Dalı Harekâtı başlatıldı. Türk askeri, uluslararası hukuktan kaynaklanan haklar, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun terörle mücadeleye yönelik özellikle 1624, 2170, 2178 sayılı kararları ve BM Sözleşmesi’nin 51’inci maddesinde düzenlenen Meşru Müdafaa Hakkı çerçevesinde sınır ötesine geçti. “Hava gücüyle giremez” denilen Suriye hava sahasına giren Türk savaş uçakları, terörist mevzileri, sığınakları, barınakları, silah ve mühimmat depolarını yerle bir etti. Terörist örgütler de, onları Suriye’ye sokan büyük devletler de bu hamle karşısında geri adım atmak zorunda kaldı. Sığındıkları devletlerden bu kez koruma göremeyen terörist örgüt elebaşları daha operasyon başlamadan kaçmaya, teröristler sivillerin arkasına sığınmaya başladılar. Fırat Kalkanı ile terör koridoru planlarına ilk hançeri saplayan Türkiye, bir kez daha, tüm saldırılara ve engelleme girişimlerine karşı dik ve kararlı duruşuyla büyük bir devlet olduğunu; taşeron örgüt FETÖ’nün yıkamadığı TSK da gücünü milletten aldığını tüm dünyaya gösterdi.

Kolay olmadı

Türkiye, bu adımı zorlu bir mücadelenin ardından attı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bir gece ansızın” ifadesini kullanmasıyla birlikte, Afrin operasyonunu geciktirmek üzere tüm güçler devreye girdi. Türkiye’yi Astana’nın garantörleri Rusya ve İran ile karşı karşıya getirmek ve ittifakı bozmak için sahada her türlü oyuna başvurdu. Batıdaki lobilerini devreye sokan terörist örgüt, algı operasyonları ve sözde halk eylemleriyle “Türkiye’nin Kürtlere karşı savaş başlatacağı” yaygarası üzerinden Avrupa’ya yardım çağrıları yaptı. Münbiç’te sözünü tutmayıp YPG’yi geri çekmediği gibi burada terörist örgütün uzantısına kalkan olan Amerika ise, Türkiye’ye YPG’ye karşı güvenceler verip “Başka çatışma unsurları yaratmaksızın DEAŞ ile mücadeleye odaklanılması” mesajı verdi. ABD’nin Suriye’deki DEAŞ Karşıtı Koalisyonu Sözcüsü Albay Ryan Dillon, “Türkiye Afrin’e operasyon yaparsa ortağımızı (PYD) koruruz” diyecek kadar ileri gitti. Suriye Özel Temsilcisi Brett McGurk, Türkiye’nin vurduğu terörist hedeflerde, terörist elebaşlarıyla birlikte incelemeler yaptı. Taşeron örgüt PKK/PYD’yi yanına çekmeye çalışan Rusya da Afrin’e gözlem üssü kurup asker yığmak suretiyle Türkiye’nin karşısına çıktı, Türkiye’ye “çatışmasızlık bölgelerine yoğunlaşalım” telkininde bulundu. DEAŞ’a karşı uluslararası koalisyonun bir üyesi olan Türkiye’ye koalisyon dışı bir adım atmaması dayatması yapıldı. Buna karşın Türkiye’nin tüm müttefikleri, sınırından yönelen tehditlere kulak tıkadı.

Bir diplomasi zaferi

Terörle mücadelesinde başta NATO olmak üzere müttefiklerinden hiçbir destek bulamayan, hatta engel gören Türkiye ise yılmadı. Terörist örgüt PKK ve Suriye uzantısı PYD’nin Türkiye için bir beka sorunu yarattığını tüm platformlarda ısrarla anlattı. Amerika, uluslararası kuruluşlar ve müttefiklerine, PKK/PYD’ye verilen silah ve mühimmatların Türkiye’nin güneydoğusunda Mehmetçiğe karşı kullanıldığına dair kanıt dosyaları sunuldu. Türkiye’nin sınırları boyunca uzanacak bir terörist hatta asla izin verilmeyeceği yönündeki kararlılığı vurgulandı. Bu süreçte PKK/PYD/DAEŞ ile ortaklığı Rakka’dan tahliye görüntüleriyle tüm dünyada gözler önüne serilen ABD, Suriye’ye soktuğu 5 bin tır dolusu silah ve mühimmatla terörist ordu kurmak üzere çalışmaları başlattı. Amerika’dan aldığı güçle palazlanan terör örgütü gözünü Fırat Kalkanı bölgesine dikti. Suriye’deki tek güvenli bölge olan Azez-Cerablus hattına PKK/PYD saldırıları arttı. Sadece bir yılda YPG’nin 700 kez saldırdığı rapor edildi. Artık sabırlar tükenmişti. Sahada da gerekli şartların oluşturulmasıyla birlikte düğmeye basıldı.

