Sözün bittiği yerde namlular öfke kustu. Rejim ve İran’a bağlı binlerce milis öldürüldü. Tanklar, roket rampaları, konvoylar bir bir imha edildi. Lakin, askerimizin kanını akıtan asıl figürün hesap vermesi gerekiyor: İsrail’in Moskova’daki adamı, Hmeymim’deki tüm varlığıyla birlikte Akdeniz’e gömülmedikçe bu milletin yüreği soğumayacak. İdlib merkezli büyük kırılma küresel bir savaşa yol açsa bile…
Türkiye ile Rusya arasındaki kanlı düelloda kritik eşik aşıldı. Suriye’de son bir aydır Türk askerine sistemli bir şekilde saldıran Kremlin, “Esed rejimini yok etmek istiyorsan önce beni yenmelisin” mesajını Ankara’ya net bir şekilde verdi. Devletlerarasında diplomasi ve pazarlıklar cephe hattı kaynarken bile devam eder, lakin şimdi müzakere zamanı değildir; Mehmetçiğin kanının aktığı yerde hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağını muhteris çakma Çar Putin’e göstermenin vaktidir.
Yeni sayımızda!