Üzümden elbette sadece pekmez elde edilmez. Çeşitli yörelerde üzüm pekmezinden pestil elde edilir. Sirkesi, koruk üzüm suyu, üzüm çekirdeği tozu, üzüm çekirdeği yağı, yaprak sarması, taze filizlerinin öz suları da üzüm çubuğundan elde edilen gıdalardandır. Özellikle de un veya irmik helvası ile pekmez şerbeti meşhur lezzetlerimizdendir. Taze filiz öz suyu açık yaraların iyileşmesine yardım ederken, koruk suyu da anjin için ilaç gibidir. Sarılık hastalığının da dermanlarındandır.
Üzüm anne sütü kadar faydalı ve besleyicidir. Bu yüzden eskiler üzüm için ‘nebatî süt’ tabirini kullanırlarmış. Üzüm anne sütü gibi kolaylıkla sindirilebilen bir meyve. Herhangi bir sebeple bebelerine süt veremeyen anneler, yavrularına zaman zaman taze üzüm suyu içirebilirler.
Üzümün terkibindeki maddeler kanı kuvvetlendirir. Kolay ve çabuk emildikleri için de bağırsakları yormazlar. Doğrudan doğruya kana ulaşan bu maddeler karaciğer başta olmak üzere, adalelere, kalbe ve rahime götürülür ve buralarda glikojen hâlinde depo edilirler. Bu suretle vücutta daimî ve hazır bir enerji kaynağı temin edilmiş olur.
Bir insan günlük ortalama 2600 ila 3600 kaloriye ihtiyaç duyar. 1 kilo taze üzüm suyunda ise 900 kalori vardır. Elbette kimseye besin ihtiyacınızı sadece üzümden alın ve bir litre üzüm suyu için demiyoruz. Bu sadece besin gücünün tespiti açısından bir not…
Anadolu’nun hemen her yerinde yetişen ve geçmişte 15 binden fazla türü olduğu belirtilen üzüm mineraller bakımından zengindir. Protein – azotlu maddeler fazla bulunmadığı için de albümin hastalığına yol açmaz. Şekeri de kolay sindirilebilir tabii şeker olması nedeniyle diyabete neden olmaz. Ancak şeker hastası iseniz elbette uzak durmalı ve daha ölçülü olunmalıdır.
Yorgun, aşırı derece zayıf ve hasta kimseler için üzüm ilaç gibidir. Şimdi üzüm mevsimindeyiz ve bu mevsim ekim ya da kasım ayına kadar sürecek. Üzüm kürünün mevsimi sonbahardır. Ağustos sıcağını görmüş olan üzümler güneşi iyice emmiş, iyice olgunlaşmış olurlar. Bu nedenle bir yahut iki hafta üzüm kürü yaparak gücünüze güç katabilirsiniz.
ÜZÜM KÜRÜ NASIL YAPILIR?
Diyabet değilseniz günde hiç çekinmeden bir-iki kilo yiyebilirsiniz. Bağlık bir yerde bulunuyorsanız bolca üzüm yeme fırsatını kaçırmayınız. İki haftalık böyle sıkı bir üzüm küründen sonra karaciğer ve böbreklerinizin yenilenmiş olduğunu göreceksiniz. Kendinizi daha güçlü hissedecek ve kışa daha güvenle gireceksiniz. Messeque “Üzümdeki karbonat size kaplıcaların sağlayabileceği şifayı verecektir. Vücudunuzdaki zehirleri böyle bir kürle tamamen atabilirsiniz” diyor ‘Tabiat Haklıdır’ adlı eserinde…
ÜZÜMDEKİ ZEHİRLERE DİKKAT!
Yanlış anlaşılmasın üzümde zehir olmaz. Ancak tamahkâr zamane insanı üzümleri zehir deposuna çevirebilir yahut da çeviriyor. Bugün en çok kimyevî toksik maddelere maruz kalan meyvelerden biri de ne yazık ki üzümdür. Bu nedenle alacağınız üzümün menşeini bilin. İlaçlı olanlarından uzak durun.
Her ne olursa olsun yıkamadan asla yemeyin. Bazı yörelerde, bağlarda sadece kükürt kullanılır. Kükürt tehlikesiz bir maddedir. Ancak diğerleri için aynı şey söylenemez. Zira bağlara çok ama çok tehlikeli ‘ilaçlar’ bolca boca ediliyor.
ÜZÜM NE ZAMAN YENMEZ?
Hep vurguladığımız gibi her şey mevsiminde yenildiğinde kıymetlidir. Üzüm bir sonbahar meyvesidir ve insanın kışa zinde girmesi için vardır. Bu nedenle sadece mevsiminde yenilmelidir. Kışın ise üzümün özü olan pekmezi ve kurusu yenilir. Pek çok gıdadan mahrum olan eski köylülerin güçlü ve sağlıklı olmasının ana nedenlerinden biri de mevsiminde bolca üzüm yemeleri ve kışın da kaşık kaşık, bardak bardak pekmez içmeleri idi.
Kışın içilen pekmez vücut ısısını artırarak pek çok hastalığın gelmesini de engeller. Oysa kışın yenilen taze üzüm aksini yapar. Kışın yenilen kuru üzüm ise yazın yenilen taze üzüm gibidir ve besin değerleri aşağı yukarı eşdeğerdir. Bu yüzden kışları da mutlaka üzümün kurusu yenilmelidir. Lakin kuru üzümü korumak için eklenen koruyucu maddelerin olmadığından da emin olunmalı.
ÜZÜMDEN ÜRÜNLER
Üzümden elbette sadece pekmez elde edilmez. Çeşitli yörelerde üzüm pekmezinden pestil elde edilir. Sirkesi, koruk üzüm suyu, üzüm çekirdeği tozu, üzüm çekirdeği yağı, yaprak sarması, taze filizlerinin öz suları da üzüm çubuğundan elde edilen gıdalardandır. Özellikle de un veya irmik helvası ile pekmez şerbeti meşhur lezzetlerimizdendir. Taze filiz öz suyu açık yaraların iyileşmesine yardım ederken, koruk suyu da anjin için ilaç gibidir. Sarılık hastalığının da dermanlarındandır.
ÜZÜMÜN YARARLARI
Üzüm organlarda taş oluşumunu engeller, taş ve kum varsa onunda dökülmesini sağlar. Kabızlığı giderir. Eskiden ‘ince hastalık’ olarak adlandırılan akciğer vereminde çok faydalıdır. Her gün aç karnına 800 ile 1000 gr üzüm suyunu içmek bu tedavinin en basit ve kolay bir şeklidir. Bu suretle yapılacak tedaviler kanı kuvvetlendirir. Vücuda enerji, kuvvet kazandırır. Dolasıyla da hastalığın yenilmesine yardım eder.
Kırmızı ve siyah renklilerde antioksidan olan tanen maddesi yer aldığından kansere karşı koruyucudur. Midemiz bazı üzüm kabuklarını sindiremeyebilir. Bu nedenle bütün bütün değil iyice çiğneyerek yenilmelidir. Bolca C ve D vitamini ihtiva eder.
Çocuklar, gebe kadınlar, sporcular güç biriktirmek için üzüm yemeli ve üzüm suyu içmelidir. Karaciğerlerinden hasta olanlar, romatizmalılar, deri hastalıkları çekenler için üzüm ilaç gibidir.
E vitamini açısından zengin olan üzüm çekirdeği yağı, kalp ve damar hastaları için tavsiye edilir. Bazı ülkelerde üzüm çekirdeği tozu peynirlere eklenerek özel bir tat vermenin yanı sıra besin açısından da zenginleştirilir.