İsmailağa cinayetleri savcısını arıyor

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’ndaki Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu’nda görevli savcılar, 2000-2013 yılları arasındaki faili meçhul cinayetlerle ilgili dosyalarda FETÖ/PDY bağlantısı olup olmadığını incelemeye alacak. Bu dosyalar arasında, İsmailağa Camii’nde işlenen ve tam 9 yıldır davaya ‘dönüştürülemeyen’ Bayram Ali Öztürk cinayeti de yer alıyor. Gerçek Hayat, 3 Eylül 2006 tarihinde işlenen cinayetin ardından yaşananları mercek altına aldı. 9 yılda 6 savcı değiştiren cinayet dosyasının soruşturma sürecinde yapılan “maddi hatalar” akıllarda büyük soru işaretleri bırakıyor. Bayram Ali Öztürk’ün öldürüldüğü döneme damgasını vuran Rahip Santora ve Hrant Dink cinayetleri ile Hıristiyan misyonerlerin katledildiği Zirve Yayınevi davaları da aynı savcıların gündeminde olacak. Yeniden ele alınacak olan Bayram Ali Hoca soruşturması, 17 Mayıs 1998 tarihinde yine İsmailağa Camii’nde öldürülen Çukurbostan Camii İmamı Hızır Ali Muratoğlu dosyasını da raftan indirebilir.

Tarih, 3 Eylül 2006 Pazar günü. Bayram Ali Öztürk Hocaefendi, İsmailağa Camii’nde uzun bir süredir devam eden Pazar sohbetlerinden birini gerçekleştiriyordu. Sabah namazından sonra başlayan vaaz bitmişti ve Bayram Ali Hoca dua kısmına geçmişti. Bu sırada dördüncü safta oturan bir şahıs elindeki kağıtla hocaya doğru yaklaştı. “Ben de sizden dua istiyorum” diyen Erdal, aniden cebindeki bıçağı çıkararak Öztürk’ün kalbine sapladı. Ağır yaralanan Bayram Ali Öztürk, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Saldırgan ise hemen oracıkta linç edilerek öldürüldü.

“Hocam elinde bıçak var, bıçak…”

Bu esnada neler yaşandığı, Bayram Ali Hoca’nın sohbet kaydına şöyle yansıdı:
Bayram Ali Öztürk: Davanın sancağını gereken yere dikmeye bizi muvaffak eyle. Bizlere onlara yar eyle…
Cemaat: Amin.
Bayram Ali Öztürk: Ümmeti Muhammed’in hastaları var. Hastalara şifa ver. İhsan eyle.
Cemaat: Amin.
Cemaatten biri: Bayram Hoca elinde bıçak var! Bayram Hoca! Elinde bıçak!
(2-3 saniye süren uğultulu gürültü ve bağrışmalar)

9 yıldır davaya dönüşmedi

3 Eylül 2006 tarihinde gerçekleşen bu cinayetin üzerinden tam 9 yıl geçti. Fatih Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açılan soruşturma özel yetkili savcılara devredilmesine rağmen davaya dönüşmedi. İsmailağa Cemaati’nin lideri Mahmut Ustaosmanoğlu’nun yerine geçeceği ifade edilen Bayram Ali Öztürk’ün katledilmesine yönelik soruşturma, Ankara’dan gelen yeni bir haberle yeniden gündemde. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu’nda görevli savcılar, 2000-2013 arasındaki faili meçhul cinayetlerle ilgili dosyalarda FETÖ/PDY bağlantısı olup olmadığını inceleyecek ve kamuoyunda aydınlatılamayan ne kadar faili meçhul olay varsa dosyalarını tek tek inceleyerek maddi ve manevi cebir ilişkisi araştıracak. İncelenecek dosyalar arasında; Bayram Ali Öztürk cinayetinin de olduğu ifade ediliyor. Savcıların; söz konusu cinayetin arkasındaki organizasyonu araştıracağı öğrenildi. Bayram Ali Öztürk’ün oğlu Mahmut Öztürk, babasının ölümüne ilişkin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuruda bulunacağını söyledi.

Hızır Hoca’ya 7 kurşun

İsmailağa derin güçlerin her zaman hedefindeydi. Önce, Mahmut Ustaosmanoğlu’nun damadı olan Çukurbostan Camii İmamı Hızır Ali Muratoğlu katledildi. Cemaat içinde “Hızır Hoca” olarak anılan Muratoğlu; 17 Mayıs 1998 tarihinde, ders verdiği Fatih İsmailağa Camii’nde saldırıya uğradı. 7 kurşun yarasıyla ağır yaralanan Muratoğlu hastaneye kaldırılırken yolda hayatını kaybetti. Saldırgan Ufuk Salih Hantal Adli Tıp Kurumu’dan ‘akli dengesi yerinde değil’ raporu verildiği için 2002’de serbest bırakıldı ve soruşturma bir türlü neticelenmedi.

