Medyum medya mensupları, ya bilmezden geliyorlar, ya da kasıtlı olarak üzerini örtüyorlar gerçeklerin! Notre Dame Katedrali’yle Mescid-i Aksa’da yangınların eş zamanlı başlamasına ”Tesadüftür’ diyebiliyorlar. Bu nasıl bir körleşmedir? Tarihi bilmiyorlar, sembol ‘okumayı’ hele hiç. Ve hepsinden önemlisi, dünyanın şu an içinde bulunduğu reelpolitik koşulları… Hepsini birlikte değerlendiremiyorlar. Hadi metafizik okuma yapamıyorsunuz bunu anladık ama Yeni Zelanda’daki katliamı yapan teröristin manifestosu ve üzerindeki o sembolün de ne anlama geldiğini hiç mi merak etmiyorsunuz? Niçin sürekli olarak hedefe ‘bizi koyuyorlar? Bizi yani Müslüman Türkleri?
Şu an dünyada büyük bir kapışma var. Biliyorsunuz Notre Dame Katedrali iki dünya savaşından zarar görmeden çıkıp bugüne kadar gelebilmişti. Ve daha geçen yıl Katedrali havaya uçurmak için hazırlık yapanlar son anda yakalanmışken… Ne oldu da şimdi birdenbire alev alev yanmaya başladı? Tam da Papa’nın Sudanlı liderlerin ayaklarını öpmek için yere eğildiği bir sırada? Fransa’da ‘sarı yelekliler’ sokakları yakıp yıkarken… ‘Afrika’dan çekilin’ denmişken Macron’a! Şunu da unutmayalım! O gün, yani 15 Nisan, Titanik’in buz dağına çarpıp battığı tarihin yıldönümüydü! Ve Notre Dame’ın içindeki Sion mektepleri…
Yıllar önce dönemin Papası tarafından Notre Dame Katedrali’nin önünde yakılıp idam edilmişti Tapınakçıların son büyük üstadı Jacques Molay! Mescid-i Aksa’daki yangının başladığı Mervan Yeraltı Mescidi de Haçlı seferleri sonrası Tapınakçılara tahsis edilmişti! Hepsi birer işaret değil mi?
Aynı zamanlama ile yangınlar her ikisinde de başladı! Kimler kimlere hangi mesajı veriyor ki? Tam da kabalist hahambaşı Netanyahu’ya seçimleri kazanmasının hemen ardından “Çok geç kaldınız, artık bu yıl ‘Tapınak’ inşasına başlanmalı” diye metafizik bir komut vermişken…
‘Sıçramalı okumalar’ yapamazsanız elbette ki hiçbir ‘şey’ anlayamazsınız yaşananlardan… Ve yeni olacaklardan! Notre Dame Katedrali’nin giriş kapısının üzerinde o ‘yaşam çiçeği’ne benzer geometrik şeklin hemen altında yanyana dizilmiş kadın figürleri var ya… CERN’in bahçesinde gerçekleştirilen bir ayin ritüellerinden birinde sahnelenmişti ‘Şiva’nın yok oluş dansıyla birlikte! Hem de o sırada yeraltında ‘tanrı parçacığı’nı ararlarken!
Böyle sinsice bize ne söylemek istiyorlar ki? Kara deliklerle ilgili son görüntüler, ayın karanlık yüzüne inenler, insan klonlamalar, ‘Golem’ler, Kuantum bilgisayarlar, DNA tekâmülü ve bu yangınlar…
Ah! Bu ‘hız’a yetişilemez…
Ve tam bu süreçte! Dünyamızı bu kadar ‘hız’landırmışlarken ‘Mesiyanik’ Tapınakçılar diyorlar ki: Mescid-i Aksa yıkılacak, ‘Tapınak’ yapılacak! ‘Hele bir sesinizi çıkartın’ diye tehdit ediyorlar, görmüyor musunuz?
İşte burada İstanbul’un ve Müslüman Türklerin hedef alınmasının sebebi ortaya çıkıyor… Çünkü dünyanın bu gidişine karşı, Tapınakçılara karşı ses çıkarabilecek tek ‘biz’ kaldık. Arap NATO’su da bugünler için kuruluyor…
Mescid-i Aksa’daki yangın da bunun işareti! Test ediliyoruz!
Güncele bakarsak tam da şu zamanda Hazine ve Maliye Bakanımız ile Trump görüşmesinin gizli gündemi bu konular üzerinden olabilir belki de! İstanbul, Kudüs, Ayasofya, Mescid-i Aksa! Hele o toplantıda damat Kushner de varsa!
Elbette ki metafizik konular hepimiz için hayati önemdedir… Bu metafizik konuların yanında ‘ekonomi’ nedir ki?
Son olarak şunu da yazalım! ‘Tapınakçıların dünyada bugün 2 milyona yakın ‘yapay zekâ’ konusunda çalışanı var’ diyorlar!
Hologram Tapınakları da hazırmış! Göklerden Mescid-i Âksâ’nın üzerine inmeye!
Gerisini siz düşünün artık. Daha sonra neler olacak?
Elbette ki o ‘şey’lerin böylesine sinsi tuzakları varsa Rabbimizin de hepsinin üzerinde bir tuzağı vardır. ‘Biz’ler o günleri sabırla bekleyenlerdeniz!
Lâ Gâlibe İllâllah!