Suriye’nin Kandil’i

Afrin Harekâtı planlamaları, 3 ay öncesinden başlatıldı. Harekâtın komutası, aynı zamanda Fırat Kalkanı Harekâtının kahramanı olan 2. Ordu Komutanı Korgeneral İsmail Metin Temel’e verildi. 3 ay süresince İHA’larla görüntü istihbaratı, MİT’le koordineli sinyal istihbaratı, ÖSO’dan sağlanan insan istihbaratı ve sınır gözetleme vasıtalarıyla terörist hedefler, ormanlık ve dağlık araziler ile özellikle meskûn mahal kenarlarında bulunan mağaralar, sığınaklar, PKK ve Suriye uzantılarının komuta merkezleri, barınma yerleri ile silah ve mühimmat depolarının koordinatları teker teker tespit edildi. Bu süreçte sınır hattına gerekli yığınak yapıldı. Ardından geçilen kontrollü başlangıç safhasında yaklaşık 1 hafta süreyle Afrin’deki terörist hedefler sınırdan obüsler ve topçularla vuruldu. Teröristleri teslim olmaya ikna, direnç gösteren unsurlarda etki üretmek suretiyle operasyonun en az can kaybıyla tamamlanmasını amaçlayan kararlılık atışlarıyla harekâtta yumuşatma, caydırıcılık ve yıpratma sağlandı.

İttifakın çökeceği umudu boşa çıkarıldı

Amerika’nın meşruiyet kazandırmaya çalıştığı PKK/PYD’yi kendi tarafına çekemeyeceğini anlayan Rusya’nın Afrin’deki askerlerini geri çekmesiyle birlikte düğmeye basıldı. Esed rejiminden gelen “S-400’lerle vururuz” açıklamaları Astana ittifakını bozmaya çabalayan güçleri sevindirse de sahada beklenen olmadı. Türk jetleri, “Giremez” denilen Suriye hava sahasına girdi, terörist hedefleri bombaladı. İran’dan ilk etapta çatlak sesler yükselse de kısa sürede söndü. Tüm çabalarına karşın PKK/PYD-YPG’nin terörist örgüt olduğunu kabul ettiremeyen Türkiye’nin bu cesur ve gözü kara hamlesinin ardından, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nu Afrin için acil toplantıya çağıran Fransa’dan da, Ortadoğu’daki batılı ülkelerin hamlelerinin perde gerisindeki gerçek güç olarak gösterilen İngiltere’den de, NATO ve AB başta olmak üzere batılı müttefiklerimizden de Türkiye’nin mücadelesinin “meşruiyetini” kabullenen açıklamalar geldi. Hatta Hollanda “YPG de masum değil” dedi.

Başkomutanın “gir” emriyle başladı

Zeytin Dalı Harekâtı, Başkomutan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Gir” emriyle, 20 Ocak günü saat 17.00’de resmen başlatıldı. Harekât, ilk hamleden itibaren izlenen taktik ve stratejisiyle göz doldurdu. Terörist hedefler, cinsine göre hangi hedefin hangi tür mühimmatla imha edeceği belirlenmek suretiyle Türk savaş uçakları ve zırhlı birlikleriyle tam isabet vuruldu. Harekâtta yüzde 70 yerli mühimmat kullanıldığı açıklandı. Toplu terörist hedeflerin tek bir mühimmatla ve büyük bir etkiyle yok edilmesi, yeni nesil milli silah ve mühimmatların başarısı hem terörist örgütte hem de Türkiye’ye ambargolar uygulayan savunma devi ülkeler nezdinde büyük şaşkınlık yarattı. Terörist örgüt PKK ve Suriye uzantıları mukavemet etmeksizin süratle geri çekilmek zorunda kaldı.

