CIA Türkiye’yi terörle vuruyor

DEAŞ’ın bir dönem iletişim emirliği görevinde bulunan ve 2016 yılında örgütten ayrılan Ebu Iyd Gerçek Hayat’a yaptığı açıklamada El Bab, Hama, Rakka, Halep ve İdlip bölgesinde görev yaptığı süre içerisinde bir çok sözde emirin CIA için çalıştığına dair güçlü deliller elde ettiğini söyledi. Ubu Iyd gördüğü bazı hakikatler sonrası yaptığı itirazlardan dolayı gözaltı ve hapisle cezalandırıldığını 2016 yılında da örgütten ayrılarak Özgür Suriye Ordusu saflarına katıldığını söyledi.

Baba Bush ile başlayan Irak işgali, ABD’nin Ortadoğu ve İslam beldelerine yönelik yeni savaş konseptinin başlangıcı oldu. İlk saldırı dalgasının başlatıldığı 1991 yılını müteakip Afganistan, Suriye ve Libya ABD Ordusu’nun doğrudan müdahale alanı oldu. Irak’ı 2003’te resmen işgal eden ve Paul Bremer isimli bir sömürge valisi atayan ABD, ülkeyi etnik ve ekonomi merkezli dilimleyen bir harita ile Irak’ta sonu gelmez çatışma sürecinin de mimarı oldu. Irak işgali ile başlayan süreçte Ebu Gureyb Hapishanesi yeni terör odakları üretme ve Irak’tan ibaret kalmayacak terör merkezlerinin de nüvesini teşkil etti. Aynı dönem Irak’ın kuzeyine konuşlandırılan ‘Çekiç Güç’, ülkenin iç bölgelerinde kurulan terör üretim merkezlerine paralel olarak başta PKK ve Peşmerge olmak üzere yeni terör odaklarına alan açtı ve himaye ederek büyüttü. Irak’tan 2011 yılı Aralık ayında tüm askerlerini çeken ABD’nin DEAŞ ve PKK odaklı geri dönüşü çok daha terör-vesayet odaklı karanlık savaş döneminin de başlangıcı olarak gösteriliyor.

İYİ TERÖR KÖTÜ TERÖR

Irak çöllerinden ABD Jepleri ile doludizgin Suriye’ye giren DEAŞ, muhaliflere karşı Halep, Humus, Lazkiye, Dera, Şam, Hama, Haseke, Rakka ve Deir Ez Zor’da olağanüstü ilerleme kaydederek Suriye’nin yüzde 38’lik kısmında egemen oldu. Irak Şam İslam Devleti adı ile sahaya giren DEAŞ’a tüm cephelerde göz yuman Uluslararası İnisiyatif Aynel Arab ( Kobani) saldırısı ile harekete geçti. Dünyanın farklı bölgelerinden 40’tan fazla ülkenin katılımı ile oluşturulan DEAŞ karşıtı koalisyon, Aynel Arab ve sonrasında Tel Abyat, Resul Ayn, Haseke, Munbiç, Tabka, Rakka ve Deir ez Zor cephelerinde DEAŞ’a alternatif olarak ikame edilen PK-PYDK terör örgütü hesabına savaşa dahil oldu. Suriye ve Irak’ta yaptığı bir çok katliama rağmen ABD başta olmak üzere batının hedefinde olmayan DEAŞ, Erbil ve Aynel Arab için saldırı başlattığı günden itibaren yeryüzünün en tehlikeli terör örgütü konumuna yükseldi. Washington yönetiminin 30 yıldır terör listesinde olan PKK’nın legal sıfat kazanması da yine bu heyula (DEAŞ) üzerinden sağlandı.