Bayram Ali Öztürk bıçakla

Ardından İsmailağa cemaatinde saygın bir konumu bulunan Bayram Ali Öztürk Hocaefendi hedef alındı. Arapça, Osmanlıca, Farsça, İngilizce ve Fransızca olmak üzere 5 yabancı dil bilen, akademik bir geçmişe sahip olan Bayram Ali Öztürk Hocaefendi, her Pazar sabah namazının ardından vaaz verdiği İsmailağa Camii’nde 3 Eylül 2006 tarihinde bıçakla katledildi. Mustafa Erdal, bıçağı Bayram Ali Öztürk’ün iki kaburga arasından geçecek şekilde 180 derece açıyla yatay ve çok profesyonelce sapladı. Ağır yaralanan Bayram Ali Öztürk, kaldırıldığı hastanede vefat etti.

Saldırı günü caminin 3 güvenlik görevlisi yok

Bayram Ali Öztürk’e saldırının ardından İsmailağa Camii’ndeki tüm kapıların kapatılması ve saldırgan Mustafa Erdal’ın şaibeli bir şekilde öldürülmesi dikkat çekiyor. İsmailağa Camii güvenlik görevlilerinin saldırı günü orada olmaması da kafa karıştırıyor. 3 güvenlik görevlisinin aynı anda izin yaptığı ifade ediliyor. Cami içerisinde güvenlik kamerasının bulunmaması saldırıyı organize edenlerin işini kolaylaştırdı.

Çarşamba Karakolu’nun güvenlik kamera kayıtlarına da el konulmadı

Cinayetin işlendiği İsmailağa Camii’nin çevresindeki dükkan ve Çarşamba Karakolu’nun güvenlik kamera kayıtlarına da el konulmadı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve Fatih Cumhuriyet Başsavcılığı; caminin hemen yakınında bulunan karakolun kamera kayıtlarını incelese; camiye gelen ve saldırının ardından şüpheli davranışları bulunan kişi veya kişilere ulaşma ihtimali bulunacaktı.

Saldırgan şaibeli şekilde öldürüldü

Bayram Ali Öztürk’ü katleden Mustafa Erdal’ın, cemaat içine sızan bazı kişilerin tahriki ve saldırısıyla şaibeli bir şekilde öldürüldüğü ifade ediliyor. Mustafa Erdal’ın cami içinde bulunan İrfan Can tarafından öldürülmesiyle bir taşla iki kuş vuruldu. Gazete ve televizyonlar; Bayram Ali Öztürk’ün öldürülmesi yerine saldırganın ölümünü konuştu.

Cinayetler değil “İsmailağa” tartışıldı

Bay­ram Ali Öz­türk ci­na­ye­tin­den bir­kaç gün son­ra, İs­ma­ila­ğa Camii’nde iş­le­nen ci­na­yet­le­r de­ğil “İsmaila­ğa’nın” ken­di­si üze­ri­ne bir kam­pan­ya baş­la­tıl­dı. Sauna çetesinin da­va­sı­nın bir nu­ma­ra­lı sa­nı­ğı Ka­sım Zen­gin’in İs­ma­ila­ğa Ce­ma­ati’ni suç­la­yan ifa­de­le­ri Sa­bah ve Hür­ri­yet ga­ze­te­le­ri­nin man­şe­ti­ne ta­şın­dı. 1997’den be­ri dev­le­te res­mi ajan ola­rak ça­lış­tı­ğı­nı itiraf eden Kasım Zengin; Abdülmetin Balkanlıoğlu Hocaefendi’yi hedef aldı. “Cemaat değil, silahlı çete” ve “Derin cemaat” manşetleri atıldı. Medyada; İsmailağa Cemaati’ne yönelik linç kampanyası sürerken, saldırgan Mustafa Erdal’ı öldürdüğü kabul eden İrfan Can tutuklandı, İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 4 yıl 2 ay hapse mahkûm oldu.

Mustafa Erdal “tetikçi”ydi

İrfan Can’ın avukatı Hakan Tunçkol duruşmalarda Bayram Ali Öztürk’ü öldüren Mustafa Erdal’ın birileri tarafından “tetikçi” olarak tutulduğunu ve “tetikçi”nin sağ olarak ele geçirilmesini istemeyenlerin “B planını” devreye koyarak cemaati, Erdal’ın öldürülmesi için provoke ettiğini savundu.

