Press yazısını görünce tetiğe basıyorlar

Çatışma bölgelerinde üzerinde Press (Basın) yazan yelek giyerek korunan gazeteciler, Gazze’de tam tersine kurşunların hedefi oluyor. İsrail askerlerinin özellikle hedef aldığı genç gazeteciler, abluka altında, tüm imkansızlıklara rağmen Filistin halkının sesi olmaya, verdikleri mücadeleyi dünyaya duyurmaya çalışıyorlar.

Gazze’de Toprak Günü’nün 42. yılı nedeniyle, 30 Mart’tan bu yana “Büyük Dönüş Yürüyüşü” adı altında düzenlenen barışçıl gösterilerde 205 Filistinli şehit oldu, 18 bini de yaralandı. Sürgün edildikleri topraklarına geri dönmeyi ve 2006’dan beri Gazze’ye uygulanan hukuksuz ablukanın kaldırılmasını isteyen sivil halkın sesini duyurmaya çalışan ve bu nedenle İsrail askerlerinin öncelikli hedefi haline gelen Filistinli gazeteciler ise her an ölümle burun buruna.

Büyük Dönüş Yürüyüşü başladığından bu yana Filistinli 2 gazeteci şehit oldu, 182 gazeteci yaralandı, 21 gazeteci ise hukuksuz şekilde tutuklanarak hapse atıldı. Üzerinde Press (basın) yazan yeleklerinin, korumak bir yana İsrail askerlerinin hedefi haline getirdiği gazeteciler, günde yalnızca 4 saat kullanabildikleri elektrikle Filistinlilerin verdiği mücadeleyi dünyaya duyurmaya çalışıyor. Yaşanan insani krize değinmek ve barışçıl protestoları duyurmak için hayatları pahasına çalışan Filistinli gazeteciler Büyük Dönüş yürüyüşünde yaşadıklarını ve Gazze’deki krizi Gerçek Hayat’a anlattı.

Hayat ve ölüm arasındaki ince çizgide yaşıyorlar

28 yaşındaki Filistinli gazeteci ve insan hakları aktivisti Walid Mahmoud Gazze’de yüzlerce ailenin yoksulluk sınırı altında yaşadığını, genç mezunların neredeyse tamamının işsiz olduğunu ve günde yalnızca 4 saat elektrik kullanabildiklerini anlatıyor. Mahmoud “Burada hayat ve ölüm arasındaki ince çizgide yaşıyoruz. Yaşanan krizlerin çözülmesi için zamana ihtiyacımız var” diyor.

Ekonomi her gün daha kötüye gidiyor

24 yaşındaki gazeteci Bahaa Abu Shammala ise Gazze’ye 12 yıldır uygulanan ablukanın halkın yaşam şartlarını zorlaştırdığını, kentin çöküşün eşiğine geldiğini söylüyor. Ablukanın hayatın her alanında hissedildiğini belirten Shammala, Gazze’de kadın, çocuk, yaşlı ve öğrencilerin yaşadıkları boğucu kuşatmadan etkilendiğini ve yaşam koşullarının kötüye gittiğini belirtiyor. Ekonomi, tıp ve eğitim alanlarında da kendini gösteren krizin Gazze’yi çöküşün eşiğine getirdiğini belirten Shammala, bu sebeplerin de Filistinlileri Büyük Dönüş Yürüyüşü protestolarına katılmaya ittiğini ifade ediyor.

İçme suyu bile bulamıyoruz

Gazze’de abluka altında yaşamın giderek zorlaştığını anlatan 24 yaşındaki gazeteci Ayat Hatem Isleem ise Gazzeli birçok ailenin yiyecekten sağlığa en temel ihtiyaçlarını bile karşılamayacak durumda olduğunu anlatıyor. Gazze’de elektriğin sınırlı olduğunu, içmek için temiz su bulabilmenin bile imkansız olduğunu söyleyen Isleem, insanların sağlıksız yaşam koşulları altında yaşam mücadelesi verdiğini belirtiyor. Isleem ayrıca kentte işsizliğin de büyük bir problem oluşturduğunu ifade ediyor.

