Akdeniz’in bereketini portakal ve ailenin diğer fertleri temsil eder. Ağzı dolduran doyulmaz tadıyla portakal kışın vazgeçilmezidir. Zengin veya fakir herkesin sofrasını süsler. Sevmeyenini, tatmamış olanını bulmak imkânsız gibidir. Bir fakirin kışı sağlıklı atlatması için en ekonomik, en besleyici, en koruyucu meyvesi denilse yanlış olmaz.
Portakalın birçok türü var ve greyfurt hariç bunların tümü faydalı. Özellikle B ve C vitaminleri açısından zengindirler. Çocuklara, hastalık atlatanlara, gençlere ve yaşlılara bilhassa çok yararlıdır. Şeker nispeti düşük olduğundan şeker hastaları da rahatlıkla yiyebilir. Portakalın meyvesi ve taze sıkılmış suyu mikroba karşı koruyucudur. Her tür gribe, organizma zayıflıklarına, ateşe, anjinlere, sindirim sistemi bozukluklarına, böbrek ve idrar kesesi hastalıklarına karşı bol bol portakal yenilmelidir.
Dünyada meyveler arasında en çok tercih edilen birkaç meyveden biridir. İnce dallarla kaplı ağacı yuvarlak tacıyla 7-8 metreye ulaşır. Olgunlaşan ağaç 15 metreye kadar yükselebilir.
Asya ve Anadolu binlerce senedir onunla beslenirse de, batı portakalı 1548’de Portekizlilerin götürmesiyle tanır. Ancak günümüzde ağaçlara genetik müdahaleler yapılarak yerli türlerimizin çoğu bozulmuştur. Anavatanında Washington portakalı yemek bu millet için zül değil midir?
Devamı yeni sayımızda!