El Bab Operasyonu’ndan çok daha farklı bir harekât stratejisi izlenen Zeytin Dalı Harekâtında terörist örgütlerin, “bir gece ansızın” beklediği operasyonun gündüz saatlerinde başlaması, hareketliliğin olduğu bölgelerin çok dışında noktalardan sınırın geçilmesi gibi şaşırtmacalara da terörist örgüt hazırlıksız yakalandı. Zeytin Dalı Harekâtı, uygulanan taktik ve stratejisiyle tüm dünyayı ve taşeron örgütleri şaşırttı. Zeytin Dalı Harekâtı, tüm bu özellikleriyle, TSK’nın kendi silah sistemleriyle her türlü harekâtı yapacak güce sahip olduğunun tüm dünyaya psikolojik ispatı oldu.

Şeffaf ve göz önünde

Harekâtın başlamasıyla birlikte diplomasi trafiği de başlatıldı. Harekâtın şeffaf yürütülmesi ve diplomasi kanallarının sürekli açık tutulması kararlaştırıldı. Astana sürecinin garantörleri, ABD Başkanlığındaki DEAŞ karşıtı Uluslararası koalisyon üyeleri, Suriye’nin komşuları, NATO, AB Delegasyonu, BM daimi üyeleri, P5 üyeleri, başta olmak üzere tüm taraflar bilgilendirildi. Suriye’nin İstanbul Başkonsolosluğu’na da nota verildi. Türkiye, harekâtın adını, barışın simgesi olan “Zeytin Dalı” olarak belirledi. Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygılı olunduğu, harekâtın hedefinin sadece terörle mücadele olduğu, dost ve kardeş bölge halkını teröristlerin baskı ve zulmünden kurtararak bölgeye huzur ve istikrarın getirmesini sağlamayı amaçladığı tüm muhataplara anlatıldı.

Sivilleri vurdular

Harekâtın daha ilk haftasında teröristlere ait yüzlerce mevzi, sığınak, barınak, silah ve mühimmat deposu yerle bir edildi, yüzlerce terörist etkisiz hale getirildi. Ancak operasyonun başlamasıyla birlikte PKK/PYD-YPG terör örgütü kirli yüzünü de gösterdi. Azez-El Bab bölgesinde hastaneler ve kadın, çocuk, genç, yaşlı demeden sivilleri hedef alan saldırılar düzenlendi. Kilis ve Reyhanlı’ya roketlerle saldıran terörist örgüt, Kilis’te ise son olarak bir Cami’yi hedef aldı. Terörist örgütün bu saldırıları, Türkiye’nin Zeytin Dalı Harekâtındaki haklılığının da ispatı oldu. Afrin Harekâtına karşı yurt içinde olası provokatif eylemler ve saldırılara karşı yoğun güvenlik önlemi alındı. Yine Irak ve Suriye sınır hattı boyunca, olası terörist tacizlerine karşı teyakkuz arttırıldı. Suriye’deki tek güvenli bölge olan Azez-Cerablus-El Bab hattı da takviye unsurlarla güçlendirildi. Halen bu bölgede TSK, yüz binlerce insanın güvenliğinin sorumluluğunu da üstlenmiş durumda.

Ağırlık merkezi Afrin

Zeytin Dalı Harekâtı, sivil-asker işbirliği ve koordinasyonuyla da dünyaya örnek bir harekât niteliği taşıyor. Düzenli bir orduyla çok iyi eğitilen düzensiz bir halk gücünün başarılı diyalog ve koordinasyonuyla ve Fırat Kalkanı Harekâtından edinilen tecrübeyle terörist örgüte darbe vuruldu. Afrin mücadelesiyle ÖSO’nun, güvenilir, saygın bir halk ordusu olduğu dünya kamuoyunda kabul gördü. Zeytin Dalı Harekâtının en kritik noktası coğrafi olarak Tel Rifat/ Minniğ Havaalanı ve İdlib’deki gözetleme noktalarının bulunduğu hattın birleştirilmesi olarak belirlendi. Askeri literatürde bu nokta harbin ağırlık merkezi olarak adlandırılıyor. Siyasi olarak harekâtın ağırlık merkezi ise Afrin merkezinin ele geçirilmesi olarak planlandı. Harekâtın 4 safhada tamamlanacağı açıklandı. Fırat Kalkanı’nda da uygulanan bu safhalar:  1-Bölgenin terörist unsurlardan temizlenmesi, 2- EYP, düzenek, tünel, mayın tuzaklarının temizlenerek bölgenin emniyete alınması, 3- Türkiye’ye sığınan bölgenin gerçek sahibi vatandaşların geri döndürülmesi, 4- Yerel halk tarafından bölgenin yönetilmesini sağlayacak mekanizmaların kurulması ve alt yapı ve üst yapının iyileştirilmesi olarak sıralanıyor.

