Başbakan Binali Yıldırım’ın açıklamalarına göre beş buçuk milyon kişi bedelli askerlik bekliyor. Eşinden, çocuğundan uzun süre ayrı kalmanın aile problemlerine yol açacağını, aylar boyunca işlerinden uzak kalmanın hem ekonomik hem de sosyal açıdan büyük sıkıntılara sebep olacağını düşünenler bedelli askerlik talep ediyorlar. Sadece askerliğini yapmayanlar değil onların eşleri, anne ve babaları ile çocukları da bedelli lobisinin bir parçası haline gelmiş durumdalar.
Türkiye’nin hiç değişmeyen gündemlerinden biri bedelli askerlik, diğeri ise kadro isteyen taşeron çalışanlar. Bu iki gruba atama bekleyen öğretmen adayları ile kadro isteyen memur adayları da dahil edilebilir. Hükümetin taşeron çalışanları kadroya almasının ardından bedelli askerlik bekleyenlerin umudu daha da arttı. Neredeyse her platformda bedelli askerliği gündeme getiriyorlar, buldukları her fırsatta bedellinin ne zaman çıkacağını soruyorlar. Hükümet üyelerinden gelecek her küçük açıklamayla umutlanan bu kişiler, özellikle de sosyal medyada örgütlenip kamuoyu oluşturmaya çalışıyorlar. Sayıları hakkında hiç kimsenin tam bir bilgi sahibi olmadığı bedelli lobisi, seçim öncesi bir kez daha umutlanmış durumda.
Son olarak 2014 yılında çıkartılan bedelli askerlik düzenlemesinin üzerinden 4 yıl geçti ve bedelli askerlik bir kez daha Türkiye’nin önünde seçenek olarak duruyor. Kamuoyundan gelen yoğun talep üzerine ilk açıklama Başbakan Binali Yıldırım’dan geldi ve düzenleme için seçim sonrasını işaret etti. Yaklaşık 5 milyonun üzerinde bir genç nüfusun askerlik sorunuyla karşı karşıya olduğunu hatırlatan Yıldırım, bedelliye hayli olumlu bakıyor. Askerlik şubesi önündeki yığılmayı da dikkate alan Başbakan, seçimlerin hemen ardından ele alacakları ilk konunun bu olacağını söylüyor.
Başbakan Binali Yıldırım tarafından yapılan açıklamaya göre Türkiye genelinde öğrencilik dolayısı ile askerliğini tecil ettiren kişi sayısı 1.885.438, öğrencilik dışında tecil ettiren kişi sayısı 2.930.279, yoklama asker kaçağı olan kişi sayısı 570.422, bakaya sayısı 56.947, firarı sayısı ise 5772 kişi. Toplam bedelli askerlik bekleyen kişi sayısı ise 5,5 milyon.
HÜKÜMET SEÇİM SONRASINI İŞARET EDİYOR
24 Haziran sonrası Türkiye’nin yeni sisteminde Hükümeti kuracak isim Cumhurbaşkanı olacak. Türkiye ilk kez Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemiyle tanışacak ve kabineyi de Cumhurbaşkanı seçecek. Peki yeni sistemin ilk Cumhurbaşkanı olmaya en yakın isim Recep Tayyip Erdoğan, bedelli askerliği nasıl bakıyor dersiniz? Bedelli askerlik bekleyenler sorularını sadece sosyal medyadan ve CİMER üzerinden Cumhurbaşkanı’na iletmiyorlar, ulaşabildikleri her kanalı devreye sokuyorlar. Canlı yayına katılan Erdoğan’a bir kez daha bedelli askerlik soruldu. Binali Yıldırım kadar bedelli askerliğe pozitif bakmamakla birlikte Erdoğan da, seçim sonrasını işaret etti.
Asker adaylarının oluşturduğu birikimden haberdar olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı’nın önemli bir çekincesi ise Türkiye’nin güneyinde süren terör operasyonları. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarının ardından Kandil’e yönelik operasyonun konuşulduğu bugünlerde bedelliyi öne çıkarmanın yanlış olacağını savunuyor Erdoğan ve seçimden sonra tüm boyutlarıyla konuyu değerlendirmenin gereğine işaret ediyor. Daha önce büyük bir kararlılıkla bedellinin olmayacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim sonrası bedelliyi gündemine alacağını söylemesi kamuoyundaki olumlu beklentileri güçlendirdi.