BAĞDADİ ABD ÜRÜNÜ

ABD’nin  2005-2006 yılları arasında karanlık savaş stratejisine bağlı attığı ilk adım Irak’ta Ebu Rışe öncülüğünde Sahve ( uyanış) hareketinin başlatılmasıydı. Irak’ı fikri alanda bölen ilk sosyal proje olan Sahve Hareketi çok geçmeden karşıtlık üretti ve o dönem Bağdadi’nin de tabileri arasında yer aldığı Tevhid ve Cihad Hareketi doğdu. Liderliğini Zerkavi’nin yaptığı Tevhid ve Cihad Grubu, Sahve Hareketi’nin işbirlikçi tavrına karşısında tüm toplumu kafir ilan eden bu aşırı oluşum DEAŞ’ın nüvesini teşkil etti. Ebu Gureyb’te karanlık 8 aylık bir dönem geçiren ve rehabilite başlığı altında yeni sürece hazırlanan isimlerden biri olan Bağdadi, Zerkavi sonrası Ömer el Bağdadi’nin lider olarak seçildiği Tevhid ve Cihad örgütüne çok geçmeden ’emir’ olarak atandı. Halen gizemini koruyan Ebu Bekir el Bağdadi’nin Ebu Gureyb’te birlikte kaldığı bazı dönem arkadaşları, onun uzun vadeli projeler konusunda CIA tarafından özel eğitime tabi tutulduğunu belirtiyorlar.

İLK TEMAS HATTI IRAK

Suriye’de yüzlerce yerleşim birimini işgal eden DEAŞ’ın ABD ile doğrudan destek teması ilk olarak 2013 yılında Irak’ta yaşandı. Suriyeli Muhalif Cephe’nin Genel Kurmay Başkanlığı görevinde bulunan Ahmed Berri Felluce’den Dera’ya binlerce kilometrelik alanı işgal eden DEAŞ’a körfez üzerinden büyük çaplı araç ve cephane desteğinin CIA tarafından sağlandığını söylüyor. Ahmed Berri, CIA bağlantılı isimlerin Japonya’dan Irak’a 5 binden fazla Toyota marka pikapı deniz yolu ile getirerek DEAŞ’a teslim ettiği bilgisini verdi. General Berri, Bağdat üzerinden yapılan teslimatın Irak’ta o dönem Başbakan koltuğunda oturan Nuri el Maliki desteği ile gerçekleştiğini iddia ediyor.

KERKÜK VE MUSUL’DA İSTİHBARAT DESTEĞİ YİNE ABD’DEN

Terör örgütünün şok baskınlarla teslim aldığı yüzlerce yerleşim birimi arasında önem seviyesi yüksek yerlerden Musul ve Kerkük’te ABD, DEAŞ’a istihbarat desteği sağladı. Irak Ordusu’nda uzun yıllar görev yapan ve 2005-2009 aralığında da Kerkük’te asayiş biriminde görev yapan Türkmen asıllı eski bir asker, Kerkük ve Musul’un düşmesinin Suriye ve Irak tiyatrosunun başlangıç noktası olduğu şeklinde görüş belirtiyor.

DEAŞ’IN EMİRLERİ CIA ELEMANIYDI

DEAŞ’ın bir dönem iletişim emirliği görevinde bulunan ve 2016 yılında örgütten ayrılan Ebu Iyd Gerçek Hayat’a yaptığı açıklamada El Bab, Hama, Rakka, Halep ve İdlip bölgesinde görev yaptığı süre içerisinde bir çok sözde emirin CIA için çalıştığına dair güçlü deliller elde ettiğini söyledi. Ubu Iyd gördüğü bazı hakikatler sonrası yaptığı itirazlardan dolayı gözaltı ve hapisle cezalandırıldığını 2016 yılında da örgütten ayrılarak Özgür Suriye Ordusu saflarına katıldığını söyledi. Başta Suud, Tunus, Libya ve BAE kökenliler olmak üzere Avrupa’dan gelen yüzlerce üst düzey ismin örgütle ABD ve batılı istihbarat servisi bağlantısını sağladığını ifade eden Ebu Iyd, DEAŞ’ın Türkiye ve ÖSO’ya karşı verdiği savaşın da bu isimler tarafından verildiğini vurguladı. ABD’nin Çobanbey, Cerablus, Aktarin, El Bab cephelerine hava desteği vermemesine dikkat çeken Ebu Iyd bir çok cephede CIA için çalışan sözde DEAŞ emirinin yine Pentagon tarafından özellikle korunduğunu ve hiç bir hava saldırısına maruz kalmadan varlıklarını sürdürdüğünü söyledi.

