İsrail tespit etti…
Bin Zayed akıl verdi…
Bin Selman infaz etti…
Birleşik Arap Emirlikleri vatandaşı Ahmed Mansur hem şair, hem bir blog yazarı. 2006 yılından beri gerek kendi bloğunda, gerek sosyal medyada, gerekse uluslararası medyaya verdiği söyleşilerde ülkesinde giderek artan insan hakları sorunlarını dile getirmesiyle biliniyor. Kamuoyunda ilk kez, ülkedeki sosyal sıkıntıları dile getiren iki vatandaşın serbest bırakılmasına ilişkin kampanya ile gündeme geliyor. 2006-2007 yılları arasındaki kampanya öyle etkili oluyor ki, Birleşik Arap Emirlikleri yönetimi bu iki kişiyi serbest bırakmak zorunda kalıyor. İş bununla da kalmıyor. İmaj düzeltme kabilinden ülkenin başbakanı tarafından bir talimat yayınlanıyor. Talimata göre medya mensupları yaptıkları iş dolayısıyla kesinlikle bir daha tutuklanıp cezaevine konulamayacak. Bu durumdan cesaret alan Mansur, ülkede hüküm süren Bin Zayed yönetiminin neden olduğu tüm sıkıntıları dile getirmeye karar veriyor. Ülkede süregelen keyfi gözaltına almalar, işkenceler, uluslararası hukuk standartlarına uygun düşmeyen muhakeme süreci ve yargının fena halde Bin Zayed’in güdümünde olması üzerine yazılar kaleme alıyor. Gerek ülke, gerekse uluslararası kamuoyunu Birleşik Arap Emirliklerinde yaşanan insan hakları ihlallerine yoğunlaşmaya davet ediyor. Batı dünyasına şirin görünme amacıyla başlarda Mansur’un eleştirilerine sesini çıkarmayan yönetim, zamanla gerçek yüzünü ortaya koymaya başlıyor ve 2011 yılında “resmi görevlilere hakaret etmek” suçuyla Mansur’u cezaevine gönderiyor. Üç yıl ceza almasına rağmen sekiz ayın sonunda serbest kalan Mansur’un pasaportuna el konuyor ve seyahat özgürlüğü elinden alınıyor.
İzler İsrail istihbaratına çıkıyor
Yerel ve uluslararası insan hakları kuruluşlarında aktif olarak görev alan Ahmed Mansur’un hem İnsan Hakları İzleme Örgütü Ortadoğu ve Kuzey Afrika Birimi’nde, hem de Körfez İnsan Hakları Merkezi’nde Danışma Kurulu üyeliği mevcut. Bunca çaba elbette karşılıksız kalmıyor. 2015 yılında “İnsan Hakları Nobeli” olarak bilinen Martin Ennals İnsan Hakları Savunucusu Ödülü Ahmed Mansur’a layık görülüyor. Fakat bu durum Bin Zayed yönetimini daha da kızdırıyor. Mansur’u köşeye kıstırmak için elinden geleni ardına koymayan yönetim yeni bir yönteme başvuruyor. 10 ve 11 Ağustos 2016 günlerinde Ahmed Mansur’un cep telefonuna iki SMS mesajı gönderiliyor. Biri sabahın 9:38’inde, diğeri gece 01:44’te gelen iki mesajın da içeriği aynı. “Devletin cezaevlerinde işkence gören Birleşik Arap Emirlikleri vatandaşlarına dair yeni sırlar” yazılı mesajda tıklanmak üzere bir de link veriliyor. Durumdan şüphelenen Mansur linke tıklamak yerine kendisine gelen mesajı incelenmesi için Toronto Üniversitesi bünyesindeki Citizen Lab araştırma ekibine gönderiyor. Araştırma ekibi mesajı incelemeye alıyor ve linke tıklandığında bir casus yazılımın aktif hale geldiğini keşfediyor. Pegasus isimli casus yazılımı üreten şirket NSO Group adında bir İsrail şirketi. 2010 yılında Niv Carmi, Omri Lavie ve Shalev Hulio tarafından kurulan, siber istihbarat alanında faaliyet gösteren şirket, kendisini “Terör ve suç odaklarına karşı hükümetlere yardım sağlayan bir kuruluş” olarak tanımlıyor. Açıklanan rakamlara göre şirketin yıllık kazancı sürekli artış gösteriyor. 2013 yılında 40 milyon dolar cirosu bulunan şirketin 2015 yılında 150 milyon dolarlık bir ciroya ulaşması ve 2017 Haziran’ında yüzde 70 hissesini 1 milyar dolar mukabil Francisco Partners Management’a satması izlemeye değer bir gelişimi ifade ediyor. 2010 yılında 5,4 milyon dolarlık sermaye ile kurulan şirketin kısa zamanda milyar dolarlık çapa erişmesi gerçekten göz kamaştırıcı. Şirketin kurucularına bakıldığında Unit 8200 isimli İsrail askeri istihbaratına bağlı sinyal birimi çalışanları olması ayrıca dikkat çekiyor. Aynı isimlerin NSO Group’un yanı sıra Kaymera adında mobil güvenlik hizmeti veren başka bir şirketi bulunduğunu da bir kenara not edelim.
Casus yazılım nasıl çalışıyor?