Bedelli askerlik konusu sadece Cumhurbaşkanı ve Başbakanın gündeminde yer almıyor, 24 Haziran seçimlerinin de önemli başlıklarından birisi. Böyle olunca muhalefet adayına da soruldu aynı soru. CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, askerlikle ilgili yeni düzenleme yapacaklarını söylüyor ama bu düzenlemenin nasıl olacağına dair henüz bir kararı yok. Bedelli isteyenlerin içinde bulundukları durumu anladığını belirten İnce, profesyonel orduyu daha da genişletmeyi ve zorunlu askerliği iki aya indirmeyi öneriyor. İnce, seçim öncesi bedelli askerlik tartışmasına girmekten yana görünmüyor.
Peki siyasilerin gündemine giren bedelli askerliği elzem olarak görenler ne diyor? Niçin bu kadar bedelli askerliğin çıkmasını istiyorlar ve hangi gerekçeleri ileri sürüyorlar?
HERKESİN FARKLI HİKAYESİ VAR
Bedelli askerlik isteyenlerin aktif olarak örgütlendiği sosyal medya sitelerine baktığınızda, kurulan internet sitelerini okuduğunuzda herkesin farklı bir hikayesinin olduğunu görüyorsunuz. Bedelli isteyen gençlerin büyük bir bölümü aylar boyunca işlerinden uzak kalmanın hem ekonomik hem de sosyal açıdan büyük sıkıntılara yol açacağını düşünüyorlar. Pek çoğu kendisi dışında da bakmakla yükümlü olduğu anne ve babasını, engelli kardeşlerini hatırlatıyor. Yine askerlik yapmadan evlenen ve çocuk sahibi olanlar da, çok uzun süre ayrı kalmanın ciddi aile sorunlarına yol açabileceğini savunuyor.
Sadece askerliğini yapmayanlar değil onların eşleri, anne ve babaları ile çocukları da bedelli lobisinin bir parçası haline gelmiş durumdalar. Bedelli askerlikle ilgili kurulan bir internet sitesine mektup yazan Nazlıcan Ulaş, eşinin 1988’li olduğunu ve astım hastası küçük çocuğuyla yaşadığını anlatıyor. Ailenin bir diğer üyesinin ise eşinin annesi olduğunu aktaran Nazlıcan Ulaş, eşi askere gittiği takdirde kendilerine bakacak kimsenin olmamasından yakınıyor. Bedelli askerlik bir an önce çıkarsa mağduriyetlerine çözüm olacağını da eklemeden edemiyor.
Askerliğini tecil ettiren 1989 doğumlu Ömer Faruk Uzun ise iş hayatında ciddi sorunlar yaşadığını ve dolandırıldığını aktarıyor. “60 bin TL kadar dolandırıldım. Daha sonra bir işe girdim ve aldığım tüm maaşı borcumu ödemek için kullanıyorum. Babam emekli ve iki kardeşim de okuyor. Hem borç ödüyor hem de kardeşlerime harçlık gönderiyorum” diye içinde bulunduğu durumu paylaşan Uzun, bakaya durumundan dolayı işverene yönelik ceza uygulamasıyla da mağdur olduğunu söylüyor.
Bedelli askerlik isteyenlerin hikayeleri bunlarla sınırlı değil elbette. Aileleriyle birlikte yüz binlerce kişinin beklentisi olan bedelli askerlik uygulamasının ciddi bir toplumsal soruna çare olacağı düşünülüyor. 7 yaşındayken babasını kaybeden 1990 doğumlu Aydın Karakaya da, 9 yaşından bu yana çalıştığını ve annesinin yalnız kalmaması için evlendiğini anlatıyor. Kendisinin açık öğretime devam ettiği bilgisini veren Karakaya mektubunda, “Eşim hamile ve artık bakmakla yükümlü olduğum üç kişi var. Ailemi bırakıp askere gidersem onlara kim bakacak? Bu sorundan dolayı geceleri uyuyamıyorum ve tüm psikolojim bozulmuş durumda. Bedelli askerliğe mecburum, lütfen yardım edin.” diye çağrıda bulunuyor.
