Kekiksiz mutfak olmaz

İnsan hangi bitkiye el atsa hepsinden âdeta besin ve şifa fışkırdığını görüyor. Ancak tıbbî bitkilerde durum biraz daha farklı. Çünkü doza yani ölçüye riayet şifaya neden olurken, riayetsizlik ölümlere bile yol açabilir. Bu yüzden baharatlar ve gündelik yenilen besinler ile tıbbî bitkileri her zaman ayırmak gerekiyor.

Bugün konumuz mutfakların vazgeçilmezi kekik. Bağ-bahçenin yanı sıra ormanların açıklık bölgelerinde, bol güneş alan kayalıklarda yetişen kekik harika kokusunun yanı sıra gıdalara eklediği lezzetle önemini bir kat daha artıyor.
Eskiler, kekik ve yabanî kekiği çok iyi tanır ve mutfaklarından hiç eksik etmezlerdi. Yeri gelmişken, bu iki türün görünüşleri birbirine yakın olmakla birlikte, tabiatları genellikle farklıdır. Yabanî kekik, küçük buketler halinde büyür. Çiçekleri mora yakındır ve kekiğe nispetle daha uzun boyludurlar. Kekik, beyaz veya pembe çiçekli, küçük yapraklı, çok yıllık otsu bir bitkidir. Anadolu’da pek çok türü yetişmektedir. Bu türler, gerçek kekik kadar etkili değildirler. Etkili türleri Türkiye’de pek görülmez. Bu nedenle diğer ülkelerden tohumunu tedarik edip yetiştirmek en iyi usuldür.

ORDULAR VE MİLLETLER İÇİN ÂDETA BİRER SİLAH GİBİYDİLER

Eski hekimler, kekiği kasılma ve spazmları yatıştırma, bağırsak ve karaciğer iltihaplanmalarını azaltma veya giderme, âdet bozukluklarını düzenleme ve görme bozukluklarını tedavi gibi amaçlarla kullanırlardı. Yine eskiden devletler kekik gibi şifalı bitkilerin tümüyle yok edilmesini engelleme, düzenli yetiştirilme ve toplanması konusunda ferman yahut emirnameler yayınlayarak, piyasada sürekli ve yeterli miktarda bulunmalarını sağlarlardı. Çünkü bunlar beslenmenin yanı sıra, savaşlarda ihtiyaç duyulur ve bulaşıcı hastalıklara karşı koruyucu olarak da kullanılırdı. Ordular ve milletler için âdeta birer silah gibiydiler.

Günümüzde grip gibi bulaşıcı hastalıklara karşı elimizde antibiyotiklerden başka bir şey yok. Onlar da ya çoğu kez işe yaramıyor yahut da insanların önemli bir ölümünde başka sorunlara neden oluyor. İşte son günlerin en çok tartışılan virüsü corona ve çaresizliği. Elde ilaç yok, aşı yok. Elde edilebilecek muhtemel ilaç ve aşıların testleri yapılamadığı için başka hangi sıkıntılara yol açacağı da bilinmiyor. Oysa her türlü saldırıya karşı tabiatta hem koruyucu, hem de tedavi edici bitkiler her zaman var. Fakat bitkilere yönelik kara propaganda ve bunun bir neticesi olarak düşmanlık karşısında yapabilecek çok şey yok. Çünkü cehalet ve aptallık için bilinen hiçbir ilaç veya tedavi yolu yok, doğru bilgiyi vermekten başka…

KANITLANABİLİR TIBBIN KANITLARI YETERSİZ

Eski hekimler ve hatta günümüzde bazı tabipler, kekik gibi antiseptik özelliğe sahip bitkileri insanlara düzenli olarak kullandırarak pek çok bulaşıcı hastalığa karşı savunma sistemini güçlendirdiler. Yani saldırıya karşı güçlü savunma hâli…

Günümüzde sürekli ‘kanıtlanabilir tıp’tan söz edilir ve bu kanıtlanabilirlik çok kısa zaman ve az sayıda hayvan ve insan üzerinde denenerek yapılır. Oysa kadim tıbbın veya halk tıbbının test veya deney süresi asırlarca süren bir tecrübenin neticesidir. Bu denemeler halkın kendisi tarafından yapıldığı gibi, daha çok Galen, İbn-i Sina ve Sabuncuoğlu gibi yeri doldurulamaz hekimlerce de yapılmıştır.

