Rusya ve İran’ın Türkiye’yi desteklemesi gerekir

Prof. Dr. Salih Yılmaz – Ankara Rusya Araştırmaları Enstitüsü Başkanı

Türkiye hem ABD, hem de Rusya ile ortak askeri koordinasyon kuruyor

Prof. Dr. Salih Yılmaz, Suriye krizindeki son gelişmeleri Gerçek Hayat’a değerlendirdi. Yılmaz’a göre Türkiye’nin ABD ile Suriye’de izleyeceği harekât planı üzerinde anlaşması iki ülkenin ilk aşamada askerler arasında koordinasyon oluşturacak bir yapı kuracağının da göstergesi olacak. İşte Yılmaz’ın açıklamaları: Türkiye’nin ABD ile ortak koordinasyon üzerinde anlaşmasından sonra bölgede hem Esed hem de Rusya’nın kendince endişeye kapıldığı ve Türkiye-ABD ilişkilerinin gelişmesi sonrası Türkiye-Rusya arasında işbirliğinin ne olacağına dair belirsizlikler oluşturdu. Fakat Türkiye heyetinin 29 Aralık 2018 tarihinde Rusya’ya yaptığı üst düzeyli ziyarette aslında Türkiye-Rusya’nın Suriye üzerinde önemli konularda aynı fikirde olduğu ortaya çıktı. Türkiye tıpkı ABD ile olduğu gibi Rusya ile de ortak askeri koordinasyon kuracak.

PKK/PYD’nin Rusya politikası, ABD’yi kararından vazgeçirme amacı taşıyor

Türkiye, 2013 yılından itibaren hem ABD’ye hem de Rusya’ya Suriye’de terörü yok etmek için bir başka terör örgütü PYD/YPG’ye ihtiyaç olmadığını dile getiriyordu. Rusya’nın YPG-PYD ile uzun süre Esed arasında oluşturmaya çalıştığı iletişim PYD/YPG’nin ABD’yi tercih etmesi sonrası kesilmişti diyebiliriz. Şimdi ABD’nin çekilme kararı sonrası PYD/YPG’nin son çare olarak Esed ve Rusya’ya başvurması aslında geçmişte ortaya koydukları politika açısından bir anlam ifade etmiyor. Çünkü Rusya’nın daha önce ABD’nin yaptığı hataya düşmeyerek uzun süredir yakın ilişki içerisinde olduğu Türkiye’yi PKK/PYD için yarı yolda bırakmayacağına dair bir güven var.

ABD, Fırat’ın doğusunda Rusya ve Esed kontrolünde bölge istemiyor

Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna tümden bir operasyon yapmasını Rusya beklemiyor. ABD’nin etkisinde PKK/PYD hâkimiyetinde bir bölge olmaktansa Türkiye’nin hâkimiyetinde olması Rusya açısından tercih edilir. Çünkü ABD’nin çekileceği bölgelere Esed veya Rusya’nın yerleşme ihtimalini görmesi Trump açısından kabul edilebilir değil. Trump’ın Ocak 2019’da Rusya soruşturması nedeniyle zaten ABD’de başı oldukça ağrıyacak. Rusya’nın Fırat’ın doğusu konusunda aktif bir politika yürüterek ABD kamuoyunu Trump, Rusya karşısında yenildi algısına inandırması kendisi açısından da tehlikeler içeriyor.
Türkiye’nin ABD’nin Suriye’den çekilmesi sonrası PKK/PYD tehdidinden tümden kurtulması için Irak-Suriye sınırını da kontrol etmesi Rusya açısından anlaşılır bir politika olarak görülmelidir. Çünkü Türkiye açısından Irak sınırının TSK tarafından kontrol edilmesi Irak ve İran’dan PKK desteğini bitirecektir.

Türkiye’nin kontrolü sağlaması barışın sağlanması açısından fırsattır

ABD’nin Suriye’den çekilmesiyle bölgede Rusya-İran destekli Esed Suriyesi ile Türkiye destekli muhalefetin kontrolünde Suriye olmak üzere iki yapı oluşuyor. Bu durum Rusya-Türkiye kontrolünde Suriye’de hakkaniyet ölçüsünde bir siyasi barış süreci oluşmasına da imkân tanıyor. Bu sayede eğer Fırat’ın doğusu PKK/PYD’den arındırılırsa mültecilerin kendini güvende hissetmesiyle mülteci sorunu da büyük ölçüde çözülmüş olacaktır. Suriye’de federasyon temelli bir yapı kurulacaksa ve herkesin yazılacak anayasayı kabul edebileceği bir yapının oluşturulması isteniyorsa Esed dışındaki muhaliflerin kendilerini güvende hissetmeleri gerekiyor.

