Temmuz 2013 Mısır darbesi sonrasında Birleşik Arap Emirlikleri ile yaşanan örtülü gerginlik ve geçtiğimiz Kasım ayında yaşanan jet krizi sonrasında Rusya ile gerilen ilişkiler, Cumhurbaşkanı Erdoğan karşıtı yeni bir kamplaşmanın da açığa çıkmasına vesile oldu. Önceleri sessiz bir şekilde söylenen iddia artık yüksek sesle dillendirilmeye başlandı: BAE ve Rusya, Yaser Arafat’ın öldürülmesinden sorumlu tutulan eski el-Fetih üyesi Muhammed Dahlan’a Erdoğan’ı devirme işini ihale etti. Birkaç aşamadan oluşan planın ilk ayağı için 70 milyon dolar bütçe ayrıldığı belirtiliyor. Müslüman Kardeşler’e yönelik olumlu politikasından ötürü AK Parti hükümetini düşman ilan eden BAE’nin, Gezi Parkı eylemleri döneminde yine Dahlan üzerinden Türkiye’de birtakım girişimlerde bulunduğu da konuşulmuştu.
Yeni bir Mısır vakası
BAE’deki siyasi kulislerden dışarıya sızan bilgiye göre Türkiye’nin seçilmiş Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Muhammed Mursi’ye yapılan darbe ile benzer şekilde alt edilmesi planlanıyor. Hatta planda Ürdün istihbaratının da yer alacağından bahsediliyor. Plana göre Erdoğan’a karşı karalama kampanyası önce Arap basınında başlatılacak ve dünya medyasına taşınacak. İddia o ki yürütülen kampanya ile askeri darbenin önü açılmaya çalışılacak. Aslında bu saydıklarımız Arap Baharı, Mısır, diğer Ortadoğu ülkeleri ve Muhammed Dahlan’ın kirli geçmişini bilenler için çok da şaşırtıcı değil.
Medya ‘satınalması’
Dahlan’ın Mısır darbesi sürecinde de Mısır medyasını parayla susturduğu ve/ya Müslüman Kardeşler ve Mursi aleyhine konuşturduğu Arap medyasında sıkça yazılıp çizilmişti. Dahlan’ın benzer bir yöntem izleyerek, 14 Aralık tarihinde Abu Dhabi’deki ofisinde, medya dünyası ve siyasetçilerden oluşan 15 kişilik bir grupla gizli bir toplantı yaptığı iddia ediliyor. Bir buçuk saatten fazla süren toplantıda Erdoğan aleyhine yürütülecek 4 aşamalı kampanya şöyle:
1. Arap medyası ve muhalif Türk medya tarafından Erdoğan’la ilgili kötü algı oluşturma ve yayma.
2. Türkiye’deki Erdoğan ve Adalet ve Kalkınma Partisi muhaliflerine destek verme, finansal destek sağlama.
3. Türkiye’de kaosun yayılması, güvenliğin zedelenmesi ve Erdoğan’a karşı ayaklanmalar olması adına PKK’ya destek verilmesi.
4. Ordu içinde Erdoğan ve Ak Parti’ye muhalif askeri liderlere destek verme.
İtibar celladı kampanyanın birinci aşaması için 70 milyon dolar harcanacağı iddia ediliyor.
S. Arabistan kaosu engelliyor
Müslüman Kardeşleri kendi iç siyaseti açısından risk olarak gören ve Mısır’da darbeyi gerçekleştiren Abdülfettah Sisi’ye açık çek veren ülkelerden biri de Suudi Arabistan olmuştu. Ancak bölgesel meselelerde Suudi Arabistan, Türkiye ve Katar arasındaki ittifak, BAE’nin Türkiye aleyhtarı propaganda faaliyetlerinin önünde fren etkisi yaratıyor. Kaynaklar, özellikle bahsettiğimiz kumpasın hayata geçirilmesine Suudi Arabistan’ın engel olduğunu belirtiyor.
Demokrasi nefreti
Yazılan çizilenler bunlarla sınırlı değil. Yıllar önce The Guardian Weekly’de ünlü gazeteci David Hirst de Dahlan’ın Gazze’de yaptığı karanlık işlerin bir listesini yazmıştı. Hirst özellikle medyaya ödenen paralardan söz ediyordu. Ekonomik olarak çok kalkınmamış ve siyasi olarak kırılgan ülkelerde, demokratik veya İslami duyarlılıkların arttığı dönemlerde, Dahlan’ın bu mekanizmayı devreye soktuğu iddia ediliyor.
