Havalar ısındı. İnsanoğlunun özellikle de belediyelerin şehirlerde çevreyi kirlettiği gibi saçma bir gerekçeyle yok ettiği ya da yenilerini dikmediği dut mevsimi başladı. Birkaç ay bizimle olacak olan bu şifayâb meyveyi tanımaya çalışalım. Binlerce yıldır kurdundan kuşuna, börtü böceğinden pek çok canlının istifade ettiği dut; yaprağından meyvesine, kabuğundan köküne, ağacından kerestesine istifade edilen mümbit bir ağaçtır. Dutgiller (Moraceae) ailesinden dut, 15 m’ye kadar uzayabilen bir ağaç olup, birçok türü vardır. Daha ilginci, bir dut ağacı zeytin ağacı gibi çok uzun yaşayabilir, çınar gibi genişleyebilir.
Ülkemizde beyaz ve kırmızı (siyah) olmak üzere her iki rengin alt türlerinin neredeyse hepsi yetişir. Anadolu’da beyaz dut çoğu kez sadece dut diye ifade edilirken, siyah olan ise ‘karadut’ veya ‘kırmızı dut’ şeklinde adlandırılır. Ne yazık ki, son zamanlarda neredeyse her mevsim görülmeye başlayan siyah, iri, tatsız tuzsuz, ne idüğü meçhul ticari meta ile aşağıda dut ile ilgili yazacaklarımızı lütfen karıştırmayınız.
O dut ağacı ki, ipek böceği onun yapraklarını yer ve ipek üretir. Bu kumaşların en kıymetlisidir. İpek bugün sadece bir giyim ve süs maddesi olmayıp, aynı zamanda biyomedikal araçların üretiminde ve tıbbî tedavilerde de kullanılmaktadır. Bilhassa kemik ve kıkırdak iyileşmesinde ipek son derece önemlidir.
O BİR ŞİFA DEPOSU
Sağlık iksiri olarak tarif edilen dut, antioksidan olması nedeniyle yaşlanmayı geciktiriyor. O bir vitamin ve mineral değeri yüksek meyve olup, bağışıklık sistemini güçlendirir. Meyve olarak yenildiği gibi, pekmez, dut kurusu, hoşaf ve reçeli olarak da tüketilir.
İltihap gidermesi ve toksik maddelerin atılmasını sağladığı için günümüzde çokça görülen iltihaplı romatizmanın en iyi ilacının dut ya da duttan yapıldığını bilseydiniz onun kıymetini daha çok takdir ederdiniz.
Pek çok meyve ve sebzelerde kırmızı, mavi, siyah gibi tabii renkler görürüz ve buna tıp dilinde ‘antosiyoninler’ denilir. İşte bu meyvelerdeki tabii renkler, hücre bozulmasını önleyici yani antioksidandırlar. Geçmiş tıp eserlerinde kaydedildiği gibi günümüz ilmî çalışmaları da bu maddelerin kanser hücrelerinin çoğalmasını önleyici ve hatta tedavi edici olduğunu ortaya koymaktadır.
Kanser önleyici madde yani cyanidin 3-rutinoside ve cyanidin 3-glucoside dutta da bol olarak bulunur. Bilhassa da yüksek metastatik özellikli akciğer kanserini baskıladıkları ortaya konulmuştur.
Farelerde yapılan çalışmalar, dut meyvesi özütünden elde edilen cyanidin-3-O-beta-d-glucopyranoside (C3G) bileşeninin, beyindeki damar tıkanıklıklarına bağlı olarak oluşan sinir hücresi tahribatını önlediğini ve hücre koruyucu etkiye sahip olduğunu göstermiştir.
Dr. J. Chao ve arkadaşları yaptıkları çalışmada, dut bileşiklerinden biri olan Oxyresveratrol (OXY)’un Alzheimer hastalığında ve felç durumlarında sinir hücrelerini koruyucu olduğunu ortaya koyar. Aynı çalışmada, Parkinson hastalığında görülen sinir tahribatını önlemede de güçlü bir besin olduğu dile getirilir.
Her tür iklimde yetişebilen, pek bakım gerektirmeyen, kimyevi zehirlerin kullanılmadığı dutun şifa verici özellikleri bunlarla da sınırlı değil…
BEYAZ VEYA KIRMIZI DUTLAR
Mide-bağırsak, kalp zayıflığı, guatr hastalığı için iyi bir destektir.