Ahmed Mansur tarafından kendilerine gönderilen mesajı inceleyen Citizen Lab araştırma ekibi, Mansur’un kullandığı iPhone 6 cep telefonunun işletim sisteminde zero-day isimli bir güvenlik açığını kullanan casus yazılımı fark etti. Mansur’a gelen mesajdaki linke tıklandığı zaman jailbreak işlemi gerçekleşerek casus yazılım cihaza otomatik olarak yükleniyordu. Bu işlem herhangi bir iz bırakmıyor, kullanıcı başına gelenin farkında bile olmuyordu. Bir kere casus yazılım yüklendikten sonra kullanıcının bütün faaliyetleri kendi cep telefonu sayesinde başkaları tarafından rahatlıkla izlenebiliyordu. Cep telefonu kamerasından kullanıcı sürekli gözlem altında tutulabiliyor; WhatsApp mesajları dâhil gönderilen bütün e-mailler ve sosyal medya yazışmaları izleyen tarafa anında yansıyordu. İsrailli NSO Group’un ürettiği Pegasus isimli casus yazılım, kişinin kendi cep telefonunu doğrudan kendisini ele veren bir alete dönüştürüyordu.
Kimlik değiştiren bir teknoloji
Pegasus casus yazılımını inceleme altına alan uzmanlar, bütün interneti taradıklarında 237 sunucu bulmuşlardı. İlginçtir, linke tıklandıktan sonra bütün sunucular bir bir ortadan kaybolmaya başlıyordu. Bir müddet sonra ortaya çıkan yeni sunucular ise uzmanların tespit ettikleri internet kimliği yerine yeni kimlikler taşıyordu. Bunun üzerine uzmanlar aynı yöntem üzerinden yeni kimlikler üretip araştırmaya yeniden başlamak zorunda kalıyordu. 2016 Ağustosu ile 2018 Ağustosu arasında geçen iki yıl süresince uzmanlar tarafından gerçekleştirilen takip sonucu 1091 IP adresi ve 1014 domain ismi tespit edilmiş; Pegasus casus yazılımının 36 farklı türü olduğu, her birinin ayrı bir operatör tarafından işletildiği ortaya konulmuştu.
Kaşıkçı’yı da Pegasus ile izlediler
Citizen Lab internet sitesinde 1 Ekim 2018 günü beş uzman tarafından kaleme alınan bir rapor yayınlandı. Raporun başlığı “Krallık Kanada’ya geldi” adını taşıyordu. Cemal Kaşıkçı’nın sık görüştüğü yakın dostlarından Suudi Arabistanlı muhalif Ömer Abdulaziz’in telefonu İsrail işi Pegasus casus yazılımı tarafından teslim alınmıştı. Uzmanlara göre Abdulaziz’in telefonunu izleyen Pegasus operatörü Suudi Arabistan’da görünüyordu. Kanada’da yaşayan Abdulaziz sayesinde casus yazılım üzerinde detaylı bir deney yapma fırsatı yakalayan uzmanlar, Abdulaziz’den herhangi bir tanıdığına bir mesaj göndermesini talep ettiler. Mesaj gönderildiği anda başka bir mesaj kendini paket izleme linki olarak gizleyerek aktif hale geliyor ve Suudi Arabistan’da bulunan operatör ile bağlantıya geçiyordu. Böylece Abdulaziz tarafından gönderilen bütün yazışmaların Suudi Arabistan’da bulunan operatör tarafından izlendiği açık bir şekilde kanıtlanmış oluyordu. Kaşıkçı cinayetindeki Pegasus bağlantısını 6 Kasım’da Edward Snowden dile getirdikten sonra Ömer Abdulaziz de harekete geçti. 2 Aralık’ta İsrail’in Tel Aviv kentinde casus yazılımın üreticisi NSO Group’a karşı ‘zorba rejimlere teknoloji satmak suretiyle uluslararası hukuku çiğnemekten dolayı’ dava açtı. CNN televizyonuna konuşan Abdulaziz: “Benim telefonumu casus yazılımla ele geçirmeleri sonucunda Cemal’in başına bunlar geldi. Üzgünüm, söyleyecek söz bulamıyorum. Suçluluk duygusu beni öldürüyor” ifadesini kullandı.
Çıbanın başı Bin Zayed
Citizen Lab’ın bulgularına göre Pegasus casus yazılımı 45 ülkede aktif olarak izleme yapıyor. Suudi Arabistan’da bulunan operatörün hedefinde ise Türkiye dâhil 11 ülke bulunuyor. Muhammed bin Selman tarafından muhaliflerin izlendiği ülkeler şunlar: Kanada, İngiltere, Fransa, Fas, Türkiye, Lübnan, Ürdün, Mısır, Irak, Katar, Bahreyn ve Suudi Arabistan.
Evet, Bin Selman sadece yurt dışında yaşayan muhalifleri değil, ülke içindeki şüphe duyulan kimseleri de Pegasus yazılımıyla takip listesine eklemiş görünüyor. Asıl bomba ise 31 Ağustos 2018 tarihli New York Times haberi. Haber, Birleşik Arap Emirlikleri Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed’in Katar emirlik ailesinin neredeyse bütün üyelerini, tam 159 kişiyi Pegasus casus yazılımıyla adım adım izlediğini gözler önüne seriyor.
Bu arada Ahmed Mansur’un Bin Zayed tarafından 20 Mart 2017’de tutuklanıp içeri atıldığını ve 29 Mayıs 2018 günü yapılan uyduruk bir mahkemeyle 10 yıl hapis cezasına çarptırıldığını duyurmuş olalım. Ahmed Mansur şu anda Abu Dabi’deki Sadr cezaevinde çilesini çekmeye devam ediyor.