Gazeteciler açık hedef

Filistinli gazeteciler Gazze’de Mart ayından bu yana devam eden Büyük Dönüş Yürüyüşü protestolarını da, ölümü göze alarak takip ediyor. İsrail askerleri kendi hukuksuzlukları ve saldırganlıklarını perdelemek için özellikle gazetecileri hedef alıyor. İsrail’in Filistinlilere yönelik işlediği ihlalleri belgeleyen gazeteciler barışçıl protestolara katılan genç, yaşlı, kadın erkek binlerce kişinin sesi olmak için çabalıyor. Büyük Dönüş Yürüyüşü’ne, protestolar ilan edilir edilmez katılmaya karar verdiğini söyleyen Mahmoud, “Bir gazeteci olarak görevimi yerine getirmem ve binlerce insanın mesajını dünyaya iletmem gerekir diye düşündüm ve protestoların kalbinden yayınlar yaptım” diyor. İsrailli keskin nişancıların hedefinde, inanılmaz bir tehdit ve baskı altında işlerini yaptıklarını söyleyen Filistinli gazeteci, basın yeleğinin kendilerini korumadığını tam tersi açık hedef haline getirdiğini söylüyor.

Murteca’nın ölümüne tüm dünya şahit

Gazeteciliğin Gazze’de çok zor bir meslek olduğunu belirten Mahmoud “Bir gazeteci olarak her zaman hedef dairesinin içerisindesiniz. Her gün çıktığınız eve o akşam bir ölü olarak dönebilirsiniz” ifadelerini kullanıyor. İsrail’in gazetecilere karşı vahşice bir politika uyguladığını söyleyen Mahmoud “Bütün dünya aylar önce 30 yaşındaki Filistinli gazeteci Yasir Murteca’nın şehit edilmesine şahit oldu. Bütün dünyaya, Filistinli gazetecilere destek olunması çağrısında bulunuyorum. Hem insanlık hem de dünya için işimizi hakkıyla yapabilmek adına bu korumaya ihtiyaç duyuyoruz” sözleriyle dünya kamuoyuna sesleniyor.

Rezzan’ı kalbinden
vurdular
Büyük Dönüş Yürüyüşü’nde katıldığı her gösteride vurulma ve yaralanmadan kıl payı kurtulduğunu söyleyen Shammala, İsrail askerlerinin Filistinli sağlık çalışanı Rezzan El Neccar’ı öldürdüğü sırada yanı başında kamerayı tuttuğunu anlatıyor;
“Ramazandı ve bizler oruçluyduk, birdenbire İsrail askerleri onlarca gaz bombası attı ve hepimiz kendimizi kurtarmak için bir tarafa koştuk, o sırada Rezzan tam göğsünden vuruldu ve şehit oldu.” İsrail’in barışçıl protestocuları dağıtmak için orantısız ve ölümcül güç kullandığını söyleyen gazeteci, gösterilerde şu ana kadar 20 binden fazla kişinin yaralandığını, 200’den fazla kişinin de şehit edildiğini sözlerine ekliyor.

Tek silahımız
“kamera”
Büyük Dönüş Yürüyüşü’nü haber yapmak isteyen gazetecileri bekleyen sonun ya ölüm ya da yaralanma olduğunu söyleyen Shalamm İsrail-Filistin problemlerine değinen gazetecilerin her zaman, basın özgürlüğünü umursamayan İsrail’in öncelikli hedefi olduğunu söylüyor. Gazze’de gazetecilerin kameralarından başka “silahları” olmadığını belirten Isleem ise İsrail’in bütün gazetecilere vahşice yaklaştığını ve gazetecileri büyük bir baskı altında tuttuğunu söylüyor.

Benzer konular