28 Şubatçılar İHL’lerin önünü kesmek için beraberinde meslek liselerinin de canına okumuştu. 28 Şubatçılara arka çıkan Koç ise o yıllarda dalga geçer gibi meslek lisesi reklamı yapıyordu. Korona ile mücadele sürecinde meslek liselerin yaptıkları üretim yeniden dikkatlerin ihmal edilen bu okullara yönelmesine neden oldu. Uzun yıllardır mesleki anlamda birçok üretime imza atan bu okulların salgın döneminde gösterdikleri gayret takdir topladı. Çok ihmal edilen bu okullar, kurulduğu günden bugüne hem sanatkâr yetişmesine yardımcı oldu, hem de ekonomik getiri sağladı. Ne yazık ki insanlar hâlâ sosyal bilimler ve meslek liselerine yönlendirilmek yerine Anadolu ve Fen liselerine; sadece tıp, mühendislik gibi alanlara yönelik yüksek puanlı talebe derdine düşmüş okullara rağbet ettiriliyor. Bu da efsane meslek ve mekteplerin gölgelenmesine yol açıyor. Oysa lise mezunu işsiz gezerken hiçbir meslek liseli işsiz kalmıyor. Zira üretim denildiği zaman hemen onların kapısı çalınıyor. Bugünkü dersimiz, geleceğimiz. Konumuz ise meslek liseleri ve üretime sağladıkları fayda…
28 Şubatçı zalimlerin ihanetleri yüzünden uzun yıllar ‘kat sayı engeli’yle boğuşan mesleki liseler, sürekli ötekileştirildi. Yeri geldi isteklerine cevap bulamadılar, yeri geldi yetersiz imkânlar içinde kabiliyetli talebeleriyle ülkeye katkıda bulundular. Ama isimleri çoğu kez düşük sesle söylendi. Küçümsendi, aşağılandı. Memleketin teknik ve kalifiye eleman ihtiyacını gidermesine rağmen hep hor görüldü. 3. Sınıf muamelesine mâruz kaldı. Biz bu okulları ihmal ettik ama başta Almanya olmak üzere pek çok ülkenin en çok ehemmiyet verdiği okul meslek liseleri oldu.
Türkiye’deki birçok meslek lisesi, koronaya karşı alınan tedbirler çerçevesinde farklı türde birçok malzemenin üretimine başlayarak sağlık, güvenlik çalışanlarına ve halka destek olmaya; onların ihtiyaçlarını karşılamaya başladı. Dezenfektan, sabun ve maskenin yanı sıra solunum cihazı bile üretildi. Üretime dönük bu okullardan birisi de Karaman Temizel-Ünlü Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi. Sağlık ve güvenlik çalışanları için siper maske üretilen liseye, Karaman Endüstri Meslek Lisesi de destek vermiş.
MAKİNE DEĞİL ALINTERİ
Malzemeleri kendileri üretmeyerek var olan parçalarla koruyucu maske ürettiklerini söyleyen TÜMTAML, müdürü Bülent Karademir,“Koronavirüs salgını baş gösterdikten sonra okulumuz maske üretimi için oluşturulan 3 boyutlu yazıcı gruplarından birindeydi. Karaman’daki grubu organize ederken diğer taraftan da üretim yaptık. Fakat bir süre sonra 3D yazıcıyla üretimin yavaş ilerlediğini gördük. Biz de kendi yöntemimizi geliştirerek, mobilya malzemeleri ve kot düğmelerinden siper maske ürettik. Karaman Endüstri Meslek Lisesi kesimleri yaptı. Okulumuzda da montajını yaptık. İki okul, iş birliğiyle farklı ve ucuz mobilya malzemeleri kullanarak kullanışlı bir ürün ortaya koydu” diyor.
2 bine yakın maske ürettiklerini ve üretime devam ettiklerini ifade eden Bülent Karademir, “Maskenin, tasarımı, çizimi, hepsi bize ait. Şu an günde 300-500 tane üretebilecek sisteme döndük. Ürettiğimiz maskeleri sağlık çalışanlarına, polislere veriyoruz. Maskeleri iki okulun öğretmenleriyle ürettik. Toplam 8 kişi üretim yapıyoruz. Şu ana kadar binin üzerinde maske teslim ettik. İhtiyaç halinde 6 kişi günde 3 saatlik çalışmayla 500 tane maske üretebiliyoruz” diye ekliyor.
ÖĞRENCİLER ÜRETİMİN İÇİNDE OLMALI
Meslek liselerinin öneminin bir kez daha gündeme geldiğini ifade eden Karademir, meslek lisesi öğrencilerinin üretime katılımının artması gerektiğini ifade ediyor. “Koronayla gördüğümüz bu süreci iyi okumak lazım. Yeni bir bakış açısıyla meslek liselerine bakmak gerekiyor. En azından her ilde, o ilin ihtiyaçlarını karşılayabilecek şekilde meslek liselerinin yeniden donatılması gerekiyor. Eğitim vereceğiz tamam, ama bu çocukların üreten toplumun içinde olmasını da sağlamamız lazım. Üreten öğretmen, üreten öğrenci ve üreten toplum olmamız gerekiyor. Elimizde yeterli donanım ve teçhizat olursa üretebileceğimizi düşünüyorum.”
MESLEKÎ EĞİTİM CAZİP OLMALI
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Bekir S. Gür de meslek liselerinin yıllarca başarısız öğrencilerin yönlendirilmesi gereken yerler olarak zihinlere kodlandığını aktarıyor, “Meslek liseleri, üniversite giriş sınavında farklı katsayı uygulaması gibi kendilerine yönelik sert müdahalelerin olumsuz etkilerini uzun yıllar derinden hissetmişlerdir. Ayrıca bu okullar, üniversite giriş sınavındaki yığılmanın önlenmesi için başarısız öğrencilerin yönlendirilmesi gereken kurumlar olarak görülmüşlerdir. Lise giriş sisteminde izlenen bazı politikaların sonucunda da meslek liseleri artan şekilde başarısız öğrencilerin deposu haline gelmiştir.”
Uzun yıllar boyu konuşulmasına rağmen, son iki yılda gerçekleştirilen iki hususa dikkat çekiyor Gür, “İlki, mesleki ve teknik liseleri başarılı öğrenciler için de cazip hale getirebilmektir. ASELSAN ve İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ile Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) arasındaki iş birliği sonucu kurulan mesleki ve teknik liseler, lise giriş sınavında üstün başarı göstermiş öğrencileri dahi kendisine çekmeyi başarabilmiştir.
ÜCRETLER İYİLEŞTİRİLMELİ
İkincisi, meslek liseleri ile ilgili sektörlerin iş birliğinin sağlanmasıdır. Bu kapsamda MEB’in hemen tüm sektörlerde sektör temsilcileriyle birlikte hareket etmesi, öğrencilerin işyeri eğitimlerinin planlanmasından, okul müdürlerinin seçilmesine kadar iş birliğinin artırılması dikkat çekicidir.”
Çalışmaların hassasiyetle sürdüğünü belirten Bekir Gür, ek olarak meslek lisesi mezunlarının ücretlerinde iyileştirme yapılması gerektiğini ifade ediyor. “Meslek liseleri, başarısızlıkla ilişkilendirilen algısını değiştirme potansiyeline sahiptir. Bunlara ek olarak, koronavirüs pandemisi dolayısıyla ortaya çıkan sağlık ekipmanları ve gereçlerin karşılanması için meslek liselerinin üretime koşması her türlü takdiri hak etmektedir. Bu çabaların, meslek liselerinin yıpranan imajlarının onarılması için önemli olduğunu düşünüyorum.”