Kanadalı araştırmacı Jeffery Christian’ın yaptığı araştırma, bağışıklık sistemi için çok önemli olan A vitamininin gıdalarda giderek azaldığını ortaya koyuyor. Araştırmaya göre, 50 yıl önce yetişen bir elma 90 miligram A vitamini içerirken, 1999’da yetişen elmalar 50 miligram içeriyor. 50 yıl önceki bir portakalın besin değerini alabilmek için, şimdi 21 portakal yemek gerekiyormuş. Eskinin 1 şeftalisi ise, şimdinin 26 şeftalisine eşit besin değeri taşıyormuş.
Yazın ortasını geçtik ve meyvelerin pek çoğu olgunlaştı. Daha çok kış mevsiminde yenilmesi gereken ve vücutta hararete yol açan bakliyat ve etin artık mevsimi değil. Şimdi bedeni serinleterek yazın etkilerini azaltan ve de taze vitaminlerle bedeni gençleştiren, dinçleştiren taze meyvelerle beslenmenin tam zamanı.
Yaz vesilesiyle bu kez de şeftaliyi ele alacağız. Zira şeftali, lezzeti muhteşem, besleyiciliği yüksek, yenilmesi hoş, bol vitaminli, özellikle de kabuk rengi nedeniyle antioksidan bir meyve.
Elbette hemen her hususta dünyada yazılmamış bir şey yok. Biz de şeftali bahsine bizden daha iyi kaleme almış olan Dr Hafız Cemal Lokmanhekim’den bazı nakiller yaparak başlayalım. Şöyle diyor merhum;
Şeftali çeşit çeşit vitaminlerden oluşmuş şifalı bir ilaçtır.
Hadsiz, hesapsız cevherlerle yoğrulmuş bir kudret macunudur!
Kemikleri sertleştiren, çocukları, gençleri boylatan, dişleri inci gibi parlatan bir meyvedir şeftali!
İnsanın çehresini ayın on dördü gibi parlak yapan bir iksirdir şeftali!
Aşk duygularını kamçılayan bir devadır şeftali!
Bediî duyguları artıran bir şifadır şeftali!
Sinirleri kuvvetlendiren, aklı zekâveti çoğaltan bir şekerlemedir şeftali!
Şeftali mide ve bağırsağa ulaşınca büyük bir sempatiyle sinirler faaliyete başlar. Hazımdan sonra kana geçen şeftalinin cevherleri, vitaminleri, madenleri ait oldukları hücrelere yerleşip temessül ederler, sindirilmiş olurlar.
Sinir merkezleri ve ruh siniri olan sempati kordonları, telleri faaliyete geçerek, fabrikaları, bütün dâhili guddeleri, iç bezlerini, hormon fabrikalarını tembih ederler.
Gerek kadınların ve gerek erkeklerin bediî hayat hormonlarını işleterek bereketleştirirler.
Kuvvet cevherlerini lüzumunda kullanmak üzere istif ederler, depo yaparlar.”
Şeftalinin hasletlerini anlatmak için “Hakiki aşk hayatının güzel şeftalileri ve gözlerin sıhhî rolleri” adlı bir risale yazan Dr Hafız Cemal merhum, şeftali yemenin yararları için de şu mısraları kaleme almış:
Hormonların kuvvetini şahlatan şeftalidir şeftali
Çocuk yapmak cevherini hazırlayan şeftalidir şeftali
Güzelliği, kanlılığı yapan şeftalidir şeftali
Civanlığı, nazlılığı kuran şeftalidir şeftali
Aşkı, hırsı uyandıran şeftalidir şeftali
Vuslatı, kavuşmayı başaran şeftalidir şeftali
Şirinliği, pembeliği bağışlayan şeftalidir şeftali
Ümidi, ülküyü parlatan şeftalidir şeftali
Kabızlığı, pekliği gideren şeftalidir şeftali
Hazmı, sindirimi kolaylaştıran şeftalidir şeftali
Simayı, çehreyi nurlandıran şeftalidir şeftali
Benzi, yanakları pembeleştiren şeftalidir şeftali
ŞEFTALİYİ DE BOZDULAR
Modern zamanlarda verimlilik masalıyla tohumların yanı sıra ağaçlara da müdahale ettiler. Sentetik gübrelerle beslediler. Tarım kimyasallarını bolca kullandılar. Ağacı bodurlaştırdılar. Ardından şeftalimizde de ne koku, ne tat, ne de lezzet kaldı.
Bu hususta bizde pek yapılmasa da farklı ülkelerde eski ve yeni meyvelerin besin değerleri arasındaki farklar incelenmektedir. Eldeki neticeler ne yazık ki memnun edici değil. Bu yüzden gerçeği gören bazı kimseler, eski ağaçların peşine düşmüş, eski usullere yönelmiştir.
Kanadalı araştırmacı Jeffery Christian’ın yaptığı araştırma, bağışıklık sistemi için çok önemli olan A vitamininin gıdalarda giderek azaldığını ortaya koyuyor. Araştırmaya göre, 50 yıl önce yetişen bir elma 90 miligram A vitamini içerirken, 1999’da yetişen elmalar 50 miligram içeriyor. 50 yıl önceki bir portakalın besin değerini alabilmek için, şimdi 21 portakal yemek gerekiyormuş. Eskinin 1 şeftalisi ise, şimdinin 26 şeftalisine eşit besin değeri taşıyormuş.
Bu veriler gerçekten ürkütücü bir hâl. Besinlerin yok olması bir yana, bir de toksik madde kalıntıları var bünyelerinde.
Şu an muhtemelen, ‘Hem şeftali yiyin diyorsunuz, hem de mevcut şeftalilerin besinsizliğinden söz ediyorsunuz, peki ne yapmalı’ şeklinde soruyor olmalısınız. Bu durumda yapılacak olan şey, sadece şeftali için değil, her gıda için doğru ve geleneksel olana yönelmek. ‘Bulamıyorum’ diyebilirsiniz. Bulmanın güçlüğünü biliyoruz ama imkânsız da değil.
Mesela bir âlete ihtiyaç duyuyorsunuz ama yakınızda bulamıyorsunuz. Hemen internete sarılıp başka bir şehirden, olmadı başka bir ülkeden getirtiyoruz. Demek ki çaresiz değiliz.
Çare, tercihlerimizi değiştirmekten geçiyor. Biz değişince üretici de zorunlu olarak değişecek.
Biz yine şeftali bahsine dönelim ve besin değeri hakkında kısa bir not aktaralım. Geleneksel usulde yetiştirilmiş bir şeftalinin 100 gramı 0.8 gr protein, 14.2 gr tabii sindirilebilir şeker, 0.81 gr yağ ve 82.7 gr su ihtiva ediyor. Enerji değeri ise 65.
Siz siz olun şeftalisiz kalmayın! Afiyet olsun!