Aralık ayında Putin’le görüştü
BAE’nin Erdoğan’a karşı kiraladığı tetikçi Dahlan, Filistin davasının böğrüne hançer sapladıktan sonra engellenemez şekilde yükselmeye devam etti. En son geçtiğimiz Aralık ayında Kremlin’de Putin ile yan yana görüldü. UNESCO Uluslararası Kültür Forumu açılışında fotoğraf verdi. Fetih içindeki isimler basına, Dahlan’ın Fetih içinde hiçbir resmi konumu olmamasına rağmen bu toplantıya özel olarak davet edildiğini söyledi. Nitekim darbe sonrası Rusya ile ilişkilerini pekiştiren ve yavaş yavaş Suudi Arabistan’dan uzaklaşan Kahire Dahlan’ı el Fetih için yeni lider olarak görüyor. Bu nedenle uluslararası platformlarda sıkça boy göstermesi sağlanıyor.
Sırbistan vatandaşlığı aldı
2014 yılında Dahlan’ın Sırbistan’dan vatandaşlık aldığı belirtiliyor. Sırbistan ve BAE yönetimine yakın kaynaklar Dahlan’ın ülkenin Sırbistan’daki yatırımları yönetmek üzere bu belgeyi aldığını belirtse de arka plan koca bir muamma. Kosova Savaşı sırasında NATO yanında, Sırpların karşısında yer alan BAE’nin Sırbistan sevdasını açıklamak da oldukça güç. Ancak aradaki silah anlaşmalarının iki taraf için de oldukça tatlı geldiğini söylemek lazım.
BAE-İsrail aşkı depreşiyor
Körfez ülkelerinde varlık gösteremeyen İsrail de aslında bu denklemin ilginç bir yerinde. İsrail Dışişleri Bakanlığı Genel Direktörü Dore Gold, BAE ile ilişkilerin boyut kazanması gerektiğini ifade etti. BAE bu ilişkiyi birkaç kez inkar etse de Gold, ifşa etti. Hatta İsrail bayrağının BAE’de açılacak temsilcilik ofisinde dalgalanacağından ve bunun İsrail için bir başarı olduğundan söz etti.
Öte yandan İsrail’in önde gelen gazetelerinden Haaretz’in haberinde ise İsrail ve BAE arasında diplomatik herhangi bir ilişki olmasa da, iki ülkenin birkaç yıldır aradaki bağları güçlendirme yönünde gizli görüşmeler yürüttüğü yer alıyordu. Zira Ocak 2010’da Uzi Landau BAE’yi ziyaret eden ilk İsrailli bakandı. Bir ay sonra üst düzey Hamas yöneticisi Mahmud Mebhu Dubai’de suikasta kurban gitmişti. Elbette ki cinayet konusunda akla ilk gelen Mossad oldu.
Sebep: İhvan ve Hamas mı?
Suudi Arabistan’da Kral Abdullah’ın vefatıyla beraber siyasi açıdan da devrim niteliğinde bir dönüm noktasından geçiliyor. Müslüman Kardeşler ile ilişki kurulması bu devrimin parçalarından. Bu durumun BAE yönetimini de, Mısır’ı da rahatsız ettiği herkesçe biliniyor. Öte yandan Türkiye’nin Hamas’ı siyasi bir parti olarak görmesi ve Gazze’ye verdiği destek de el-Fetih içinden sürülmüş Dahlan gibi isimleri ve İsrail’i rahatsız ediyor.
Dahlan kime hizmet ediyor?
150 milyon dolarlık servete sahip olduğu iddia edilen Muhammed Dahlan, Filistin Başbakanı Mahmud Abbas’a karşı özenle “tasarlanmış” bir rakip olarak sunuluyor. Dahlan, Abbas’ı yolsuzlukla itham ediyor ancak Filistinliler Dahlan’ın derin, kirli bir bataklığa saptığını söylüyor. Filistin kamuoyu Dahlan’ın FKÖ lideri Yaser Arafat’ı zehirlediği yönünde birleşmiş durumda. Özellikle İsrail hapishanelerinde yıllarca yatan, siyasi bir geçmişi olmayan Dahlan’ın MOSSAD ve ABD ilişkileri de Arap medyasında sıklıkla dillendirilen konulardan. Belki paylaşılması gereken bir detay da bugünlerde Yaser Arafat’ın fotoğrafları altında poz veren Dahlan’ın Arafat’ın kardeşi Fethi Arafat’ın cenazesini Filistin sokaklarında bir kamyonetin arkasına bağlayarak sürüklettiği.