Terörün her türlüsüne karşı çetin mücadele

Fırat’ın batısında, Cerablus-Azez-Afrin-İdlib hattında 30 km derinliğinde bir güvenli alan tesisinin planlandığı harekâtın çok kısa sürede hedefine ulaşacağı tahmin edilse de gerek ağır kış şartları ve olumsuz hava koşullarının neden olduğu operasyonel zorluklar, gerekse terörist örgütün kalleş pusuları ve sivilleri kalkan yapmaya yönelik hazırlıkları dolayısıyla çetin bir mücadele yaşanması öngörülüyor. Amerika destekli taşeron terörist örgütler, Mehmetçiğe karşı sahada türlü tuzaklar hazırladı. Suriye’de “bitti” denilen DEAŞ, Afrin’de yeniden hortlatıldı. Rakka’dan tahliye edilen DEAŞ’lı teröristler Afrin’de Mehmetçiğe karşı savaştırılmak üzere PKK/YPG ile anlaştı. TSK Afrin’deki düşmanı çok iyi tanıyor olsa da yeni nesil silahlarla takviye edilmiş terörist örgütlere karşı gayri nizami harp koşullarında mücadele edecek. Uzunca bir süredir TSK’ya karşı gözler önünde pusular kuran terör örgütü PKK/PYD-YPG, harekâtın her safhasında Mehmetçiği yıldırmak, yıpratmak ve zarar vermek için her türlü çabanın içinde olacak.

Algı operasyonlarına dikkat

Sahadaki bu pusuların yanı sıra Türkiye, harekât süresince PKK lobilerinin yürüteceği algı operasyonlarına karşı da mücadele verecek. Terörist örgüt şimdiden sivillere yönelik gerçekleştirdiği saldırıları Türk askeri yapmış gibi göstermek suretiyle uluslararası kamuoyunda bilgi kirliliği yaratmaya başlamış durumda. Bu nedenle sivil hassasiyetinin en üst seviyede tutulacağı harekâtın ana omurgasını, aynı zamanda ağaçlık, dağlık ve kayalık bölgelerin fazla oluşu ve meskûn mahal harekâtı gerektirmesi nedeniyle komandolar ve özel kuvvetler unsurları oluşturacak. Afrin Harekâtının TSK ve ÖSO açısından en büyük kolaylığı ise harekâtın kuzey, doğu, batı, hatta güney batı bölgelerinin ÖSO ve Türkiye kontrolünde olması. Bu kapsamda da harekâtın kısa sürede başarıyla tamamlanmasında en kritik nokta, terörist örgütün ikmal ve irtibat hattının kesilmesi gösteriliyor. Bu da Suriye’de bölücü planların ortadan kaldırılabilmesi için Rusya, İran ve Esed rejiminin desteğini zorunlu kılıyor.

