Hugo Chavez’in ölümü sonrası dünya petrol piyasalarındaki fiyat düşüşü nedeniyle zor günler geçirmeye başlayan Venezuela, ABD ve Batı’nın ekonomik ambargolarıyla adeta nefes alamaz hâle gelmişti. Özellikle 2016 yılından bu yana ekonomik krizin derinden etkilediği Venezuela’da Nicolas Maduro, kendisi ve rejimine karşı başlatılan irili ufaklı darbe girişimlerinden sıyrılmıştı. Ancak 30 Nisan’da ABD ve Batı’nın açık desteğini arkasına alan ordunun bir bölümü ve darbe sonrası Başkan olması planlanan Venezuela Ulusal Meclis Başkanı Juan Guaido’nun ortaya çıktığı girişim Maduro’nun en fazla zorlandığı darbe girişimi olmuştu.
Hugo Chavez’in ölümü sonrası dünya petrol piyasalarındaki fiyat düşüşü nedeniyle zor günler geçirmeye başlayan Venezuela, ABD ve Batı’nın ekonomik ambargolarıyla adeta nefes alamaz hâle gelmişti. Özellikle 2016 yılından bu yana ekonomik krizin derinden etkilediği Venezuela’da Nicolas Maduro, kendisi ve rejimine karşı başlatılan irili ufaklı darbe girişimlerinden sıyrılmıştı. Ancak 30 Nisan’da ABD ve Batı’nın açık desteğini arkasına alan ordunun bir bölümü ve darbe sonrası Başkan olması planlanan Venezuela Ulusal Meclis Başkanı Juan Guaido’nun ortaya çıktığı girişim Maduro’nun en fazla zorlandığı darbe girişimi olmuştu.
ABD’NİN TANIDIĞI BAŞKAN GUADİO
30 Nisan’da ordunun darbe girişimini takiben daha önce kendini devlet başkanı ilan eden Venezuela Ulusal Meclis Başkanı Juan Guaido’nun sosyal medya hesabından yayınladığı 3 dakikalık bir videoyla halkı ve askerleri sokağa çağırmasıyla darbe girişiminin ‘sivil’ ayağı da başlamıştı. Dünya haber ajanslarının son dakika gelişmesi olarak izleyicilerine duyurduğu muhalif liderin çağrısı, başkent Karakas’daki La Carlota Hava Üssü yakınlarında bir yerde, kendisini destekleyen bir grup askerle çektiği video görüntüsünden oluşmaktaydı. Görüntüde dikkatleri çeken ayrıntılardan biri, muhalif kişiliğiyle bilinen, ev hapsindeki aktivist Leopoldo Lopez’in de Guaido’nun yanında yer almasıydı. Eylemin amacı belliydi: “Venezuela’yı demokratik olarak yeniden ayağa kaldırmak için Venezuela halkını harekete geçirerek” Maduro yönetimini yerinden etmek. Tüm bunların “özgürlük operasyonu” (operación libertad) koduyla yapıldığını da hatırlamamız gerekiyor.
ULUSLARARASI TEPKİLER
Guadio’nun kendini başkan ilan etmesi ve ardından gelen darbe girişimi sonrası uluslararası tepkiler aslında dünyada yaşanan çoğu krizde olduğu gibiydi. Başta Rusya, Çin ve Türkiye olmak üzere Maduro’nun yanında olurken, ABD, AB ve bölgede önemli sayıda Venezuela’lı sığınmacıya ev sahipliği yapan ülkeler Guiado’yu başkan tanıdıklarını ilan etmişti.
MADURO DARBEDEN GÜÇLENEREK ÇIKTI
Darbe girişimi yaşandıktan sonra Venezuela Savunma Bakanı Vladimir Padrino Lopez ilk saatlerde yaptığı açıklamayla Nicolas Maduro’ya tam bağlılık gösterdiklerini bildirmişti; “Hain darbe girişimi karşısında teyakkuzdayız. Askeri birliklerde olağan dışı bir durum yok” diyerek darbe girişiminin seyrini değiştirdi ve girişimin alt düzeyde ve sınırlı sayıda askerle kalmasını sağladı.
Maduro’nun bu süreçte başta Türkiye, Rusya ve Çin ile darbe girişim süresince temasta olması, Maduro’nun ülkedeki durumunu güçlendirdi.
