İstikamet: Şarkul Fırat

Türk Ordusu ve ÖSO birlikleri Fırat’ın doğusuna operasyona hazır. Tel Abyat, Münbiç ve Resulayn merkezli harekat için 30 bin kişilik TSK-ÖSO gücü görevlendirildi. Sınırdan terör mevzilerini imha atışları ile başlayacak operasyonun ilk safhasında 150 kilometrelik alanın temizlenmesi planlanıyor. Resulayn’dan Cerablus sınırına uzanacak hattın tamamen PKK’dan arındırılması için biçilen ortalama süre ise 2 ay.

Türk Ordusu ve ÖSO birlikleri Fırat’ın doğusuna yürüyor. Türk Silahlı Kuvvetleri Şanlıurfa hattına operasyon kapsamında birlikler sevk ederken ÖSO-Vatan Ordusu ise Afrin, El Bab, Çobanbey, Mare ve Cerablus’ta müdahale öncesi tüm hazırlıklarını tamamladı. Gerçek Hayat’ın konuştuğu ÖSO-Ulusal Ordu Sözcüsü Yusuf Hammud, Türk yetkililerin kendilerine Münbiç, Tel Abyad ve Resulayn’a düzenlenecek operasyon konusunda aylar öncesinden hazırlık yapın talimatı verdiğini söyledi. Bünyesinde 35 bin asker bulunan ÖSO-Ulusal Ordu ilk aşamada cephe hattına 15 bin asker sevk edecek.

PKK BÜYÜK BOZGUN YAŞAYACAK

ÖSO Sözcüsü Hammud’a göre Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı tecrübeleri çok önemli artılar sağladı ancak Münbiç ve Fırat’ın doğusunda PKK için hazırladıkları farklı sürprizler de var. ÖSO Komutanı Yusuf Hammud, Cerablus sınırından Resulayn’a uzanan 150 kilometrelik koridorun düz arazi olması nedeni ile teröristlerin çok büyük bir bozgun yaşayarak çekileceğini belirtti.

ABD-PKK İŞBİRLİĞİ BÜYÜK YARA ALIR

PKK Suriye yapılanması eski sözücüsü Talel Sülo ile yaptığımız görüşmede ‘Fırat’ın doğusunda Türkiye ve ÖSO’nun bir adım dahi ilerlemesi halinde ABD-PKK ittifakı büyük yara alacağı’ değerlendirmesinde bulundu. PKK’nın yeni bir Afrin kabusu yaşaması durumunda Suriye Kürdistanı (Rojova) rüyasının sona ereceğini söyleyen Sülo, terör örgütü ile ABD arasında daha ilk günden bu yana açığa vurulmayan bir güven sorunu olduğunu anlattı. Demokratik Suriye Güçleri olarak adlandırılan tabela yapılanmanın Fırat’ın doğusuna yapılacak hamle ile tamamen dağılacağını kaydeden PKK eski sözcüsü Talel Sülo, en az 30 bin kişi tereddüt etmeden Türkiye ve ÖSO ittifakına katılarak doğuya yönelen güçlere destek verecektir’ ifadelerini kullandı.

SINIRDA ARTAN TACİZ VE ABD’NİN GÖZETLEME ÜSSÜ HAMLESİ

Türkiye’nin en az Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatları kadar tarihi hamlelerinden birisi de yaklaşık 8 bin kilometrekarelik İdlib hattında inşaa ettiği askeri kontrol noktaları ve bölgede büyük bir faciaya yol açacak rejim saldırısını önlemek oldu. İdlib’te kısmen stabil olan duruma paralel olarak Fırat’ın doğusu ve Münbiç’e odaklanılan bir dönemde ABD’nin sınır boyu gözlem noktaları kuruyoruz açıklaması geldi. Pentagon’un nokta sayısını 12 olarak açıklaması olayın yalnızca PKK’yı himayeden ibaret olmadığı, aynı zamanda Rusya-Türkiye arasında varılan anlaşma konusundaki Washington’un diplomatik mesajı şeklinde yorumlandı.

DİKKAT ÇEKEN DİPLOMASİ TRAFİĞİ

ABD Dış İşleri Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey’nin 7 Aralık Ankara ziyareti bazı ilginç gelişmelere sahne oldu. Türkiye, görüşmelerde Münbiç ve Fırat’ın doğusu konusunda daha fazla oyalama stratejisine tahammül edilemeyeceğini ve PKK’yı himaye amaçlı son adım olan sözde ABD gözetleme noktalarının verdiği rahatsızlığı en üst düzeyde dile getirdi. Buna ek olarak 3 yılı aşkın süredir devam eden ve DEAŞ’a karşı yapılıyor denilen askeri yardımların son dönem doğrudan sınıra yönlendirilmesi de ABD temsilcisine iletildi.

GEÇ KALMA LÜKSÜ YOK

Sınırda devam eden PKK tacizleri, Afrin, El Bab, Cerablus, Çobanbey, Azez ve muhalif bölgelerde bombalı saldırılar olağanüstü arttı. Son bir aylık dilimde sınır hattında yakalanan canlı bomba sayısı ise 9 oldu. Aslen Rakkalı olan ve 2012 yılında Suriye Ordusu’ndan ayrılarak muhaliflere katılan Albay Usame Zafir, Türkiye’nin gelinen nokta itibarı ile geç kalma lüksü olmadığını söyledi. ABD ve Batılı ülkelerin Haseke, Deir el Zor ve Münbiç’teki korsan kazanımları kalıcı kılmaya çalıştığını anlatan Albay Usame Zafir, Türkiye’nin bu felaketi daha fazla izleyemeyeceği görüşünde.