KENDİ TERÖRİSTLERİNİ TAHLİYE ETTİ

Suriye ve Irak’ta miadı dolan ve PKK ile Peşmerge’ye binlerce kilometre toprak teslim eden DEAŞ’ın bitme sürecinde ABD helikopterleri devreye girdi ve Irak’ta Telafer ve Musul, Suriye’de ise Deir ez Zor bölgelerinden onlarca kendi ajanını tahliye etti.  Pentagon, erime sürecinde Deir ez Zor ve Rakka’dan hava ve karayolu aracılığı ile özel ajanlarının tahliyesini sürdürdü. 2014 Temmuz yılı sonunda başlayan PKK-DEAŞ devir teslim senaryosu Rakka ile son buldu. Yeni Şafak’ın 4 ayrı haberle gündeme taşıdığı ABD-DEAŞ işbirliği Kasım ayı içerisinde başta Reuters ve BBC olmak üzere batılı basın yayın kuruluşları tarafından da paylaşıldı. Erbil üzerinden 500’den fazla DEAŞ’lı teröristi farklı ülkelere taşıyan ABD, Rakka’dan ise bin 300 militanı Türkiye ile savaşması için İdlip hattına nakletti.

CANLI BOMBA ŞANTAJI

Eylül-Ekim-Kasım aylarında tahliye edilen DEAŞ’lılardan bazılarına Türkiye’de canlı bomba eylemi yapmaları karşılığında ailelerinin güvende olacağı garantisi verildi. Türkiye sınırında yakalanan bazı militanlar bu kirli planı itiraf ederken bazı teröristlerin de Suudi Arabistan ve Libya’ya götürüldüğü bilgisini verdi. Türkiye sınırında yakalanan ve DEAŞ’ın sözde emirleri arasında yer alan Mısırlı Ebu Zeyd, Musul, Rakka, Deir ez Zor bölgelerinden çıkarılan bazı teröristler Irak ve Suriye başta olmak üzere önümüzdeki günlerde yapılacak özel operasyonlar için ABD’ye ait bir üste saklanıyor’ dedi. ABD’nin İdlip’te intikal faaliyetlerine devam eden TSK’yı sabote etme ve Afrin operasyonunu engelleme amaçlı girişimleri sürüyor. Suriyeli muhalifler İdlip’teki Türk üslerine sızmaya çalışan 2 canlı bombayı etkisiz hale getirdi. Ebu Dali bölgesinden 800 teröristin muhalif bölgelere sızma girişiminin arka planında da ABD olduğu belirtiliyor. Rakka’dan Hama’ya bağlı Rahcan ve Ravda bölgelerine gönderilen yüzlerce araçlık DEAŞ konvoyu hiç bir müdahale olmadan, ABD-DEAŞ arasında yapılan anlaşmaya paralel olarak hiç bir engelle karşılaşmadan TSK’nın konuşlandığı bölgelere en yakın noktalara ulaştı.

PKK’YI ZOR GÜNLER BEKLİYOR

Türkiye’nin Afganistan’da konuşlu silahlı birliklerini komuta eden Emekli Albay Haydar Ateş, ABD’nin yeni konseptini terör örgütlerini konjonktür ve menfaat eksenli kullanıma tabi tutan karanlık savaş stratejisi olarak değerlendiriyor. ABD-PKK ittifakını sun-i ve sürdürülemez işbirliği olarak gördüğünü belirten Haydar Ateş, küresel müdahalelere rağmen bölge aktörlerinin işbirliği tüm karanlık senaryoları boşa çıkaracaktır’ diye konuştu. Ateş ayrıca, PKK’yı zor günlerin beklediğini Irak ve Suriye’den tasfi”ye süreçlerinin çok uzak olmadığını kaydetti.

Benzer konular