Koridorun çöküşü

Afrin’deki terörist unsurlara yönelik düzenlenen Zeytin Dalı Harekâtı, Suriye kuzeyindeki terörist kantonların ilkini ortadan kaldıracak. Amerika’nın terörist ortağıyla birlikte Akdeniz’e çıkış planları hayal olarak kalacak, terörist koridor projesi çökecek. Afrin Kalesinin çökmesi, Türkiye’nin şimdiden hedef olarak gösterdiği, başta Münbiç olmak üzere Fırat’ın doğusundaki diğer iki kanton üzerinde de büyük baskı oluşturacak. Amerika, Türkiye’nin uyarılarına kulak tıkayarak göz ardı ettiği Suriye halklarının artan tepkisi ve büyüyen isyanıyla Irak’ta olduğu gibi Suriye’de de kaybetmeye mahkûm olacak. Suriye’de Türkiye’nin oyun bozan hamleleriyle kontrolü sağlayamayan Amerika, bugün yıllardır dile getirmediği “güvenli bölge” ifadesini kullanmaya ve Türkiye ile işbirliği söylemleri üzerinden Afrin Harekâtını gölgelemeye ve “bizi yalnız bıraktın” diye yakınan terörist örgütünün gönlünü almaya çalışıyor. Diplomatik iletişim kanalları açık tutulmakla birlikte, uzunca bir süredir izlenen zikzak politikaları nedeniyle Amerika’nın Türkiye’nin güvenini tekrar kazanması hayli zor görünüyor.

Büyük İsrail Projesi’ne büyük darbe

Müslüman toplum ve Türk dünyasından büyük destek ve takdir gören Zeytin Dalı Harekatı başarıya ulaştığında, Türkiye, güneydoğu sınırlarımızda kurgulanan küresel terör oyununu bozacak. Fransa’nın çizdiği, Baba Esad’dan bu yana vaat edilen ve Hatay’ın topraklarımızdan koparıldığı Sevr Masası’ndaki harita tarihe gömülecek. Hatay’la ilgili yüz yıllık planlar bozulacak ve bölücü haritalar uzunca bir süre daha gelecek nesillerin önüne getirilemeyecek. Afrin’den başlatılan terörist kantonlara karşı mücadele, dalga dalga yayılarak Münbiç’e, Tel Abyad’a, Ayn İsa’ya, Resulayn’a yayılacak. Önümüzdeki günlerde kurulması planlanan aşiretler ordusunun da dâhil olacağı TSK destekli ÖSO, şimdiden hedefi Fırat’ın doğusu olarak belirlemiş durumda. Suriye kuzeyindeki terör kuşağı dağıtıldığında, terör örgütlerini maşa olarak kullananlara sert bir tokat, mazlumlara ise umut olacak.19

***

Fırat Kalkanı ile farkları

Zeytin Dalı Harekâtı, Fırat Kalkanı Harekâtından farklı karakteristiklere sahip. Fırat Kalkanı’nda terörist örgüt DEAŞ’ı süpürme harekâtı uygulanmıştı. TSK’nın Fırat’ın batısında gerçekleştirdiği ikinci harekât olan Afrin’de ise terörist örgüt PKK/PYD’ye “kuşatma harekâtı” uygulanacak. Terörist unsurlar, kuzeyden ve batıdan Türkiye, doğudan Azez ve Tel Rifat bölgesinden, güneyde ise İdlib’den kuşatılacak.

Afrin operasyonu, coğrafi şartlar açısından da Fırat Kalkanı’ndan farklı ilerleyecek. Azez-Cerablus-El Bab ekseninde gerçekleştirilen Fırat Kalkanı Harekâtı, bölgenin uygun arazi yapısı dolayısıyla Zırhlı kuvveler ağırlıklı olarak gerçekleştirilmişti. Ancak Afrin, daha sarp, kayalık ve ağaçlık bölge olduğu için harekât hava destekli kara harekâtı olarak planlanıyor. Dolayısıyla operasyonda daha çok komando, özel kuvvet ve piyade birlikleri görev alacak. Zırhlı birlikler ise daha çok sınır hattından operasyonu yoğun topçu atışları ve ateş destek vasıtalarıyla destekleyecek. Sivil hassasiyeti ve teröristlerin az sayıda gruplarla hareket ettikleri değerlendirildiğinde özellikle silahlı İHA’ların daha aktif kullanılması planlanıyor.

Afrin Harekâtı, özellikle Hassa bölgesi istikametinde, PKK terör örgütünün de varlık gösterdiği Amanos dağlarının uzantısında olmasından dolayı da terörle mücadelede özel eğitimli personelin ağırlıklı olmasını zorunlu kılıyor. Kuşatma harekâtında teröristlerin Afrin’den Amanoslar üzerinden Türkiye’ye kaçışlarının da önü kesilecek. Operasyon süresince Rusya ile gerek askeri ataşelikler gerekse sahadaki mekanizmalar üzerinden iletişim trafiği açık tutulacak.

Benzer konular