20. asırda kahveyi tahtından eden çay, dünyada en çok çay içen üç toplumdan biri olan Türklerin vazgeçilmez içeceği. Türkiye çay üretiminde hatırı sayılır bir ülke ve Karadeniz çay için en verimli coğrafya. Özellikle de Rize…
Çayın anavatanı, korona nedeniyle son günlerin en meşhur ülkesi Çin. Çaya, Çincenin Mandarin lehçesinde ç’a (çay) Amoy lehçesinde ise t’e (ti) denilir. Biz ‘çay’ı, batılılar ise ‘tea’yi tercih etmiş. Günümüzde çay denilince ilk akla siyah çay gelse de, yeşil ve beyaz olmak üzere iki çeşidi daha var. Sanki çay bitkiden değilmiş gibi, diğer bitkilerden elde edilen çaylara ‘bitki çayı’ denilir.
Çay bitkisinin yeşil hali hayli eski bir maziye sahip ise de, siyah çay oldukça yeni bir durum. Çay geçmişte tıbbî bir içecekken, İngiliz’in Doğu seferi ve sömürge süreci sonrasında yaygın bir gündelik içeceğe dönüşür. Bugün hâlâ içmekte olduğumuz adaçayı, nane, kekik, tarçın, ıhlamur, rezene, kuşburnu ve zencefil gibi pek çok çay geçmişte hayatın tam merkezindeydi. Şimdi ise o tahtta sadece siyah çay oturuyor.
Yeni sayımızda!