Genç kalmak için yoğurt yiyin!

Zamanımızın en çok tahrip olmuş gıdalarından biri de yoğurttur. Eskiden yoğurt sütten elde edilirdi. Şimdi ise yoğurt olarak takdim edilen endüstriyel ürünün içine girmeyen kalmadı. Nişasta, jelatin, menşei şaibeli süt tozu, sentetik aroma vericiler vs. vs.

Gelin önce yoğurdun ana kaynağı olan süte biraz temas edelim. Tabii süt, merada dilediğini yiyip içen bir hayvandan elde edilebilir. Ancak günümüzde besi çiftliklerinde temiz havadan, güneşten, otlardan mahrum ve mahkûm hayat sürerek sentetik yemlerle beslenmiş hayvanların bir fabrika gibi proseslere dayalı üretimlerine “süt” deniliyor. Sonra da şifa bekliyorlar. Bu bahsi ayrıca işleyeceğiz ama biz gelin tersten başlayalım.

Farz edin ki iyi bir süte eriştiniz. Onu ilk yapmanız gereken şey bekletmeden kaynatmak. Kaynatırken taşmaması için içine bir ahşap kaşık koymayı sakın unutmayın. Sonra bu sütü mayalayacağımız kaba aktarıp, elimizi yakmayacak yani 40 dereceler seviyesine kadar soğumasını beklemek. Isı uygun olunca mayalamak…

Sütün yoğurda dönüşmesini sağlayan şey bakteri, sütün peynire dönüşmesini sağlayan ise enzimdir. Bu nedenle bizim mayaya ihtiyacımız var. Mayayı her şartta temin etmek mümkün! Bu bahsi bu nedenle geçiyoruz.

Ancak süt dediğimiz ana madde hayvandan sağılıp işlem yapılmamış olandır. Pastörize ya da UHT edilmiş sütlerden yoğurt yapılamayacağını belirtmek gerekiyor. Çünkü gördükleri işlemler bu sütlerin fermente olmalarını engelliyor. Dr William Campbell Douglass diyor ki: “Sütü pastörize ederek içindeki hayatı yok ediyorsunuz!” Yani canlılığı kaybetmiş bir sütten söz ediyoruz.

Uygun ısıya düşmeyen süt mayalandığında ekşi olur. Isı çok düşmüş ise de mayalanma gerçekleşmez ve süt kesilir.

Bir tencere süt için bir yemek kaşığı yoğurt maya olarak yeter. Yoğurdun içine bir miktar süt ekleyip karıştırın, sonra onu süte ekleyin. Üzerini ve çevresini iyice kapatıp, 5-6 saat bekletin. Mayalanma tamamlandığında 1 saat dolaba koymayın. Soğuma gerçekleştikten sonra dolaba kaldırabilirsiniz. Ağzını asla açık tutmayın, sütü asla plastik kaplara koymayın ve orada da mayalamayın!

Üzerine ekleyeceğiniz çörek otu, meyve parçacıkları, bal ve pekmez ile değerine değer katın…

O SÜTÜ İÇMEYİN, O YOĞURDU YEMEYİN!

Öncelikle raftan hiçbir şartta yoğurt almayın! Zira yukarıda da belirttiğimiz gibi onlar gerçek yoğurt değiller. Fransa’da yapılan bir çalışmaya göre; et, süt, yumurta, peynir, balık tüketen kadınlar, meyve sebze ile beslenenlere oranla iki kat daha diyabete yakalanıyor. Nedeni, hayvanların beslenme biçimi, beslenmelerinde kullanılan maddeler ve işlenmeleri sırasındaki katkılar.

Hem bu gıdalar, hem de işlenmiş gıdaların pH yani asitik / alkali dengesi bozulduğundan sindirim sorunlarına yol açıyor. Artan asit tüketimi ya da asitli beslenme, metabolik komplikasyonlara yol açıyor, bu da tip2 diyabetin ana nedenlerinden biri. Diyabet hastalarının sayısının çok fazla olduğu hatta dünyada neredeyse 4 kişiden birinin aktif diyabet hastası olduğu ve bunların da domuzdan mâmül insüline bağımlı olduğunu aklınızdan çıkarmayın!