Savcı Niksarlı, telefon dökümlerini istedi

Soruşturmaya bakan Fatih Cumhuriyet Savcısı Fikri Aziz Niksarlı da; Hakan Tunçkol’un iddialarını doğrulayacak ilginç bilgilere ulaştı. Savcı Niksarlı; Bayram Ali Öztürk’ün katledilmesi ve Mustafa Erdal’ın ölmesine ilişkin yürüttüğü soruşturmada; fail ve faillerin tespit edilerek yakalanmasına ilişkin Turkcell, Vodafone ve Avea’ya yazı gönderdi. Niksarlı; söz konusu GSM şirketlerinden Bayram Ali Öztürk’ün öldürüldüğü gün olan 3 Eylül 2006 tarihinde, saat 07:55 ile 09:00 arasında İsmailağa Camii’nde bulunan kişilerin yaptığı görüşmelerin telefon dökümlerini istedi.

Cinayet günü olay yerinde

O gün İsmailağa Camii içerisinde olmadıklarını beyan eden 11 kişinin telefon dökümleri ile baz incelemelerinden, cinayet günü olay yerinden telefon görüşmeleri yaptıkları belirlendi. 11 kişinin cep telefonlarının, 3 Eylül 2006 tarihinde saat: 07:55 ile 09:00 arasında İsmailağa Camii’nin bulunduğu Manyasızade Caddesi, Nurettin Tekke Sokağı ve Demir Hisar Caddesi’nde bulunan baz istasyonlarından sinyal verdikleri tespit edildi.

Bağlantılara ulaşınca göreven alındı

11 kişiden büyük bir kısmının Mustafa Erdal’ı öldüren İrfan Can’ı tanıdığı, 3’ünün de Tokat Reşadiye nüfusuna kayıtlı olduğu belirlendi. Savcı Fikri Aziz Niksarlı, şüphelilerden birini tutuklamak istedi, mahkeme iki defa reddetti. Ardından savcının görevden alındığı ifade ediliyor.

3 şüpheli de Tokat Reşadiyeli!

Tokat Reşadiye nüfusuna kayıtlı olan ve tanık ifadesinde; “Olay günü İsmailağa Camii’nde yoktum” diyen 3 şüphelinin cinayet günü İsmailağa Camii’nde olması da dikkat çekici. 3 şüphelinin Tokat Reşadiyeli olan Özel Harekat Dairesi Eski Başkanvekili İbrahim Şahin’le bağlantısı araştırılmadı.

Katil Erdal’ın telefon kayıtları da “öldü”

  • Mustafa Erdal’ın geriye dönük telefon kayıtları incelenmedi.
  • Bayram Ali Öztürk soruşturmasında dosyalar da kayboldu. Mahmut Öztürk, “Babamın dosyasını savcılıktan talep ettik ve aldık. Sıralamada 1 ve 6 numaralı dosyalar yok… Dosyanın orijinalini de gördüm, söz konusu dosyalar yok” açıklamasında bulundu.
  • Saldırgan Mustafa Erdal’ın kan örneği Adli Tıp Kurumu’nda karıştırıldı. İstanbul Kriminal Polis Laboratuarı Müdürlüğü, Mustafa Erdal’a ait olduğu belirtilen kan numunesinin bir bayana ait olduğunu belirledi.
  • Mustafa Erdal’ın eşi olan Nergiz Dilsiz’in ifadesi soruşturma kapsamında alınmadı.

Son savcının yurt dışı yasağı var

Fatih Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2006 yılından 2011 yılına kadar 2006/20.669 sayılı dosya numarasıyla yürütülen soruşturmada 3 savcı değişti. Ergenekon sanığı Erol Ölmez; Balat’ta bulunan Patrikhane’nin Çarşamba’daki İsmailağa cemaatinden rahatsız olduğunu, cemaatin yok edilmesi için Ergenekon’a müracaat ettiğini, Bayram Ali Öztürk ve Hızır Ali Muradoğlu’nun bu talep doğrultusunda öldürüldüğünü iddia etti. Fatih Cumhuriyet Başsavcıvekili Mustafa Alıcıoğlu, İsmailağa Camii’nin yakınında bulunan esnafın tanık sıfatıyla ifadesini aldı. Esnafın; Erol Ölmez’i Fatih Çarşamba’da gördüklerini açıklamasının ardından soruşturma, Beşiktaş’ta bulunan özel yetkili Cumhuriyet savcılarına devredildi. Soruşturma; 2011/431 sayılı dosya numarasıyla Süleyman Pehlivan’a devredildi. Süleyman Pehlivan’ın Yargıtay üyeliğine seçilmesinin ardından soruşturma dosyası, Ergenekon soruşturmasına bakan Cihan Kansız’a ardından Salim Duran’a devredildi.

