Ey mezhepçi İran!…
Daha dün arsızca “Şebbet-ün nar bi Halep” dedin…
Yüzbinlerce masumun kanına girdin…
İşte sana fırsat…
Nasuh bir tevbe edip…
“Şebbet-ün nar bi New York” diyebilecek misin?…
Diyemiyorsan…
Söyle!… Sen ne işe yararsın?..
ne zaman kırıldı? Halep düşünce… Bugün İdlip için yüreği yananlar, o gün Halep için ellerini göğe açmış dua ediyordu. Halep, bizim medeniyetimiz açısından her zaman çok önemli bir şehir olageldi. İstanbul ve Kahire’den sonra Devlet-i Aliyye’nin en büyük üçüncü şehriydi. Ticaretin, bolluğun, dostluğun, kardeşliğin kentiydi.
Dedik ya, Halep insafsız bombalar altında inim inim inlerken bizim cenahta eller duaya durmuş, gözlerden sicim gibi yaşlar boşanıyordu. Oysa tam o sırada başka birilerinin ağızları köpük köpük olmuş, tempo tutarak göğüslerine vuruyor ve aynen şöyle naralar atıyorlardı:
Şebbet-ün nar bi Haleb
V’ıhna sevveyna-l aceb
Yani ne diyorlardı?
Ateş Halep’i sardı
Çok güzel bir iş çıkardık
Kimdi bunlar, dertleri neydi?
Yeni sayımızda!