NEDEN YOĞURT YEMELİYİZ?

İnce bağırsaklarda toplanan koli basili gibi birçok zararlı mikrop tehlikeli neticeler meydana getirir. Bu mikroplar yalnız bağırsaklarda hastalık yapmakla kalmaz; böbreklerde, safra kesesinde, kum ve taş birikmesi ve de böbrek hastalıkları gibi çok yaygın görülen hastalıklara sebep olurlar.

Bedendeki toksik maddeler ince bağırsaklarda emilerek kana karışır ve vücudumuzu ağır ağır zehirlemeye başlarlar. Ardından gelecekler herkesin mâlûmu…

20. asrın başlarında batılı bir doktor, Türkiye, Balkanlar ve Doğu Avrupa köylülerin neden uzun yaşadığını araştırır. Basit bir neticeye varır: Bu insanlar hemen her gün yoğurt yiyip, ayran içmektedir. Köylülerin sağlamlıklarını, zindeliklerini, güçlü oluşlarını ve ihtiyarlıklarının iyi geçmesini, yoğurtta bulunan ve bağırsaktaki mikropları öldüren laktik asit olduğunu söyler. Yani bağırsakları temiz insanlar her zaman daha sıhhidirler. Bağırsakları temizlemenin en kolay yolu ise tabii sütten yapılmış yoğurt veya ayrandır.

SÜTÜN MAHİYETİ

İyi bir sütün yüzde 86’sı sudur. Yüzde 3-4 yağ, yüzde 4’ü kazein yani peynir hammaddesi, yüzde 6 kadarı süt şekeri (lâktoz)’dür. Geri kalanı ise çeşitli vitamin ve minerallerden oluşur. Yani hangi zaviyeden bakılırsa bakılsın zengin bir besin…

İSHALİ KESER

İshali kesmek isteyenlere verilen ilacın mahiyeti aslında iyi bir yoğurdun muhtevasında yer alır. Bu nedenle yoğurt bu amaçla da kullanılabilir. Eski hekimler, yoğurdun bir gıda olmanın yanı sıra deva olduğundan söz ederler. Gıda, bedenin ihtiyaçlarını karşılayan maddelerdir. İlaç ise ortaya çıkan hastalıkları iyileştiren maddeler. Yoğurt ise her ikisini birden ihtiva ediyor.

ETLE YOĞURT YENİR Mİ?

Günümüzde bazı kimseler et ile ekmeğin, et ile yoğurdun birlikte yenilmemesi gerektiğini öğütlüyor. Aslında her ikisi de yanlış tavsiyeler. Hz Peygamber (a.s.)’in en çok sevdiği yemek tirit idi. Tiritin ana maddesi ise et ile ekmek… Zararlı olsaydı Efendimiz (a.s.) ve eski hekimler nehyederlerdi ki, böyle bir yasak yok.

Ayrıca eski hekimler özellikle çok et yiyenlere mutlaka birlikte yoğurt tavsiye ediyorlar. Sebebi et, insanları en çok hasta eden gıdalardandır. Yoğurt ise etin bazı zararlarını yok ediyor. Dr Hafız Cemal, “yoğurt ile etin zehirli maddelerini yok edin” diyor.

HAZMIN YARDIMCISI

Hazma yardım eden yoğurt iştahı açar. Özellikle iç bulantısı, halsizlik ve yorgunluk sonrasında yenilen yoğurt kişiyi zindeleştirir. Kalp hastalıkları, damar tıkanıklıkları için yoğurt hep reçete edilegelmiştir. Bu vesileyle gerçek sütten yapılmış yoğurttan elde edilen ayran da aynı görevi üstlenir. Yoğurtun o sarı suyunu için, zira midenin dostu bir vitamin deposudur. Uyuyamayanlar, yorgunluk çekenler, yaşlıların yoğurt yemeleri tavsiye edilir.

Benzer konular