İNSANLARIN ONURUNA SALDIRIYOR

Rakka Yerel Yönetim Başkanlığı’na yeni seçilen Fayez el Ghada ise PKK, şu an Rakka ve çevresinde gerek kamplarda gerek ise köylerde yaşam mücadelesi veren insanların namusuna, onuruna saldırıyor’ diye konuştu. Savaş öncesi dönem Rakka Vali Yardımcılığı görevini yürüten Abdullatif Keçel ise yüzlerce kadın ve kızın PKK tarafından ailelerinden zorla alınarak kaçırıldığını anlattı. Sözde asayiş görevlileri istediği evden istediği kadın ve kızı alarak her türlü iğrençliği sergiliyor, ayrıca 10 yaşındaki çocuklarımızı uyuşturucu bağımlısı haline getiriliyor diyen Keçel, tüm bu suçlar ABD gözetiminde işleniyor’ dedi.

PARÇALI HARİTA PLANININ İLK SAFHASI: TERÖR KANTONLARI

PKK, Suriye’de dikta rejime karşı özgürlük talebi ile başlayan ayaklanma sürecini daha en başından itibaren parçalı yapı planının fırsat aracı olarak gördü. Örgüt, 2011 ortalarından itibaren Bahoz Erdal, Elder Halil, Şahin Cilo, Şervan Deviş, İlham Ahmed, Sinem Muhammed, Riyad Dırar, Polat Can gibi Suriye orjinli elebaşıları Aynel Arab, Afrin, Kamışlı bölgelerine göndererek teşkilat ve silahlı birlikler kurması amacı ile görevlendirdi. ÖSO’nun kayıp döneminin başlangıcı olan 2014 yılı Ocak ayından itibaren ise Cezire, Afrin, Kobani ve Şahba korsan kantonlarını ilan etti. DEAŞ faktörünü bahane ederek Suriye sahasına giren ABD ve 54 ülkeden oluşan Koalisyon güçlerinin olağanüstü desteği ile Afrin dışında kalan tüm korsan kantonlar birleştirildi. Münbiç-AVN Dedat bölgesi ile Mare-Şeale arasında kalan 15 kilometrenin bağlanması ile Kamışlı-Malikiye-Amude-Resulayn, Aynel Arab, Tel Abyat, Ayn İsa, Şeddadi, Haseke havzası ve Afrin bağlantısı sağlanmış olacaktı. PKK ve müttefiklerinin, Doğu’da Afrin batıda ise Münbiç’te yaptığı büyük yığınakla 650 kilometrelik terör koridorunun doğrudan bağlantısı için gün hatta saatleri saydığı bir dönemdi.

KANTONLAR DÖNEMİ SONA ERİYOR

Türkiye’nin güney sınırında yaşanan tehlikeli tırmanış 24 Ağustos 2016 günü başlayan Fırat Kalkanı Harekatı ile ciddi boyut değiştirdi. Ardından gelen Zeytin Dalı Harekatı 2011’de tasarlanan ve 2014 yılı başında tedavüle giren Suriye’nin Kuzey ve Doğu bölgelerindeki PKK Kantonu uygulamasına son veren sürecinde başlangıcı oldu. Tel Abyat, Münbiç ve Resulayn bölgelerinin de terörden arındırılması ile kantonlar dönemi büyük oranda sona erecek ve PKK’nın kanton uygulamasından bir adım sonrası olan Doğu ve Kuzey Suriye Özerk Yönetim modeli de son bulmuş olacak.

TEL ABYAT MERKEZ ÜS OLACAK

Şarkul Fırat Harekatı’nın merkez üssü Tel Abyad olacak. Nüfusunun önemli bir bölümü Türkmenlerden oluşan Tel Abyad Irak sınırından başlayan işgal coğrafyasının da merkezinde olması açısından büyük önem taşıyor. Kamışlı ve Aynel Arab (Kobani) yönünde genişleyecek operasyon aynı zamanda Rakka ve Deir el Zor umutlarını da yaşatan bir girizgah olma niteliği taşıyor. Deir El Zor Askeri Meclisi Eski Başkanı Fayez el Esmer, Tel Abyat’a giren ordunun aynı zamanda Rakka’ya Deir el Zor’a, Münbiç’e ve Kobani’ye de girmiş sayılabileceğini söylüyor. Tel Abyat’la başlayan operasyonla er ya da geç tüm bölgenin PKK illetinden temizleneceği vurgusu yapan ÖSO Komutanlarından Fayez el Esmer, ABD ve Körfez ülkelerinin aşiretleri satın alma yarışına rağmen çok küçük bir istisna dışında tüm Arap aşiretleri Türkiye’nin yanında yer alacak’ tespitinde bulundu.

30 BİN KİŞİLİK GÜÇ HAZIR

Tel Abyat, Münbiç ve Resulayn merkezli harekat için 30 bin kişilik TSK-ÖSO gücü hazır hale getirildi. Sınırdan terör mevzilerini imha atışları ile başlayacak operasyonun ilk safhasında 150 kilometrelik alanın temizlenmesi planlanıyor. Resulayn’dan Cerablus sınırına uzanacak hattın tamamen PKK’dan arındırılması için biçilen ortalama süre ise 2 ay olarak belirlendi. İlk planda terörden temizlenen bölgelere dönecek mülteci sayısının ise en az 400 bin olacağı belirtiliyor.

Benzer konular