Âdil ve sürdürülebilir bir iktisadî sistem şart

Geleceğin Türkiyesinde Ekonomi raporu, nasıl bir ekonomide yaşıyoruz ve nasıl bir politika geliştirmeliyiz sorularına cevap arıyor. Âdil, müreffeh ve sürdürülebilir bir ekonomi öngören raporun temel bakış açısı, sosyal adalet ve sürdürülebilirlik. Raporda özetle 2050 yılında ekonomik olarak gelmek istediğimiz yer için öneriler yer alıyor. Önemle vurgulanan noktalar, kurumsal altyapının iyileştirilmesi, gelir adaletinin sağlanması, fırsatların eşit hâle getirilmesi ve verimliliğin artırılması olarak öne çıkıyor.

İLKE İlim ve Kültür Derneği ve İslam İktisadı Araştırma Merkezinin (İKAM) bünyesinde “Geleceğin Türkiyesinde Ekonomi” başlıklı bir rapor yayınlandı. Raporda, Türkiye’nin ekonomi alanında uzun dönemli politikalarda hangi konularda ne yapması gerektiğine dair tavsiyeler bulunuyor. Nüfustan eğitime, ziraattan finansa, teknolojiden küresel eğilimlere kadar birçok alanda politika yapıcılara öneriler sunuluyor. Raporda genel olarak iki başlık inceleniyor, ilki küresel eğilimler ikincisiyse ülkenin odaklanması gereken alanlar.

Daha önce Geleceğin Türkiyesinde Eğitim ve Geleceğin Türkiyesinde Yükseköğretim raporlarını hazırlayan İLKE Derneğinin bu üçüncü raporunu İstanbul Medeniyet Üniversitesi İktisat Bölümü akademisyenleri Prof. Dr. Murat Taşdemir, Doç. Dr. Etem Hakan Ergeç, Doç. Dr. Hüseyin Kaya ve Dr. Özer Selçuk hazırladı.

BAŞKA ŞANSIMIZ YOK

Rapordaki önerilerin uygulanabilmesi için kurumsal yapının güçlenmesi gerektiğini söyleyen ‘Geleceğin Türkiyesinde Ekonomi’ raporunun yürütücüsü Prof. Dr. Murat Taşdemir, uzun vadeli politikalar için altyapının önemine dikkat çekiyor ve uzun dönemli politika yapılamamasını, rant arama davranışına bağlıyor. AK Parti hükümetinin, uzun dönemli ekonomi politikalarının uygulanması noktasında önemli bir potansiyeli olduğunu söyleyen Taşdemir, nüfus gibi konularda gerekli önlemlerin şimdiden alınması gerektiğini belirtiyor. “Devlet bütün faaliyetlerini bir kenara bırakıp sadece adalet dağıtmaya odaklansa aslında, birçok şey çözülecek. Eksik kalan kısımları sivil toplum tamamlayacaktır. 20 yıl sonra başımıza gelecek bir nüfus sorunu var. Bugünden çalışmaya başlamamız gerekiyor. Çünkü başka şansımız yok. AK Parti hükumetinin çok önemli bir rol oynayacağını düşünüyorum, çünkü potansiyeli var.”

UZUN DÖNEM HEDEFLER RANTI ENGELLER

Kurumsal yapının verimliliği etkileyeceğini ve teknoloji seviyesinin artmasıyla verimliliğin artacağını dile getiren Hüseyin Kaya, “Verimliliğinizi artırdığınızda teknoloji seviyenizi artırabilecek sermaye birikimine sahip olmaya başlarsınız. Kamunun hedefinin ve politikasının olması lazım. Akıllı bir sanayi politikası diyoruz. Yenilikçi olana mı teşvik vereceğiz yoksa herkese aynı teşvik mekanizmasını mı kurgulayacağız. Ortada bir sermaye var, bu sermayenin hangi sektöre yöneleceğine nasıl karar vereceğiz? İnsanlara bırakıp müdahale etmediğinizde inşaat sektöründe olduğu gibi rant oluşumu ortaya çıkıyor. Bütün sermaye buraya kayıyor. Kamu kendisine bir hedef koysa o hedefe gitmek konusunda bütün detayları uygulayacak kapasiteye sahip. Şu an için bir uzun hedefimiz yok. Bu noktada şeffaflık çok hayati ama sloganvari kullanılıyor. Hesap verebilirliği bir şekilde getirmek ve bunu kurumsallaştırmak zorundayız” diyerek kurumların hesap verebilirliğine vurgu yapıyor.

Benzer konular