C vitamini zenginidirler
Pek çok mineralin yanı sıra klorojenik asiti, sitrik asit, guiakol, olinik asit, asparajik asit ihtiva ederler.
KIRMIZI DUTUN YARARLARI
Kan yapar. Böbrekleri besler. Boğaz şişkinliğini giderir. Çiçek ve kızamık hastalıklarının tedavisine iyi gelir. İdrar söktürür. Siyah dut suyu ile yapılan gargara; ağız içi iltihapları, diş eti iltihapları, diş eti şişmesi, bademcik iltihapları ile boğaz ağrılarına birebirdir. Ağız içi yaralarının (aft) iyileşmesi için ekşi dut çiğnenmelidir.
Ekşi dut usâresi yani sıkılmış katkısız suyu, şeker hastalığına iyi geldiği için batıda ve doğuda doktorlarca reçete edilir.
BEYAZ DUTUN FAYDALARI
Beyaz dut aç karnına yenilip bir süre bir şey yenilmezse bağırsak solucanlarını tahliye eder. Dut yaprakları kaynatılıp içilirse idrar söktürür, aynı zamanda vücutta biriken fazla suyun boşaltılmasını sağlar. Yorgunluğu azaltır. Yaşlanmayı geciktirerek cildin daha taze ve diri kalmasını sağlar. Özellikle Safranbolu yöresinde yetişen ‘Ekşikara dutu’ diye bilinen beyaz dut kurusu kürü şeker hastaları için tavsiye edilir.
YENİLME ZAMANI
Dutların mümkün oldukça ağaç dalına çıkarak taze olarak yenilmesi en iyi usuldür. Her meyve ve sebze gibi bekleme süresi besin değerini düşürecektir. Oldukça kısa ömürlü olan dutların sıcakta beklemesi ekşi ve alkolleşmeye yol açacağından, bekletilmemesi tavsiye edilir. Bekleyecekse de 1 ila 3 derecedeki buzdolaplarında kısa süreli muhafazası şarttır. Bekleyen dutlardaki bazı etken maddeler kaybolduğu için antioksidan ve antibiyotik özellikleri yok olabiliyor. Mesela güneşte kurutulması sırasında bazı özellikleri kaybolurken, hikmeti ilahi gereği başka yeni özelliklerinin ortaya çıktığı biliniyor.
DUT YAPRAKLARI
Dutun yapraklarında kendine özgü doğal antibiyotik ve antiseptik özelliği olan etkin maddeler bulunur. Aynı zamanda özellikle egzama ve diyabet tedavisinde -ehline sorarak- kullanılır.
DUTTAN YAN ÜRÜNLER
İlaç endüstrisinin de vazgeçilmezlerinden olan duttan pekmez üretildiğini herkes bilir. Ayrıca yüksek enerjili pestil ve kömelerin üretildiğini de… 100 gr. Pestil, 332 kcal enerji verirken, yaklaşık 139 mgr. fosfor, 1260 mgr potasyum ve 33 mgr sodyum ihtiva eder. Pestil ve kömenin günümüzde büyük sahtekârlıklar ihtiva edebilir. Bu besin değerleri usulüne uygun olarak kaliteli bal, süt, dut, ceviz veya fındık eklendiğinde geçerlidir. Bal yerine yapay bal aroması ekleyip, üzerine ballı yazılan sahte ürünler ise asla yenilmeyi hak etmezler. Dut mevsimi gelmişken ve bazı yolların kenarları ilgisizlik yüzünden dökülmüş ve çürümüş dutlarla bezenmişken, bolca dut yemeye var mısınız?
Küçük bir not: Dut ağacı sahipleri veya belediyeler, bazı ülkelerde yapıldığı üzere dut ağaçlarının dallarının alt kısımlarına küçük delikli fileler, teller, bezler gerip, dutların yere dökülerek heba olmasını engelleseler, gelen geçen o temiz kaplardan şifa niyetine yese ve yetiştirenler de bu sadakadan istifade etse güzel olmaz mı?
Son not: Ötebilmek için kendini kasması gereken bülbüller dutu çok severler. Aşırı yediklerinde ishal olurlar. Ötmek istediklerinde ise artan ishal nedeniyle ötemez ve susmak zorunda kalırlar. Sizde sakın aşırı dut yiyerek bülbülün durumuna düşmeyin, mutedil olun!