Darbe girişiminin ilk saatlerinde Maduro’nun vatandaşları sokağa davet etmesi süreci yönetirken zorlanmaması dikkat çekti. Uluslararası uzmanlar tarafından, ABD’nin ekonomik ambargosu ve darbe girişimine desteği olmasaydı çoktan iktidardan düşmüş olacağı düşünülen Maduro’nun, başarısızlığını ulusal bağımsızlık mücadelesine çevirmesiyle, birçok Venezuelalı tarafından haklı görüldü ve emperyalist müdahaleye karşı halktan destek buldu.
TRUMP BAŞARISIZ OLDU
Darbe girişimi sonrası süreçte muhalif Guiado ve Maduro arasında herhangi bir temas olmasa da müzakere zemini oluşturulmaya çalışıldı. Ancak bu müzakerelerden bir sonuç çıkmaması, Guiado’nun ABD ve arkasındaki diğer aktörler tarafından gözden düşmesine neden oldu. Darbe süreci öncesi Venezuela’ya ekonomik olarak adeta nefes aldırmayan Trump’ın darbe girişimine destek vermesine rağmen sonuç alamaması açıkça başarısızlık olarak uluslarası kulislerde konuşulmaya başlandı. Venezuela iç dinamiklerinin ABD ve diğer emperyalist ülkelerin müdahalesine tepki göstermesi Guiado projesini gündemden düşürdü.
Uluslararası hükümetlerle de arasını düzeltmeye başlayan Maduro, daha önce ülkesinde istemediği batılı ülkelerin büyükelçilerinin Karakas’a tekrar gelmesine onay verdi. Yaşanan darbe girişimi ve Guiado’nun hukuksuz olarak kendini Devlet Başkanı ilan etmesine rağmen Maduro, ülkesindeki muhalefete ve tüm aktörlere bir kez daha diyalog çağrısı yaptı.
ÜLKEDE HAYAT NORMALE DÖNÜYOR
ABD ve Batı’nın açıktan desteği ile gündeme gelen Guiado’nun ve doğal olarak ABD’nin başarısızlığı sonrası Maduro, ordu ve halk üzerindeki etkisini sağlamlaştırıyor.
Aylardır büyük bir siyasi buhran yaşayan ve darbe girişimlerine sahne olan Venezuela’da “Bağımsızlık İlanı”nın 208’inci Yıl Dönümü ve Bolivarcı Ulusal Silahlı Kuvvetler Günü kutlamaları dolayısıyla Maduro hükümeti askeri geçit töreni ve sivil yürüyüş, kendini geçici devlet başkanı ilan eden Ulusal Meclis (AN) Başkanı Juan Guaido öncülüğündeki muhalifler ise protesto gösterisi düzenledi. Ülkede yeniden parlamento seçimlerinin yapılması için farklı ülkelerin Maduro hükümetiyle müzakereler yürüttüğü biliniyor.
ABD NE YAPACAK?
Hugo Chavez’in döneminde petrol fiyatlarının yükselmesi ile Venezuela’da artan refah, Chavez’in ölümü sonrası ve petrol fiyatlarının düşmesi Maduro’nun işini zorlaştırmıştı. Bunun üzerine ABD’nin ağır ekonomik yaptırımları Venezuelalıları açlık sınırında yaşatmaya itmişti.
OPEC petrol rezervlerinin yüzde 24.8’ine sahip olan Venezuela’ya ABD’nin ilgisi bitecek gibi görünmüyor. Ülke içerisinde farklı bir ‘Devlet Başkanı’ tanıması ve yaptırımların giderek ağırlaşacağını açıklayan ABD’nin Maduro’nun ensesinde olduğu açık.
Ancak Guiado başarısızlığı Trump’ın Venezuela konusunda ekibinden memnun olmadığı iddialarını da gündeme getirdi. Başta Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton olmak üzere, ekibinin Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro’yu hafife aldığı ve Venezuela konusunda kendisini yanılttığını söylediği iddia ediliyor. Venezuela içerisinde siyasi bir figür ve silahlı unsurları desteklemenin başarısızlık getirdiğini gören ABD, Maduro ile ilişkilerini uzun bir süreye yayarak diplomatik olarak çözmenin yollarını arayacaktır.