Batı’nın terörle imtihanı

Dünyada terör sorunu son yılların en önemli gündem maddesi, zira 11 Eylül saldırıları, Avrupa başkentlerinde gerçekleşen silahlı ve bombalı saldırılar, Batı’nın güvenlik yaklaşımını doğrudan etkiledi. 2004’te Madrid, 2005’te Londra, 2015’te Paris ve son olarak geçtiğimiz hafta Brüksel’de meydana gelen terör eylemleriyle birlikte hükümetlerin terörizmle mücadele konusuna ciddi yaptırımlar uyguladığını gördük.

Türkiye’ye baktığımızda ise ortada aleni şekilde devam eden terör faaliyetleri olmasına rağmen, terörle mücadele konusunda atılan adımlar, ifade özgürlüğünü ya da insan haklarını ihlal olarak gösterilmeye çalışılıyor. Doğu illerini ateş çemberine çeviren PKK’ya yönelik operasyonları “halkı katletmek” şeklinde lanse ederek hükümeti suçlayan bildiriye imza atan 1128 akademisyen bunun son örneklerinden biri. Oysa özgürlükler ülkesi diye lanse edilen ABD’de “11 Eylül’ü devlet yaptı” diyen 75 akademisyene, senatonun talebiyle FBI soruşturma başlatmıştı. Görev yaptıkları üniversitelerin ağır şekilde eleştirdiği akademisyenlerin bazıları görevinden atıldı.

Hükümet, Doğu ve Güneydoğu’daki operasyonlarında halkın güvenliğini sağlamak için bazı il ve ilçelerde sokağa çıkma yasağı uygularken, PKK için tek bir eleştirisi dahi bulunmayan yine malum çevreler, Erdoğan’ı ve Davutoğlu’nu diktatöre benzetti. Oysa Paris’te 2015’te düzenlenen ve 130 kişinin öldüğü terör saldırıları sonrası, sokağa çıkma yasağı ilan edildiği gibi, 48 saat içinde 168 ev ve iş yerine baskın düzenlenmiş, 104 kişi ev hapsine alınmış, 23 kişi tutuklanmış, terör örgütü propagandası yaptığı tespit edilen internet sitelerine erişim yasaklanmış, terör bağlantılı dernekler de kapatılmıştı. Fransız halkı operasyonları eleştirmek şöyle dursun, elinden gelen desteği göstermişti.

Avrupa ve Amerika’da terörle mücadele için sert yaptırımlar, müeyyideler hayata geçirildi, geçirilmeye devam ediyor ve halktan da destek buluyor. ABD ve Avrupa’nın terörle mücadele için kullandığı, ancak bizde yapılsa “Hükümet istifa” sürecine kadar gidebilecek yöntemleri sizin için araştırdık.

11 Eylül’ün izleri hala devam ediyor

11 Eylül 2001’de ABD’nin New York kentindeki Dünya Ticaret Merkezine ve başkent Washington yakınlarındaki Pentagon’a yapılan saldırılar, ABD’de terörizmle mücadele konusunu gündemin üst sıralarına taşıdı. Terörle mücadele adı altında yeni yasalar getiren ABD, insan hayatını tehlikeye atması, cebir ve korku kullanarak toplumu yönlendirmesi, suikast ve toplu katliamları engelleyecek yasalar çerçevesinde uzun tutukluluk sürelerinden ağır sorgulama yöntemlerine kadar katı yaptırımlar uyguladı. Ayrıca 11 Eylül saldırılarından sonra çıkarılan yeni yasayla birlikte İç Güvenlik Örgütü kuran ABD, ülkede terör saldırılarının tekrarlanmaması için terörle ilgisinin olup olmamasına bakılmaksızın ülkeye giren herkesin fotoğraf ve parmak izlerini alıyor. Başkan George W. Bush döneminde başlayan bu uygulamalar Obama döneminde de devam ediyor.

