Dostumuz ağaçlar ve az bilinen şifalı yönleri

Kâinat da emanet insana… İnsan emanet insana… Lakin emanet umurunda değil insanın. İnsanların kâhir ekseriyeti cahil ve ziyanda. Diplomasız demedik, cahil dedik. Çünkü zamanımızda diploma, cehaleti ve ihaneti örten bir maske…

İnsan gerçeğe ihanet etti. İnsan varlığa ihanet etti. İnsan kâinata ihanet etti. Ve insan Rabbine isyan etti.

İnsan öldürdü. Kurdu öldürdü, kuşu öldürdü. Börtüyü öldürdü, böceği öldürdü. İnsan bitkiyi öldürdü, insanı öldürdü ve insan kâtil oldu.

Hâlbuki insanın katlettiği her şey insan için yaratılmıştı. Zararlı görünen de yararlı kadar faydalıydı, bilene. Bu yazıda size insanın kadrini bilmediği yine nebatatın bazı az bilinen özelliklerinden söz edeceğiz…

Çevrenin kirletilmesinden bitkiler de çok zarar görürler, buna rağmen çevreyi temizleyip, tabiî kalıcılığı sağlamaya çalışırlar. Mâlum, her bitkinin kendine has hasletleri var. İnsanlar, bitkilerin bu özelliklerini öğrenerek yararlarından istifade etmelidirler.

İstifade edilmeli ama nasıl? İnsanlar ağaçları genellikle tanımızlar. Haklarında pek bilgi sahibi değildir. Evinin, işyerinin yanındaki, yolunun üzerindeki ağacın adını bile merak edip öğrenmemiştir. Bir sorun çevrenize, ‘bu ne ağacı’ diye, pek az kişinin bildiğini göreceksiniz. Yani bitkilere de, tabiatın bütününe de yabancıyız. Oysa onlar bizim yabancımız değil dostumuz. Bizim için yaratılmış şifacı onlar. O halde gelin bazı ağaçların az bilinen hasletlerine bir göz atalım…

GÜRÜLTÜYÜ ÖNLEYEN AĞAÇLAR

Bazı ağaçlar vardır ki, endüstrinin meydana getirdiği ses ve gürültüyü bastırarak zararlarını yok ederler. Evet, yanlış duymadınız… Akağaç, meşe, kavak gibi ağaçlar gürültü kirliliğinden korurlar bizi. Bu ağaçlar sokak kenarlarına, parklara dikilmelidir. O kavak ağacı ki, bir dalını kesip toprağa yerleştirdiğinizde hiçbir zahmet gerektirmeden büyür. Ama ticari yani bir firmayı araya koyup satın alma maliyeti olmadığı, bir başka ifadeyle rantı olmadığı için ne belediyeler, ne de başka kuruluşlar kavakla ilgilenir.

RADYASYONDAN KORUYAN AĞAÇLAR

İnsanlığın başının belâsı radyasyon… Bir de sürekli ve özellikle tam zirve vaktinde güneşe maruz kalanların emdiği zararlı ışınlar… İşte bunlardan korunmak için de çıçırgan otu (yalancı iğde), köknar, ardıç ve karaardıç dikilmelidir.

ZARARLI GAZLARDAN KORUYAN AĞAÇLAR

Mâlum, yollar ve oto yollar, petrol atıkları nedeniyle son derece kirli yerlerdir ve yol çevrelerinde ziraî faaliyet toksiktir. Oysa bu araçlardan çıkan zararlı gazlardan bizi koruyan dostumuz bitkiler var. Bunların meyvelerini yememek şartı ile yol kenarlarına kuşkirazı, leylak, atkuyruğu, elma gibi meyve ağaçları, otsu bitkilerden ayvadana ve pelin ekilip dikilmelidir. Benzin istasyonlarının çevresine ekilince bunların zarar ve kokularını da yok ederler.

KURŞUN EMEN BİTKİLER

Eskiden hem daha ucuza mâl etmek, hem de motoru daha çabuk yıpratmak için benzine kurşun eklerdi bu batılı gâvurlar. Bu sayede milyonlarca insanı öldürdüler ve milyonlarcasının da engelli doğmasına neden oldular. Bugün yine benzer şekilde kurşun risklerine çeşitli nedenlerle mâruz kalırız. Sanayiler ve yol kenarlarına atkuyruğu, kuşburnu, akağaç, pıtrak, gümüş düğme otu, nergis, oğul otu ekilirse bunlar kurşunu kendine çekerek emerler. Bunlardan hiçbir şekilde istifade etmemek şartıyla. Zira bu bitkilerin meyvelerinde kurşun birikir.

VİRÜSLERİ YOK EDEN BİTKİLER

Bitkilerin çoğu salgıladıkları eter/uçucu yağlar sayesinde havaya dağılmış zararlı her nev’i mikrobu öldürür. Geçtiğimiz günlerde bu konuda örnekler vermiştik mâlum. İşte bu yüzden yeşilliği bol bölgelerde salgın olmaz. Ciddi hastalıklar görülmez. Zira bitkiler bunu biz istemesek de engellerler. Ah şu betona boğulan şehirler bize ne kadar çok zulmediyor. Meselâ, verem mikrobuna karşı ardıç çeşitleri, ıhlamur, adaçayı, sedef otu, pelin, ayvadana fevkalâde etkilidir. Bunların şehirlere bolca dikilmesi gerekir. İşte bunların ve benzer diğer bitkilerin uçucu yağları bizi öylesine çok tehlikeden korur ki, keşke insan bunu bilse de tedbir alsa…

****

KÖTÜYÜ ALIP İYİYİ VEREN AĞAÇLAR
Eskiler ağaçları tesadüfe göre değil, belirli hikmete göre dikerlerdi genellikle. Osmanlı’nın çınar tercihi bunun en mühim örneklerindendir. Kötü enerjileri emme özelliği olan çınar, şehre bir sükûnet verir. Ruhî bunalım yaşayanlar günde 15 dakika çınar ağacına sarılsalar dertlerinden önemli ölçüde muhtemelen tümüyle kurtulurlar. Aynı şekilde günlük 10-15 dakika çıplak ayak ve elle toprakta yürümek de benzer etkiyi yapar.

Bu kapsamda ağaçları üç gruba ayırabiliriz:

 BESLEYİCİLER YANİ ENERJİ VERENLER
Bunlar: Meşe, ardıç, akça ağaç, üvez ağacı vb. Bu ağaçlar insana kuvvet kazandırır, hastalıkların çoğunu etki altına alır, tansiyonu düzene sokar. Ayrıca kemik, eklem ağrıları, eklem romatizmasına yararlıdır.

 SİNDİRİCİLER YANİ ENERJİYİ KENDİNE ALANLAR
Bunlar: Akkavak, karakavak, titrek kavak, acırga, yeşil çam, ceviz, inci çiçeği vb. Bu ağaçlar ise hipertoni, böbrek, baş ağrılarında, guatr, bronşit, astım hastalıklarında kullanılır.

 TARAFSIZ AĞAÇLAR
Bunlar: Akağaç, şeftali, incir, kayısı, kuşüzümü, vişne, elma, armut, erik vb.

 NASIL FAYDALANILIR?
Bu ağaçlar nasıl kullanılır, yani nasıl istifade edilir?
Hastalığınız için şifalı ağacı seçip, 5 dakika yaslanmak yararlıdır. Küçük çocuklar raşitizm, fıtık vs hastalıklara yakalanırsa, enerji verici ağacın yanından üç-dört kez geçirmek iyi gelir.

Benzer konular