KEKİĞİN FAYDALARI

Yağlı ve ağır yemeklerin tadını zenginleştirir.
Kekik güçlü bir uyarıcı ve güçlendiricidir. Bu niteliği, tüm organik zayıflıklara karşı kullanılmasını sağlar. Özellikle sinir sistemi güçsüzlükleri, uykusuzluk, baş dönmesi, migren ve kulak çınlaması gibi dolaşım sistemi bozukluklarında kekik son derece yararlı bir bitki olarak çıkar karşımıza.
Kekik midenin ve sindirim sisteminin gerçek bir dostudur. Etler üzerine, soslar ve çorbalara eklenmesi bu yüzden çok önemlidir.
Dezenfekte edici, balgam söktürücü olarak kullanılır.
Akciğer ve bronşların açılmasına yardım eder. Öksürüklerde ve üst solunum yolları iltihabında, çay ve gargara olarak kullanılmalıdır.
Spazmları giderir yani tüm kasılmalara, boğmacadan ve öksürükten kalp çarpıntılarına, mide kramplarına, astıma ve uykusuzluğa iyi gelir.
İdrar söktürücüdür. Bu nedenle böbrek ve idrar kesesi rahatsızlıklarına, idrar tutulmalarına, romatizmaya ve gut hastalığına karşı kullanılır.
Kurt düşürücüdür. Özellikle de çocuklarda… Bağırsak asalaklarını yok ederken, dinçlik ve çeviklik verir.
Kadınların âdet görmelerini düzenler.
Nezleler, anjinler, bronşitler, zatürree, zatülcenp gibi solunum sistemi rahatsızlıkları üzerinde en iyi etkiyi gösterir. Bitkinin önemli etkin maddesi olan uçucu yağ kana karışıp, bronşiyal kasları etkileyerek, krampları çözebilir. Aynı zamanda o bölgede bakteri oluşmasını önler.
İçerdikleri “ti-mol” ya da “kekik kâfurisi” sayesinde havadaki virüs ve bakterileri kapı dışı ettikleri gibi, organizma içinde bulunan bu hastalık taşıyıcı mikropları öldürürler. Böylece çıbandan tifoya, dolamadan vereme kadar pek çok hastalıkla savaşır. Ancak bu hafif durumlar için geçerlidir. Ağır vak’alarda başka yardımcılara da ihtiyaç duyulacağı muhakkak.
Dış kullanımlarda, yaralar, apseler, yanıklar gibi mikroplardan arındırılması gereken hastalıklardan eziklere, berelere, burkulmalara, şişiklere, morartılara, romatizmalara ve diş ağrılarına karşı da bulunmaz bir yardımcıdır. Kompres, pansuman, losyon vb. biçimlerde kullanmak gerekir.
Kekik ve yabanî kekikle yapılacak banyolar raşitizme karşı çok etkilidir. Lokal banyo uygulamaları kadınların göğüs sancılarını yatıştırır ve küçük çocukların göz iltihaplarını tedavi eder. Güçsüz, zayıf ve solgun çocuklara da kekik banyosu yaptırılmalıdır.

KEKİK NASIL YETİŞTİRİLİP, TOPLANIR?

Hiçbir bitki aklımıza esince dilediğimiz gibi toplanmaz. Sadece bitki değil aynı durum meyve ve sebzeler için de geçerlidir. Her şeyin bir usul ve zamanı vardır. Yabanî kekikler ilkbahar sonlarından sonbahara kadar çiçek açarlar. Tabiatta en çok kokulu oldukları zaman toplanılır. Bol rüzgâr alan havadar bir yerde kurutmak gerekir. Kekikler ise mayıs-temmuz aylarında, çiçeklenme sırasında, çiçekli uç kısımları toplanır ve yarı gölgelik bir yerde kurutulur. Yapay ısıda kurutulduğunda, uçucu yağın yitirilmemesi için 35 derecenin üstüne çıkılmamalıdır. Şayet bahçenizde yetiştiriyorsanız (ki bu her hangi bir yerden almanızdan bin kat daha iyidir) onu duvar diplerine ekin. Kekik nem ve rüzgârı sevmez. Gelecek yıl yeniden ekebilmek için bir bölümü ve en güçlü yerini tohumluk olarak ayırın. Geri kalanını serin zamanlarda kesip kurutun.

KULLANIM ŞEKİLLERİ

– Bir litre suya on tane yabanî kekik sapını atın. Kaynatıp günde üç-dört fincan içebilirsiniz. Kekik çayı 1-2 çay kaşığı kekik, 1 bardak kaynar suyla haşlanır, 7-8 dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 2-3 bardak çay, sıcakken ve öksürüğe karşı bal ile tatlandırılarak içilir.
– Öksürüğe karşı, 1 tatlı kaşığı dolusu bitki karışımı (kekik 40 gr, sinirliot 20 gr, ezilmiş anason 20 gr), 1 bardak kaynar suyla haşlanır, 8-10 dakika demlendikten sonra süzülür. Biraz bal ile tatlandırılarak içilir.
– Losyon, kompres, masaj gibi amaçlar için kullanacaksanız bir avuç yabanî kekiği bir litre suya atın. Kaynatın ve uygun ısıda kullanın.
– Bir yabanî kekik veya kekik dalını bir havanda veya başka usullerle toz haline getirin. Kekik tozunu balla karıştırıp yiyin. Bu günlük dozu her gün tekrarlayabilirsiniz.
– Karaciğer rahatsızlığınız varsa bir tutam yabanî kekikle, bir tutam yeşil anasonu bir fincan suya atıp kaynatın, her gece bir fincan için.
– Her fincan için küçük bir kekik dalı hesaplayın. Buna gerekirse, birkaç kaşık nane, melisa (oğulotu) ekleyin. Suyunu günde iki fincan için.
– Bir avuç kekiği iki litre su içinde 15 dakika kaynatın, balla şekerlendirin, sonra ağız boğaz gargarası yapın.

Benzer konular