Bedelli askerlik için mücadele edenler sadece sosyal medyadan seslerini duyurmaya çalışmıyorlar. BİMER ve CİMER’e hergün binlerce bedelli askerlik dilekçesi geldiği biliniyor. Bedelli için her yolu deneyen bu kişiler, karşılaştıkları her yetkiliye dertlerini anlatıyor, isteklerini seslendiriyorlar.
DÖVİZLE ASKERLİKTEN BEDELLİYE
Türkiye’de bedelli askerlikten çok yurt dışında çalışanların faydalandığı dövizli askerlik uygulaması geçerliydi. Özellikle de Avrupa’daki gurbetçilerin yararlandığı dövizli askerlik, yaz aylarında yapılıyordu ve tercih edilen şehir ise Burdur’du. Bu nedenle uzun yıllar boyunca Burdur’daki fotoğraf stüdyoları gurbetçilerin asker fotoğraflarını çekti. Stüdyoda bulundurulan G-3 piyade tüfeği görünümlü silah, üniformalar içerisindeki gurbetçi gençlerin vazgeçilmeziydi. Askerliğin tamamlanmasının ardından stüdyoya gidiliyor ve mutlaka bu poz veriliyordu.
Ağırlıklı olarak gurbetçilerin faydalandığı bu hizmet, 1980’li yılların ortasına doğru suistimal edilmeye başlandı. Pek çok genç dövizli askerlikten yararlanmak için yurt dışında çalışmaya gidiyor veya gerçek ya da sahte belgelerle kendisini yurt dışında çalışıyor gösteriyordu. Tüm sıkı denetimlere rağmen yaşanan suistimallerin önüne geçemeyen TSK, sonunda bedelli askerliğin önünü açtı ve ilk kez 1987’de TBMM’den geçen düzenlemeyle gerekli şartları yerine getirenlerin bedelli askerlik yapması mümkün oldu.
Bugüne kadar farklı gerekçelerle 5 kez kabul edilen bedelli askerlikten 398 bin 731 kişi faydalandı. Bedelli askerlik kararlarında belirlenen ücret ise her defasında farklılık gösterdi. İlk yıllarda döviz ile bedelli askerlik yapılabilirken, son uygulamalarda Türk Lirası kullanılmaya başlandı.
BEDELLİNİN NEDENİ YOĞUN TALEP Mİ?
17 Ağustos depreminin ardından çıkartılan 1999 yılı bedelli askerlik uygulamasında yaşa göre iki farklı tutar belirlenmişti. 1 Ocak 1973’ten önce doğanlar 15 bin, 1 Ocak 1960’tan önce doğanlar ise 20 bin Alman Mark’ı ödemek zorundaydı.
AK Parti iktidarının ilk bedelli uygulaması ise 2011’de gerçekleşti. 30 yaşından gün alan yükümlüler 30 bin TL ödeyerek sadece 21 gün askerlik yaptılar. 2014’te ise hem tutarı hem de yaş aralığı askerlik hizmetini yapmamış kişiler için cazipti. 31 Aralık 2014 tarihi itibariyle 27 yaşını doldurmuş 203 bin kişi 18 bin TL ödeyerek askerlik hizmetinden muaf oldular. Yurtdışında toplamda en az 3 yıl çalışmış olan Türk vatandaşları ise 1.000 Euro ödeyerek askerlik hizmetini yerine getirmiş kabul edildiler
Bedelli askerlik kararları her defasında başka gerekçelerle alınsa da, asıl belirleyici olan hep yoğun talepti. Askerlik hizmetini yapmakta geciken vatandaşların yoğun isteklerine direnemeyen hükümet, her defasında başka gerekçelerle bedelli askerlik hizmetine başvurdu. Bu kararların özendirici yönünün bütçeye katkı olduğu savunulmakla birlikte önemli bir nedeni de askerlik şubelerinde yaşanan yığılmaydı.
ASKERİ UZMANLAR NE DİYOR?