“Babanız Fatih Camii’nde öldürülmüş”

Savcı Salim Duran, dosyanın akıbetini soran Bayram Ali Öztürk’ün oğlu Mahmut Öztürk’e, “Babanız Fatih Camii’nde öldürülmüştü” dedi. Salim Duran’ın, cinayetin işlendiği yeri bile bilmemesi soruşturmanın ciddiyetle yürütülmediğini gözler önüne serdi. Bayram Ali Öztürk soruşturmasına bakan Süleyman Pehlivan Balyoz, Cihan Kansız Ergenekon, Salim Duran Amirallere suikast soruşturmalarına bakmıştı ‘Selam Tevhid’de kumpas soruşturması kapsamında HSYK tarafından açığa alınan Cihan Kansız ve Salim Duran’a yurt dışına çıkış yasağı da konulmuştu.

 Bayram Ali Öztürk, dinler arası diyalog kavramına karşı!

Hayatını ilme vakfeden Bayram Ali Öztürk, Türkiye’de Fetullah Gülen tarafından gündeme getirilen dinler arası diyalog çalışmalarına karşı konuşmalarıyla tanınıyor.

Bayram Ali Öztürk; “Batıda diyalog miyalog, dinler arası diyalog konuşuluyor. Bana bak, benimle dalga geçme. Önce tarihte haksız yere döktüğün kanların hesabını ver, ondan sonra gel benimle konuş” demişti. Bayram Ali Öztürk başka konuşmasında Hıristiyan ve Yahudilerle diyaloğun çirkin şeyler olduğunu belirterek, “Peygamber Efendimizin alternatifi yoktur. Getirmiş olduğu sistemin alternatifi yoktur. (…) Dün bir kitap aldım Cizvitler isminde. Bu Hıristiyanlıkta bir tarikat. Cizvit tarikatı. Çok eski bir Hıristiyan cemaati. Kitabı yayımlanan ve doktora tezi yapan adam, dinler arası diyaloğun temsilcisidir. Nedir bu Hıristiyan tarikatı? Bugün Batı’nın kafasını, anlayışını ve düşüncesini yönlendiren bir cemaat bu. Bu cemaatin başı İgnatius. Yüzyıllar önce dinler arası diyalog tezini ilk defa geliştiren de gavur İgnatius” ifadelerini kullanmıştı.

Etnik ve dini cinayetler silsilesi

5 Şubat 2006- Rahip Andrea Santoro’nun öldürülmesi

17 Mayıs 2006- Danıştay saldırısı

1 Haziran 2006- İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde yasadışı olarak C-5 Bürosu kuruldu. (C-5 Bürosunun, FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütünce başlatılması planlanan Ergenekon soruşturmalarının hazırlıklarının yapıldığı ve gizli bir yapılanma olduğu ortaya çıktı)

3 Eylül 2006- Bayram Ali Öztürk’ün öldürülmesi

19 Ocak 2007- Hrant Dink’in öldürülmesi

18 Nisan 2007- Malatya’daki Zirve Kitabevi’ne yapılan baskında biri Alman ikisi Türk üç Hristiyan’ın boğazları kesilerek öldürülmesi.

Paralelin ‘şahin savcıları’ üstünü örttü

Bayram Ali Öztürk hocanın öldürülmesiyle ilgili Gerçek Hayat’a konuşan, oğlu Mahmut Öztürk, çarpıcı bilgiler verdi. Öztürk, “Ergenekon şüphesi çerçevesinde paralel yapının da bu olayda parmağı olduğunu” düşünmek gerektiğini söyledi.

Öztürk şunları söyledi: “2007 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden bir buçuk yıl önce başlayan ve seçimlere kadar süren, sırasıyla Trabzon’da Rahip Santora cinayeti, Cumhuriyet gazetesine el bombası atılması, Danıştay katliamı, Hrant Dink suikasti, Zirve Yayınevi katliamı ve YÖK başkanı Erdoğan Teziç’e suikast girişimi olaylarının yaşandığı sürecin tam ortasında Bayram Ali Öztürk öldürüldü. Yakın zamana kadar Ergenekon örgütüne dayandırabilecek birçok bilgi var ortada. Ergenekon’la ilgili birçok belge olmasına rağmen, bu olayın bir türlü aydınlatılamaması, ister istemez paralel yapıyı düşündürtüyor. 2011’de Balyoz ek klasörlerinde İsmailağa Cemaati liderlerinin hedef alındığına dair bir belge vardı. O belgeye istinaden davanın açılması için başvuru yapıldığı halde o da reddedildi.  Cinayetten sonra paralele yakın olan şahin savcılarla görüştüğümde onlar bu işi Ergenekon’un yaptığını söylüyorlardı. Ergenekon’la ilgili dünyanın detayını ortaya çıkartan bu savcılar Bayram Ali Öztürk cinayetine bir türlü el atmadıkları gibi üstünü de örttüler.”

Benzer konular