Rus Çarlığının Kırım Tatarlarına yönelik baskısı, 1917 Bolşevik Devrimi’nde Tatarların Bolşeviklerle işbirliği yapmasının önünü açtı. Devrimin ardından Bahçesaray’da Kırım Tatar Milli Kurultayı toplanarak Kırım Muhtariyeti ilan etti. Bu muhtariyetin ilk başkanı seçilen isimse Numan Çelebicihan oldu. Kırım Müftüsü olan Çelebicihan, aynı zamanda Kırım Tatarlarının milli marşını da yazan sembol bir isimdi.
Devrim öncesi işbirliğine rağmen Bolşevik Rusya’sı Tatarlara yönelik zulme devam etti. Muhtariyetin ilan edilmesinden 2 ay sonra Rus ordusu Kırım’a girerek Çelebicihan’ı Sivastopol’a hapsetti, kısa bir süre sonra da cenazesini parçalayarak Karadeniz’e attı. Çelebicihan, son dönem Tatar hareketinin en önemli siyasi lideri olarak kabul ediliyor ve Tatarların Kırım sınırında kurduğu küçük bir askeri birliğe isim babalığı yapıyor.
2. Dünya Savaşı’nda Tatar siyasi hareketinin, Rusya’ya karşı Almanya’nın yanında yer alması, “Büyük Sürgün”e giden kapıyı açmış oldu. Rusya, savaşın hemen bitiminde Kırım’da yaşayan tüm Tatarları bir gecede; sadece birkaç saat içerisinde yük vagonlarına doldurdu ve Sibirya ile Orta Asya steplerine sürdü. Yaklaşık 3-4 hafta süren bu sürgün yolculuğunda binlerce kişi hayatını kaybetti. 18 Mayıs 1944 günü yaşanan bu sürgünle demografik denge de Rus etnik unsuru lehine değişti. Tatarlardan boşalan ev ve arazilere Ruslar yerleştirildi. Bu sürgünde 250 bin Kırım Tatarının yurtlarından sürüldüğü biliniyor. Uzun yıllar kamplarda yaşayan ve yurtlarına girişlerine izin verilmeyen Tatarlar, 1987 yılına kadar sürgün hayatı yaşadılar.
Oldu bitti referandumu
Ukrayna’nın Avrupa Birliği’ne giriş süreciyle birlikte ülkede siyasi çalkantılar dönemi başladı. Avrupa yanlısı gösterilerin eylemleri sonucu Ukrayna Cumhurbaşkanı Yanukoviç Rusya’ya kaçtı ve daha sonra parlamentoda Avrupa yanlısı görüş hâkim olmaya başladı. Ancak buna rağmen, Ukrayna’daki Rus nüfus yoğunluğu ülkeyi tam olarak batı bloğuna çekmede önemli bir engel vazifesi gördü
Ukrayna’daki gösteriler nedeniyle Rus yanlısı Cumhurbaşkanı’nın düşmesinin ardından, Rus ordusu Ukrayna’ya girerek Kırım Özerk Cumhuriyeti Parlamentosu’nu Ukrayna’dan ayrılmaya zorladı. 16 Mart 2014’teki Rus güdümlü referandumda şıkları sadece “evet” ve “hayır” olan bir soru soruldu: Kırım’ın Rusya’ya bağlanmasını istiyor musunuz?
Rus kaynakları katılımı yüzde 97 olarak açıklansa da uluslararası gözlemciler bu referandumu izleyemedi ve Kırım Tatar Milli Meclisi ve Kırım’daki Ukrainler referandumu boykot etti. Bu iki etnik unsurun nüfus oranı Kırım’da yüzde 30’un üzerinde. Referandumda, Kırım’ın Rusya’ya bağlanması kararı çıktıktan sonra Kremlin bu kararı onayladı ve Kırım, Rusya Federasyonu’nu oluşturan cumhuriyetlerden biri haline geldi. SSCB’nin dağılmasından 23 yıl sonra Kırım’da yeniden Rus bayrağı dalgalanmaya başladı. Ancak bu ilhak Rusya’nın Kırım’da sürekli yaptığı gibi savaşarak değil referandum yöntemiyle başarıldı. Kırım’da Rus işgali yaşansa da hiçbir zaman sıcak çatışma ortamı oluşmadı.
Tatar siyaseti bölündü
İlhakın ardından, 1 Ocak 2015’e kadar devam eden “Kırım’ın Rusya’ya entegrasyonu süreci” başladı. Bu süreçte Kırım’ın ekonomik, hukuki, siyasi ve sosyal alanlarda Rusya’ya entegre edilmesi gerçekleştirildi. Bu sürecin tamamlanmış olduğu açıklansa da Kırım’ın enerji ve su alanında Ukrayna’ya tam bağımlı olması hâlâ çözülememiş bir problem olarak göze çarpıyor.
Batı kaynaklı bazı insan hakları raporları Kırım’da Tatarlara yönelik baskı kurulduğunu yazdılar. İlhakın ardından Kırım’dan 45 bin kişi göç etti. 2014’te 21 bin, 2015’te ise 25 bin kişinin Kırım’dan göç ettiği belirtiliyor. Göç edenlerin yarısının Tatar olduğu ifade ediliyor.