New York Police Department officers detain a protester during a march through the Manhattan borough of New York City calling for social, economic, and racial justice April 29, 2015. Billed as "NYC Rise Up & Shut it Down With Baltimore", the demonstration was being held to support Baltimore's protests against police brutality following the April 19 death of Freddie Gray in police custody. REUTERS/Mike Segar

New York Police Department officers detain a protester during a march through the Manhattan borough of New York City calling for social, economic, and racial justice April 29, 2015. Billed as “NYC Rise Up & Shut it Down With Baltimore”, the demonstration was being held to support Baltimore’s protests against police brutality following the April 19 death of Freddie Gray in police custody. REUTERS/Mike Segar

İngiltere’de terörü övmek suç

İngiltere terörle mücadelede uzun süreli deneyimlere sahip ülkelerden birisi. İngiliz Hükümeti’nin İstanbul, Madrid ve Londra saldırıları sonrasında mücadele yaklaşımı, yeni yasalar çıkararak güvenlik güçlerinin yetkilerini artırma ve terörü güç kullanma yoluyla bastırma şeklinde oldu. 2000’li yıllarda yürürlüğe soktuğu terörizmle mücadele çerçevesinde, örgütlerin listesini oluşturdu ve terörizmin tanımını genişletti. Yasalara göre, hükümete ya da uluslararası organizasyonlara tehdit yoluyla etki etme, toplumun ya da bir kısmının tehdit edilmesi, tehdidin belli bir siyasi, dini, ırksal ve ideolojik amaçla kullanılması bunlar arasında. Ayrıca, bireye karşı ciddi bir suçun işlenmesi, konuta ciddi bir zarar verilmesi, kişinin hayatının tehlikeye atılması, ciddi bir şekilde elektronik bir sistemin durdurulması terör eylemi kapsamında yer alıyor. 2006’da yapılan güncellemeyle terör eylemlerini övmek, eğitim vermeyi ve almayı amaç edinen siteler üzerinden terörü teşvik etmek de terör suçu olarak görülüyor. Polisin yetkilerinin yasalarla belirlendiği ve korunduğu İngiltere’de şüpheli görülen bir kişi arama izni olmaksızın gözaltına alınabiliyor. Polis, bir kişiyi evinde ya da aracında gözaltına aldıysa izin gerekmeksizin bu kişinin evinde ya da aracında kanıt toplamak amacıyla arama yapabiliyor. İngiltere’de polis, terörle ilgili suçlarda ise gözaltı süresi 28 güne kadar çıkabiliyor.

Fransa vatandaşlıktan çıkarıyor

Fransa, Avrupa’da terörle mücadele tedbirlerini katılaştıran ülkelerin başında geliyor. Paris katliamı sonrası olağanüstü hâl ilan eden hükümet, terörle mücadelede kapsamlı tedbirler aldı. 2015’te artarda gerçekleşen Paris saldırıları sonrası İstihbarat Yasası’nda değişikliğe giden meclis, terörizmin tanımını genişletti. Tanıma göre ülkede kasten kamu düzenini korkutma ve terörize ederek bozma, herhangi bir hava, deniz veya kara taşıtını kaçırma, kontrolünü zorla ele alma, gasp ve tahrip, patlayıcı ve nükleer maddeleri izinsiz bulundurma, kullanma ve taşıma, silah kullanarak kamu düzenini bozmaya çalışma terör faaliyeti kapsamında değerlendiriliyor. Diğer yandan ülkede terör suçlularına yardım ve yataklık etmek de terör faaliyeti sayılıyor. Paris yönetimi ayrıca önümüzdeki günlerde caydırıcılığı artırmak için terör suçu işlediği tespit edilen kişilerin vatandaşlıktan çıkarılmasını öngören Olağanüstü Hal Yasası’nı hayata geçirmeye hazırlanıyor.

Belçika’da telefon dinlemeleri artıyor

Fransa’da meydana gelen saldırılar sonrasında teröre karşı tedbirleri son dönemde sıkılaştıran ve bu tavrında haklı olduğu geçen haftaki saldırıyla anlaşılan ülkelerden bir diğeri Belçika. Ülkeye ciddi zarar veren, ülkenin siyasi, ekonomik yönden zarar görmesini hedefleyen ya da ciddi ölçüde işlemez hale getirmeyi hedefleyen eylemler terör eylemi olarak görülüyor. Belçika parlamentosu Paris saldırılarının ardından acil önlem planı çerçevesinde terörle mücadele paketi oluşturdu. Pakette yer alan önlemler kısaca şunlar: İstihbarat yasası revize edilerek telefon dinlemeleri ve teknik takibat artırılması, yeni bir anayasa çıkararak terör faaliyetleri için yapılan gözaltı süresinin 72 saate yükseltilmesi, fişlenmiş isimlere elektronik kelepçeyle teknik takip yapılması. Uçak ve hızlı trenle seyahat eden herkesin bilgileri kayıt altına alınıp depolanması, radikal cami ve müesseselere operasyonlar yapılması, kin ve nefret körükleyen internet sitelerinin kapatılması.

