İran-ABD ‘gerginliği’ bölgemizin üzerinden hiç eksik olmayan kara bulutları bir kez daha ufkumuza boca etti. Kasım Süleymani, İran Devrim Muhafızları’nın Kudüs Gücü komutanı ABD tarafından Bağdat’ta öldürüldü. Trump Nükleer Anlaşmadan çekildiği zaman tekrar müzakere masasına oturmak için İran’ın normalleşmesini şart koşmuştu. Yıkıcı ambargolarla cezalandırılan İran, yine de yayılmacı politikasına ve vekâlet savaşlarına devam etti. İşte bu noktada akla Kudüs Gücü geliyordu. Hasan Ruhani’nin deyimiyle Kasım Süleymani İran’ın eli kolu sayılırdı. ABD, Süleymani’yi öldürmek suretiyle İran’ın kolunu bölgenin üzerinden çekip alma gayesinde. Devrim Muhafızları İran’a özgü bir oluşum. Kudüs Gücü ise tam anlamıyla Tahran’ın dış politikasını yönlendiren ana kumanda odası. Aynı zamanda sahaya uzanan eli.
Bu yüzden bu gücün geçmişini ve faaliyetlerini incelemek suretiyle sadece askeri mânâda değil, birçok alanda İran’ın atacağı adımlar öngörülebilir. Devrim Muhafızları İran’ın paralel devleti. Kudüs Gücü de paralel devletin dış siyaseti kurgulayan ve uygulayan yapısı. Yani bir nevi dış işleri bakanlığı. Sadece savunma bütçesi ve askeri imkanlarla değil, ideolojik ve siyasi olarak da İran’ın dış dünyaya yansıyan yüzü.
Yeni sayımızda!
