Almanya’da yaşanan ‘koruyucu aile’ belâsı

korunmasına yönelik yasal düzenlemeler bulunmasına ve çocukların bakım ve eğitiminin, anne ve babanın en tabii hakkı ve en önde gelen yükümlülüğü olduğu vurgulanmasına rağmen Gençlik Daireleri, ‘çocuğun yüksek yararı ve selameti’ (kindeswohl) iddiasıyla bazı ailelerin çocuklarına el koyarak aileleri mağdur etmekte. Cinsel istismar, şiddet, psikolojik baskı, bakımsızlık gibi durumlarda çocuğa tanınan hakların devreye girmesi ve devletin çocuğun gelişimi için seferber olması sosyal devletin önemli bir kazanımı, ancak Alman Gençlik Dairelerindeki sorunlar, sosyal hizmet uzmanlarının yasaların onlara verdiği geniş yetkileri suiistimal etmesinden kaynaklanıyor.

KORUYUCU AİLE SİSTEMİNİN İŞLEYİŞİ SORUNLU

Her ne kadar Gençlik Daireleri Türk toplumunun gündemine medyaya yansıyan bazı tartışmalı uygulamalar ile girmiş olsa da, sıkıntı yaşayan sadece Türk ve göçmen aileler değil. Almanlar arasında da Gençlik Dairesinin uygulamalarına ‘Kinderklau’-‘Çocuk hırsızlığı’ adı altında tepki büyük. Sorunlu uygulamalar defalarca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine ve Avrupa Parlamentosu gündemine taşındı.

Yeni sayımızda!

Benzer konular