belcika5

Avusturya’da cinayet, yaralama ve adam kaçırma terör suçu

Avusturya da Paris saldırıları sonrasında sert tedbir alan ülkelerden. Son yıllarda artan terör saldırıları neticesinde yeni yasalar çıkaran hükümet yetkilileri diğer ülkelerde olduğu gibi, terörün tanımını genişletti. Söz konusu yasalara göre “cinayet, yaralama, gasp ile adam kaçırma, mülkiyete büyük zarar vermek, hava korsanlığı, kasıtlı çevreye zarar, terör suçlarına davet ve onay, ekonomik ve toplumsal ciddi zarar, halkı ağır şekilde korkutmak, ulusal veya uluslararası bir kuruluşu yok etmeye teşebbüs” terör suçları arasında yer alıyor. Yasalara göre ayrıca saldırı veya terör eylemlerini duyuran, planlayan, gerçekleştiren ve mali destek veren kişi veya gruplar “terörist” olarak nitelendiriliyor.

Almanya hâkim izni beklemiyor

Yakın dönemde terörle mücadele yasalarını sıkılaştıran Almanya’da 2009’da çıkarılan yasa gereği uluslararası terörizmle daha etkin mücadele için polise bazı yetkiler tanıdı. Yasaya göre terör şüphelilerinin bilgisayarları izlenebiliyor, telefonları dinlenebiliyor ve evlerinde arama yapılabiliyor. Federal Suç Dairesi, terörle mücadele kapsamında “önleyici” soruşturmalar yapabiliyor. Ağır suçlar söz konusuysa ve soruşturma sırasında somut tehlike seziliyorsa emniyet yetkilileri hâkim izniyle kişisel bilgisayarlara giriş yapabiliyor. Acil durumlarda Federal Emniyet Teşkilatı Başkanı hâkimin izni olmadan müdahale edebiliyor. Terörle mücadele kapsamında yeni yasalar çıkaran Alman Hükümeti, seyahat etmek isteyenlerin pasaportlarına el koyabiliyor. Meclisten geçen yasada, terörün finansmanı konusunda daha sıkı düzenlemeler ve daha ağır cezalar öngörülüyor.

İtalya’da 10 ila 20 yıl arasında hapis

İtalyan Ceza Kanununa göre; demokratik düzeni yıkmak için şiddet eylemleri gerçekleştirme amacında olan örgütler ve bu örgütleri övenler, oluşturanlar, kuranlar ve dolaylı da olsa finans temine edenler terör eylemi olarak kabul ediliyor. Ayrıca terör örgütlerinde yer alan kişilere barınma, yiyecek, konaklama, ulaştırma veya iletişim olanakları sağlamak da terör suçu kapsamına giriyor. Bu suçu işleyen kişiler 10 ila 20 yıl arasında değişen hapis cezalarıyla karşı karşıya kalıyor.

İspanya’da polis ve yargının yetkileri genişliyor

Uzun terör tecrübesine sahip ülkelerden biri İspanya, Fransız karikatür dergisi ‘Charlie Hebdo’ya yönelik terör saldırısının ardından ceza yasasındaki değişiklikleri içeren anayasayı meclisten geçirdi. Yeni düzenlemeye göre terör suçlarına verilen cezaları ağırlaştırmanın yanısıra, terör zanlıları ve şüphelilerin takibinde polis ve yargının yetkilerini genişletiyor. İspanyol Ceza Kanununa göre; hırsızlık, şantaj ve tehdit kasıt taşıması halinde terör kapsamına giriyor. Terörist gruba üye olan kişilerce hazırlanan sahte belgelerle sahtecilik de terör suçu olarak kabul ediliyor. Örgütlere yardım ve yataklık eden kişiler 7 ila 15 yıl arasında değişen hapis cezalarıyla cezalandırılmakta. Hollanda’da terör örgütüne üye olduğu tespit edilen ve terörle ilintili suçlarla yargılanıp mahkûm olanlar vatandaşlıktan çıkarılıyor. Hükümetin bu konudaki yasa tasarısı parlamentonun ardından senato tarafından da onaylandı. Yasanın Nisan’dan önce yürürlüğe girmesi planlanıyor.

Benzer konular