Askeri vesayetin hakim olduğu yıllarda bedelli askerlik de TSK’nın kararı olarak değerlendiriliyor ve siyasi iktidar düzenlemeyi Genelkurmay’a havale ediyordu. Oysa ki, zorunlu askerlik siyasi otoritenin kararına bağlı bir konuydu. Gittikçe profesyonelleşen ordu yapısında zorunlu askerliğe duyulan ihtiyaç azalmakta ve profesyonel asker sayısı her geçen gün artmakta. Karargah ve birliklerde artık yardımcı hizmetlerde er ve erbaşlar yerine sivil görevliler çalışıyor. Böyle olunca da TSK’nın zorunlu askerlikle gelen er ve erbaşa eskisi gibi ihtiyacı kalmamış görünüyor. Ordu yapısındaki bu değişimi gözlemleyen uzmanlar, ağırlıklı olarak zorunlu askerliğin süresinin kısaltılmasını savunuyor. Birkaç aylık temel askerlik eğitiminin yeterli olacağını vurgulayan askeri uzmanlar, geleneksel değerler açısından bedelliye karşı çıkmakla birlikte tek seferlik uygulamanın kabul edilebileceği görüşündeler.
Askerlik hizmetinin Türk milletinin en kutsallarından biri olduğunu hatırlatan emekli asker Coşkun Başbuğ, “Bu millet tarih boyu askerlik hizmetini kutsal vatan borcu olarak görmüş ve bu hizmeti yerine getirmeyi bir şeref ve onur saymıştır. Bu öylesi bir şeref ve onurdur ki, engelli vatandaşlarımız bir gün olsun, bir saat olsun o elbiseyi giyebilmek için kışlaların kapısına dayanırlar. Engeli olmadığı halde bu borcunu bir şekilde ödemeyenlerde milletçe kusur aramış ve bu kişileri birçok toplumsal haktan mahrum bırakmıştır” diyerek Türk halkının büyük bir çoğunluğunda hakim olan yaklaşımı seslendiriyor.
Anadolu’da hala askerlik hizmetinin hayatın ikinci evresinin başlangıcı olarak görüldüğünü vurgulayan Başbuğ, artan teknoloji ve uzmanlaşmanın sonucu olarak TSK’da er ve erbaşa ihtiyacın çok azaldığını dile getiriyor. TSK’nın gelecek konseptinde profesyonel asker ağırlığının daha da artırılması kararının olduğunu dile getiren Coşkun Başbuğ, tüm vatandaşlar için eşit bir zorunlu askerliği doğru tercih olarak görüyor ve bedelliye mesafeli bakıyor.
Yeni TSK yapılanmasında sahra şartlarında yer almayan yeme içme, temizlik vb. rutin lojistik hizmetlerin sivil firmalarca yapılmasını öneren güvenlik uzmanı Dr. Eray Güçlüer, öncelikle ordunun normal er ve uzman erbaşlar dahil rütbeli personel ihtiyacının belirlenmesini istiyor. Askerlik süresinin kısaltılmasını çözüm olarak öneren Dr. Güçlüer, “Buna göre uzman erbaş ve diğer rütbeli personel temin edebilme kapasitesi hesaplanarak azalan ihtiyaç oranında askerlik süresi kısaltılmalıdır. Karargah ve kurumlarda dış koruma ve fiziki güvenlik ihtiyacı “özel güvenlik şirketleri” kullanılarak sağlanabilir.” diyerek ordunun yeniden yapılandırılmasının önemine dikkat çekiyor.
Sadece erkeklerin değil kadınların da temel askerlik eğitimi alabileceğini savunan Dr. Güçlüer, “Askerlik şubeleri özellikle temel askerlik dönemlerinde askere gideceklerin bürokratik ve temel lojistik ihtiyaçlarını baştan itibaren karşılayarak, askere gidenlerin sadece temel taktik ve askeri bilgileri alacakları eğitim süreçlerinin etkinliğini artırmaları sağlanmalıdır. Askerlik şubeleri sorunları baştan halletmeli, eğitim birliklerine bırakmamalıdır. Böylece karargahtaki eğitim süresi daha rasyonel kullanılabilecektir” diyor.