Şu an Tatar siyasi hareketi iki kampa bölünmüş durumda. Rus ilhakını kabul eden Tatarlar ile Kırım’ın Ukrayna’ya bağlı kalmasını isteyenler arasında görüş ayrılığı bulunuyor. Kırım’da Tatar siyasetçilerin ülkeden deport edilmesi ve Rus kaynaklı siyasi baskılar Tatarların askeri yapılanmalar kurmasına yol açtı. O taburlardan biri Numan Çelebicihan Tatar Taburu, diğeriyse Kırım Taburu.
Direniş taburları
Kırım’a ürün girişini engellemek için Lenur İslamov organizatörlüğünde bir araya gelen bir grup Kırım Tatarı, Çongar ve Kalançak sınır kapılarında nöbet tutmaya başladı. Daha sonra Ukrayna’nın Kırım’a mal giriş ve çıkışını kanunla yasaklaması üzerine sivil abluka eylemcileri yine İslamov tarafından oluşturulan Numan Çelebicihan taburuna dâhil oldu.
Diğer bir grup ise, İsa Akaev öncülüğünde 2 yıl önce kurulan Kırım Taburu. Bu tabur, Rus ayrılıkçıların hâkimiyetindeki Donetsk şehrindeki çatışma hattında aktif olarak görev yapıyor.
Kırım’ın Rusya tarafından “demokratik yöntemlerle” işgal edilmesi ile bölgedeki hareketliliğin zirve yapması, dünyaya yeni bir kriz bölgesi hediye etti. Türk Hava Yolları Kırım’a bağlı Akmescid (Simperofol) şehrine yaptığı uçuşları sona erdirdi. Bunun yerine stratejik bir hamle yaparak Kırım’a 150 km uzaklıkta bulunan liman şehri Kherson’a 2014 yılında uçuş başlattı. Bu şehre uçuşlar stratejik bir hamle olarak başlatılsa da şu anda ticari kazanımla devam ediyor. Haftanın 6 günü yapılan seferler genellikle tam dolu kapasiteyle yapılıyor.
Kherson Uluslararası Havaalanı, askeri pistten bozma kötü bir alan. Ukrayna’daki siyasi istikrarsızlık, kötü yönetim, rüşvetin yaygın olması gibi sebepler Kherson’u yaşanılabilir bir şehir olmaktan çıkarmış durumda. Anadolu şehirleriyle kıyaslanmayacak durumda olan Kherson’un yolları da oldukça kötü. Kırım sınırına ulaşmak için gittiğimiz yaklaşık 150 km yolu 3 saatte kat edebiliyoruz.
‘Şahin Giray değilim!’
Kırım’ın ilhakının ardından Ukrayna devleti, Kırım’a giden yollara iki sınır kapısı kurarak bölgenin dünyayla karayolu bağlantısını kesti. Bölgeye giden yolda Numan Çelebicihan Tatar Taburu’nun karargâhı bulunuyor. Dev boyutlarda Kırım, Ukrayna ve Türk bayraklarının asıldığı karargâhta askerler çadırlarda yaşıyor ve çadırların içi sobalarla ısıtılıyor.
Taburda kayıtlı yüzlerce savaşçı var. Büyük oranda Kırım Tatarları görev alırken Rus karşıtı Ukraynalı milliyetçiler az da olsa Tatar taburunda yer alıyor. Bu savaşçılardan biri 26 yaşında bir kadın. Genç savaşçı, uzun ojeli tırnaklarıyla diğer arkadaşları gibi yemek sırasına giriyor ve barakada uyuyor. Numan Çelebicihan Taburu’nda 10 civarında kadın asker bulunuyor.
Taburun başında zengin bir işadamı olan Lenur İslamov var. Rusya’da banka kuran İslamov’un Tatarca yayın yapan bir de televizyon kanalı bulunuyor. Kırım işgalinin ardından 3 ay kadar Başbakan Yardımcılığı yapan İslamov, “Aslında Rusya’nın Kırım’daki niyetini görevimin 3. günü anladım, 3. ayında da istifa ettim. Rusya beni “Tatar Kadirov” gibi gördü ve öyle davranmamı istedi. Biz yeni bir Şahin Giray olmayız, tarih bunu yazar” diyor.
Ukrayna’ya yüz vermediler
İslamov’un şu andaki gündemi Kırım Taburu ile birleşme görüşmeleri. İsa Akaev’in başında bulunan Kırım Taburu daha profesyonel bir şekilde savaş sahasında. Numan Çelebicihan Taburu, Ukrayna devletiyle yaptığı protokolle sınır kapısının güvenliğine de yardımcı oluyor. Kırım Taburu ise Ukrayna’nın milis kuvvetlerine yaptığı “Düzenli orduya entegre olun” çağrısına pek kulak asmadı. Ukrayna ordusunun yemeklerde domuz hassasiyetinin bulunmaması gibi sebepler Tatarların bu çağrıya uymamasına neden oldu.
Tatarların dışında Ukrayna milliyetçilerinin kurduğu Sağ Sektör ismindeki askeri güç ile Savunma Bakanlığı’na bağlı Azov ismindeki milis gücü de aktif olarak savaşa katılıyor. Ülkede Çeçenler de kısa bir süre öncesine kadar Ruslara karşı aktif şekilde savaşıyordu ancak savaşın büyük oranda sönmesi savaşçı Çeçenlerin ülkeden ayrılmasına neden oldu.