israil de yaşayan aşırı dindar (ultra Ortodox yahut Haredi) Yahudiler hakkında; internet ortamında yapacağınız bir araştırmada şu alt başlıklarla karşılaşırsınız: “Polis ultra Ortodox Yahudileri dövdü”, “ Polis 28 Ortodoks Yahudi’yi zorunlu askerlik karşıtı protestoda tutukladı.”
Eğer yukarıda yer verdiğim bu başlıklara konu olan yer bir Müslüman ülke olsaydı, belki eleştirilere konu olur, o ülkenin halkı antisemit ve İsrail düşmanı olarak gösterilir ve günlerce dünya basınında ağır bir karalama kampanyasına mâruz kalırdı. Ne gariptir, Yahudi aydınlanmasının en büyük merkezi olan Müslüman İspanya’da yahut Babil’de, Şam veya Kahire gibi hiçbir İslam şehirinde, İran’da ya da Müslüman bir Türki cumhuriyette, tarihte kayıtlara geçmiş yazımıza konu olan böyle bir haber veya böylesine acı bir vak’anın kaydı yoktur. Polis ve asker şiddetine uğrayan dindar Yahudilerin başına gelenler; kendini “Yahudi Devleti” olarak takdim eden İsrail’de olmaktadır. Dünya Yahudilerinin “meşru” temsilcisi olduğunu söyleyen Siyonist devletin, bu ülkede yaşayan dindar Yahudilere karşı yürüttüğü acımasız ve ayrımcı uygulama şaşırtıcı değildir.
İsrail 1948 yılında kurulduğunda, dünya üzerindeki “bütün Yahudilerin temsilcisi” olduğu şeklindeki bir iddiada bulunmuştu. Bu da dindar yahut dindar olmayan Yahudi kimliğine sahip insanların, bu devletin birer vatandaşı olması ilkesine dayanmaktaydı. Yahudilerin Filistin topraklarına dönmesi Siyonist düşüncenin temel fikriydi. Bu da, Siyonizm’i din temelli bir hareket gibi gösteriyordu. Fakat bu yapılırken dini bir araç olarak kullanan Siyonist mekanizma; Yahudiliğin en temel inancı olan “Ancak Maşiah’ın gelmesi ile İsrail kurulacaktır” inancını hiçe sayıyor, dini tamamen kendi inandığı şekilde tanımlıyordu.
Devamı Gerçek Hayat’ın 1020.sayısında.