Rusya, ABD kontrolünde bir Suriye yerine Türkiye kontrolünde bir Suriye’yi şimdilik tercih ediyor. Rusya’ya göre eğer bölgede Türkiye kontrolü sağlarsa Astana süreci bağlamında siyasi barış sürecini sağlamak mümkün olacak. Fakat Rusya’nın politikasında Türkiye’nin Suriye’nin toprak bütünlüğüne dair sözlerini yerine getirerek gelecekte bölgede kalıcı kalmayacağını garanti etmesini istiyor.

Rusya, Türkiye’nin sadece kendi sınırlarında bir egemenlik kuracağını, DeyrZor ve Rakka’ya kadar olan alanda bir egemenlik kurmayacağını düşünüyor. Ayrıca Türkiye’nin kontrolü sağlaması durumunda bölgede bulunan enerji ve su kaynaklarının ortak paylaşımına dair garanti verilmesini de talep ediyor.

Rusya’nın bölgede özellikle esnek federasyon konusunda anayasada yerli Kürtlere yerel kültürel özerklik verilmesi sonrası bölgedeki yabancı askerlerin çekilmesine dair fikirleri de masada duruyor. Fakat Rusya da tıpkı Türkiye gibi PKK/PYD’nin bölgede etkinliğinin tamamıyla sona erdirilmesi konusunda hemfikir gibi duruyor.

Fırat’ın doğusunun Türkiye üzerinden terörden arındırılmasıyla Suriye muhalefeti alanı ile Rusya-İran destekli Esed egemenlik alanı arasında denge de kurulmuş olacaktır. Bu denge bozulursa Suriye’de sıcak çatışmalar durmayacaktır. Ayrıca ABD’nin çekilmesi sonrası Türkiye’nin bölgedeki kontrolü Batı açısından da bir güvence olarak görülüyor.

Eğer bölgede İran veya Rusya’nın egemenlik alanı genişlerse Batı’nın veya ABD’nin bunu kabul etmeyeceğini düşündüğümüzde Rusya’nın ve İran’ın bu süreçte mümkün olduğunca uzlaşmacı ve Türkiye’yi destekleyici bir politika yürütmeleri gerekiyor. Çünkü Cenevre ve Astana süreçlerinin birleştirebilmesi Türkiye’nin bölgede kontrolü sağlamasına bağlı bir durumdur.

Finian Cunningham – Strategic Culture yazarı

Bir çekilmeden söz etmek için henüz erken

Gerçek Hayat’a özel açıklamlarda bulunan Finian Cunningham, “Pentagon Trump’ın 19 Kasım’da verdiği Suriye’den ani çekilme kararını geri aldırmak için mücadele veriyor” dedi. Konuyla ilgili Strategic Culture yazarı Cunningham’ın görüşleri şöyle: “Pentagon göründüğü kadarıyla en azından birkaç ay ileri tarihe erteletmek suretiyle bunu bir nebze olsun başarmış durumda. Beyaz Saray’ın resmi açıklamasında bir ay ifadesi ortada duruyorken hem de.

Dolayısıyla ABD askerinin Suriye’den çekilme ilanının hayli gecikmiş bir şekilde gerçekleşeceğini hatta belki de hiç gerçekleşmeyeceğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Böyle olmasının elbette çeşitli sebepleri var. Amerikan iç politikası, Pentagon ve Amerikan derin devletinin karara karşı direnmesi, Ortadoğu’da gerçekleşmesi muhtemel gelişmeler, örneğin İsrail ve İran’ın Suriye üzerinde bir çatışmaya girişmesi gibi.

Başkan Trump her zamanki gibi kaprisli bir şekilde işleri götürmek istiyor. Karar verirken doğru düzgün bir bilgilenme söz konusu olmadığı için daha sonra geri adım atmak durumunda kalıyor. Suriye’den asker çekme sözünü ilk duyduğumda benim için büyük bir sürpriz oldu. Zira bugüne değin Amerikan derin devletine rehin düşmüş, silik bir Trump portresi gördük. Bu görüntüde Trump’ın eylemden mahrum söyleminin de payı var elbette. Acele karar vermeden bekleyip sonucu görmemiz gerekiyor. Eğer gerçekten Trump verdiği sözü yerine getirmeyi becerir ve Amerikan askeri Suriye’den çekilirse bu benim açımdan çok iyi bir gelişme olur. Fakat bu noktaya ulaşmak için çok uzun bir yolumuzun olduğunu bilmek durumundayız.

Bu arada Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Trump’ın açıklamasına ihtiyatlı yaklaşımını doğru buluyorum. Bizde “Yumurtalar çatlamadan tavuklarını saymaya kalkışma” diye bir atasözü var. Sadece Suriye meselesinde değil, Trump söz konusu olduğunda bu atasözünü her zaman akılda tutmak lazım.”

Benzer konular