Bedelli askerlikten daha çok zorunlu askerlik süresinin kısaltılmasını önemli gören askeri uzmanlar, bedellinin istisnai bir durum olarak görüyorlar.
***
BEDELLİ İÇİN NE DEDİLER?
Cumhurbaşkanı Erdoğan
Çok ciddi bir birikim var, kabul ama bir tarafta da Afrin var, Cerablus var. Diğer tarafta Sincar’ı, Kandil’i konuşuyoruz. Bütün bunlar da ortada. Bunların konuşulduğu bir dönemde eğer hemen bedelliyi öne çıkarma noktasına gelirsek bu yanlış olur ve halkım bize bu noktada ‘Ne yapıyorsunuz’ der. Onun için seçimi atlatalım, seçimden sonra bu işin askeri boyutunu değerlendiririz. Ondan sonra kendi kabinemizde, ekibimizle ortak aklı oluştururuz.
Başbakan Yıldırım
Seçimden önce bedelliyle ilgili zaten bir çalışmaya zaman yok, yapılamaz. Ama bunun bir sorun olduğunu biliyoruz. Niye sorun? Askerlik çağına gelmiş 5 milyondan fazla gencimiz var. Bu gençler diyor ki ‘Bizi askere alın. Bir an önce askerliğimizi yapalım ondan sonrada düzenimizi kuralım. Biz diyoruz ki ‘Kusura bakmayın alamayız, bekleyin.’ Çünkü ancak yılda 350 bin kişi alabiliyoruz. Eğer bu kadar alırsak her sene, 15 sene bu yığılmayı ortadan kaldıramayız. Bu sorun vatandaşlarımızın sorunu değil. Onların bu işte hiçbir kabahati yok. Biz hükümet olarak, yönetim olarak buna bir çare bulmak mecburiyetindeyiz. İnşallah seçimden sonra ele alacağımız en önemli konulardan biri bu olacak.
Mahir Ünal – AK Parti Gen. Bşk. Yard.
Kuzey Irak’ta, Kuzey Suriye’de terörü kaynağında kurutmaya dönük çalışmalarımız belli bir aşamaya gelir ve bu konuda bir rahatlık oluşur, ondan sonra tabii ki bedelli askerlik gündemimize alınır, değerlendirilir. Çünkü siyasetin görevi, toplumun ihtiyaçlarını ve taleplerini dikkate almak ve çözmektir.
Mustafa Destici – BBP Genel Başkanı
Bizim askere alma sistemimizde bir problem var. Öncelikle bu problemin ortadan kaldırılması gerek. İkinci olarak da bu yığılmaya da bir çözüm bulmak lazım. Bunun ben direkt bedelli olarak çözümünden yana değilim. Mutlaka, şu anda bedelli askerlik bekleyen ya da asker kaçağı konumunda olanlar, ertelemiş olanlar, kaç yüz binse mutlaka bir askeri elbiseyi giymeli, temel eğitimi almalı ondan sonra da herkesin kendi bütçesine göre ve mesleğine göre bir çözüm üretilmeli.
***
E.Kur. Yarb. Dr. ERAY GÜÇLÜER – Güvenlik Uzmanı
Kadınlar bile askeri eğitim almalı
Günümüz modern ordularının gelecek vizyonları iki ana faktöre göre belirlenmektedir. Birincisi teknoloji, ikincisi de uzmanlaşmadır. Önümüzdeki süreçte Türk Silahlı Kuvvetlerinin oluşturulacak yeni kuvvet yapısı bu çerçevede dizayn edilmelidir. Zira her iki faktör de, birim maliyetlerini yükseltmekle birlikte kuvvet etkisini artırmakta ve asker sayısını azaltmaktadır.
Dolayısıyla TSK’nın teknolojik seviyesinin artması ve uzmanlaşma seviyesinin yükseltilmesine bağlı olarak “bedelli askerlik” uygulaması yerine askerlik süresinin kademeli olarak azaltılması daha uygun bir çözüm olabilir. Böylece kısa dönem, uzun dönem, yedek subaylık, bedelli askerlik, öğrenime bağlı tecil vb. pek çok çeşidi olan asker alma sisteminin olabildiğince homojen hala getirilmesi TSK’nın emir komuta yapısını güçlendireceği gibi toplumsal eşitliğin sağlanmasında yararlı olacaktır.