Dahlan kimdir?
1961 yılında Gazze Hanyunus’da fakir bir ailenin 6. çocuğu olarak dünyaya gelen Muhammed Dahlan’ın, çocukluğu ve gençliği burada geçti. Üniversite hayatına kadar herhangi bir hareket içerisinde aktif görev almayan Dahlan, 1981-1986 yılları arasında İsrail tarafından tutuklandı ve bu süre zarfında ara ara İsrail hapishanelerinde kaldı. Bu süreçte İbranice öğrendi. Hapishaneden çıktıktan sonra Gazze İslam Üniversitesi’nde okuyan Dahlan, İşletme bölümünden mezun oldu. Sonrasında İngilizce öğrenmek için İngiltere Cambridge Üniversitesi’ne gitti.
Dahlan’ın İsrail hapishanelerine girmesi hızlı yükselmesinde etkili oldu. 1987 yılında başlayan 1. İntifada nedeniyle Filistin’den sürgün edilmesi ise şöhretini arttırdı ve el Fetih’in öncüleri arasında yer edindi. Amman’a, Kahire’ye ve Bağdat’a gitti. Buradan Libya ve Tunus’a geçip oradaki Filistin Kurtuluş Örgütü’ne katıldı. Bu dönemde Arafat ile çok iyi olan Dahlan, siyasi ve askeri eğitimini Tunus’da aldı. Bu dönemde Dahlan’ın CIA ile bazı karanlık ilişkilere girdiği konusunda şüpheler söz konusu.
Dahlan Arafat ile yakın ilişkiler kurarken, el Fetih kadrosu tarafından aslında Arafat’ı tasfiye etme planları yürüttüğü düşünülüyordu. Dahlan 2002 yılında İngiltere’ye gitmiş, ABD, AB ve İsrailli birçok yetkili ile görüşmüştü. Dahlan’ın burada Ariel Şaron’un oğlu Umeri Şaron’la uzun görüşmeler yaptı. Arafat 2003 yılında etrafındaki şüpheli kişileri etrafından uzaklaştırma kararı aldığında bu isimler arasında Dahlan da vardı.
Muhammed Dahlan’ın, intifadanın önderlerinden Şeyh Ahmed Yasin ve Dr. Abdulaziz Rantisi hakkında birçok olumsuz görüş ve girişimleri olduğu biliniyor. Hatta Siyonist liderlerine, Rantisi’ye suikast düzenleyebileceğini açıkça ilan etti. 2003 yılında Ürdün’deki Akabe görüşmelerinde Amerika ve Siyonistlere Hamas’ı devirme planları sunan Dahlan hakkında Bush; “Bu genç, bizi hayretler içerisinde bırakıyor” demişti. Bu görüşmelere şimdi İsrail terör rejiminin başbakan yardımcısı ve ulaştırma bakanı olan Şaul Mofez, Ariel Şaron ve Mahmud Abbas da katılmıştı.
2004 yılında Arafat’a karşı giriştikleri operasyonda başarılı olarak, İçişleri bakanlığından sorumlu devlet bakanı oldu.
Dahlan hakkındaki iddialar zaman zaman gündeme geldi. 1997 yılında İsrail gazetesi Haaretz, Dahlan’ın İsrail ve uluslararası bankalardaki servetini 53 milyon dolar olarak açıkladı. Dahlan’ın bu büyük servete 3 yıl gibi kısa bir sürede ulaştığı konuşuluyor. İsrail tarafından gümrük geliri olarak toplanan aylık 1 milyon şekelin Dahlan’ın şahsi hesabına yatırıldığı da bir başka iddia.
Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas, Arafat’ın Dahlan’ın yürüttüğü bir suikastın kurbanı olduğunu hatta sadece Arafat değil, çok sayıda Filistinliye yönelik suikastta da parmağı olduğunu iddia etti.
Hamas’ın Gazze’deki askeri operasyonunun ardından Filistin’i terk etmek zorunda kalan Dahlan, bazı Avrupa ülkelerinde kaldıktan sonra Kahire’ye döndü. Daha sonra Dubai’de yaşamaya başladı.