Öncelikle TSK’nın yıllara sari muvazzaf asker ihtiyacı belirlenmelidir. Bu surette askerlik süresinin ortalama 3-4 aylık bir süreye indirilmesi söz konusu olabilir. Bu 3-4 aylık süre temel eğitim süresi olup, statüsü ne olursa olsun herkesin hatta kadınların bile belirli yaşlarda alması gereken temel askeri eğitimi kapsamalıdır.
Bu sistemin olası zafiyetlerini ortadan kaldırmak için sınırlı da olsa belirli şart ve durumlardaki kadınların ABD ve İsrail örneğinde olduğu gibi askerlik sistemine dahil edilmeleri sağlanmalı, ayrıca modern ve çok güçlü bir ihtiyat sistemi kurulmalıdır. Bu durumda evet askerlik sistemi kısaltılmış olacak ama yedeklik döneminde daha sık eğitim ve tatbikatlarla TSK’nın muhtemel bir konvansiyonel savaş durumunda nitelikli asker/personel ihtiyacı karşılanabilecektir.
Sonuç olarak teknoloji ve uzmanlaşmaya bağlı olarak askerlik süresinin kademeli olarak kısaltılması ve bedelli askerlikle birlikte daha kalıcı bir çözüm olabilir.
E. Kur. Alb. COŞKUN BAŞBUĞ (Güvenlik Uzmanı)
Kısa süre de olsa herkes silah altına girmeli
Son dönemlerde askerlik hizmetinde bedelli-bedelsiz, kısa-uzun, asil-yedek gibi birçok model türedi ve bu modeller toplum nezdinde ciddi tartışmaları da beraberinde getirdi. Milletimiz hem modellerin getirdiği eşitsizlikten hem de kutsallarla oynanmasından rahatsızlık duydu. Ben de bu düşüncelere katılmaktayım.
Son yıllarda Türk Silahlı Kuvvetlerinde uygulamaya geçirilen yeni konsept anlayışı ve bu anlayış nedeniyle kadrolarda yapılan değişiklikler asker sayısının azaltılması zorunluluğunu doğurdu. Kadrolardaki bu azalma asker hizmetine alınması gereken gençlerimizin sayısında ciddi şişmelere neden oldu. Dünyanın en genç nüfusuna sahip ülkemizin bu gurur verici durumu böylesi bir şişkinliğin temel nedenidir. Askerlik hizmeti çağı gelen gençlerimizin önemli bir kesimi bu daralma nedeniyle ihtiyaç fazlası konumuna düştüler. Bir sorun haline gelen bu durum olarak çözüm bekliyor. AK Parti iktidarı işte bu sorunu çözme adına kolları sıvadı ve bedelli askerlik konusunu tekrar masaya yatırmaya karar verdi.
Böylesi bir sorunun çözümü için başka şansınız yok gibi görünüyor ancak meseleyi bu duruma getirmemek için gerekli tedbirlerin çok daha önceleri alınması gerekirdi. Bu konuda bana göre en mantıklı çözüm askerlik hizmet süresinin kısaltılması olabilir. Kısaltma yapılsa da bana göre taviz verilmemesi gereken konu her Türk gencinin bu ocaktan bir şekilde geçmesi olmalıdır. Ortadoğu’nun virüsü İsrail dünyanın neresinde olursa olsun, kadın ve erkek her İsrail vatandaşını yılda iki ay silah altına alarak askerlik hizmeti yaptırıyor. Benzer mantıkla, bizim de her gencimizin askerlik sürecini yaşamasının gelecekte ülkeye inanılmaz getirileri olacaktır.
***
Bedelli hangi tarihte ne kadardı?
TARİH KİŞİ SAYISI ÜCRET
1987 18 bin 433 100 milyon Alman Markı
1992 35 bin 111 168 milyon Alman Markı
1999 72 bin 290 1 milyar 66 milyon Alman Markı
2011 69 bin 073 2 milyar 230 milyon TL
2014 203 bin 824 3 milyar 668 milyon TL